Kesk Adana'da maaşlar ve vergilerle ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi.
Haber Giriş Tarihi: 15.01.2024 15:06
Haber Güncellenme Tarihi: 15.01.2024 15:06
Kaynak:
CANSU ERSOY
ilkhaber-gazetesi.com
Kesk Adana'da gar önünde açıklama gerçekleştirdi. Açıklamayı Kesk Dönem Sözcüsü Belgin Işık yaptı.
Işık, "TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı ile birlikte kamu emekçisi ve emeklilerinin enflasyon farkı dahil maaşlarındaki aylık artış yüzde 49,25 oldu. Bu yüzde 49,25'lik oranın yüzde 15'lik kısmı yetkili ama etkisiz yandaş sendikanın ocak zammı. Aralık ayı enflasyon rakamını %2.93 olarak açıklayan iktidar TÜİK eliyle gerçek enflasyon rakamlarını en az %25 oranında aşağıya çekmiştir" dedi.
Kamu emekçileri ve emeklilerin bir kez daha “toplu sözleşme” denilen sefalet ücretine yetkili sendika tarafından mahkûm edildiğini söyleyen Işık, "Kamu emeklisi ve emekçisine yansıyan toplu sözleşme zammı ’dir. Geriye kalan enflasyon farkıdır. Kamuoyuna yansıtılan memurun %50 zam alması tamamen aldatmacadır. ENFLASYON FARKI zam değildir! 6 aylık enflasyondan kaynaklanan zararın telafi edilmesidir. Ki enflasyon rakamları da kasıtlı olarak düşük gösterilerek milyonlarca emekçi ve emekli mağdur edilmektedir. Olması gereken toplu sözleşme döneminde beklenen enflasyon ve refah payı da eklenerek zam oranlarının belirlenmesidir" şeklinde konuştu.
Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"15 Ocak maaş zammı derdimize derman olmayacaktır. Türk İş Aralık ayı verilerine göre, açlık sınırının 16 bin 483 liraya, yoksulluk sınırının 47 bin 009 liraya, bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti ise 18.796 liraya yükseldiği günümüzde ülkedeki her beş kişiden biri açlık sınırı altında bir gelirle yaşamaya çalışmaktadır. Bu rakamlarda kişilerin kendini sosyal ve kültürel alanda geliştirmesi için, yılda bir sefer bile olsa tatil yapma olanakları yer almamaktadır. Artık bir maaş birçok ilde sadece bir kiraya ya zor yetmekte ya da kira ücretinin bile altında kalmaktadır. 20 yıl önce en düşük emekli maaşı asgari ücretin üzerinde iken bugün her dört emekliden üçü asgari ücretin yarısına bile ulaşmayan sefalet aylığı ile yaşam mücadelesi vermektedir. Aradaki fark, günden güne nasıl da yoksullaştırıldığımızı gözler önüne sermektedir. Son 20 yılda kamu emekli ve emekçilerinin maaşları eridi ve 2023 yılı da bu açıdan en kötü dönem oldu."
Işık, "Ülkenin zamlarla kavrulmakta, elektrikten doğalgaza, gıda ürünlerinden kiralara kadar uzanan zam kasırgası hız kesmeden sürmektedir. Yarattıkları krizin faturasını krizi çıkaranlara ödetmek yerine emekçiye, emekliye ödetmek için adeta sermayeyle el ele verdikleri şu dönemde “krizin faturasını, krizi çıkaranlar ödesin” demeye ve emeğin hakkını talep etmek için bir araya gelmeye, üretimden gelen gücümüzü kullanmaya devam edeceğiz" diye kaydetti.
Yaşanan ekonomik krizin siyasi bir tercihin sonucu olduğundan söz eden Işık, "İktidarın ekonomik modeli IMF’nin kemer sıkma politikaları gibi sert biçimde uygulanıyor, kemerin bir ucunda emek gelirleri sıkılıyor öte yanında ise vergi artışları ve zamlarla emekçinin harcanabilir geliri düşürülüyor. Toplumun bütün kesimlerini ezdikçe eziyor, emeğimizi her gün biraz daha değersizleştiriyor. Halk işsizlikle, açlıkla, yoksullukla, artan borçlarla mücadele ederken iktidar halâ bir avuç patrona ve yandaş zümreye yeni ayrıcalıklar tanıyor, muafiyetler getiriyor. Bu nedenle nüfusun yüzde 1’ini oluşturan ama ulusal servetin yüzde 54’ünü elinde tutan dolar milyarderleri büyüdükçe büyüyor. Bizler zam sağanağı altında inim inim inlerken tek sesli medyanın propagandasıyla yaşananların zorunluluktan kaynaklandığı, zamlarla ekonominin toparlanacağı, enflasyonun frenleneceği yalanı dolaşıma sokuluyor."
"Kamu emekçisi, emekli olduğunda aylık olarak eline geçen rakam çalışırken aldığının ancak yarısı kadardır. Emekçiler, günbegün artan enflasyon karşısında düşük ücretler nedeniyle emekli olamamaktadırlar. Tüm bu yaşananların sorumlusu iktidarın, kaynakları sermayeye aktarması, toplu satış sözleşmesi yapan yetkili ama etkisiz sendika Memur Sen ve olanlara müdahale etme gereği dahi duymayan muhalefettir. Oysa biz sendikal örgütlenmenin en önemli kazanımının Toplu İş Sözleşmesi (TİS) olduğunu biliyoruz. Bu sendikalar yüzünden TİS de içeriksiz ve işlevsiz hale gelmiştir. TİS’lerin satış sözleşmelerine döndüğü yetmezmiş gibi iktidar her seferinde tek taraflı ücret belirlemeleri ile TİS masasını da özellikle anlamsız hale getirmektedir" diyen Işık, isteklerini şu şekilde sıraladı:
-Başta temel tüketim maddeleri olmak üzere yapılan zamlar geri alınsın.
-Temel ücretler yoksulluk sınırı üzerine çıkarılsın.
-Ücretler toplu sözleşmelerle belirlensin, her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellensin, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklensin.
-Vergide adalet sağlansın, az kazanandan az, çok kazandan çok verginin alındığı, artan oranlı servet vergisinin uygulandığı bir vergi düzeni getirilsin."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kesk açıklama yaptı, "Geçinemiyoruz" dedi
Kesk Adana'da maaşlar ve vergilerle ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kesk Adana'da gar önünde açıklama gerçekleştirdi. Açıklamayı Kesk Dönem Sözcüsü Belgin Işık yaptı.
Işık, "TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı ile birlikte kamu emekçisi ve emeklilerinin enflasyon farkı dahil maaşlarındaki aylık artış yüzde 49,25 oldu. Bu yüzde 49,25'lik oranın yüzde 15'lik kısmı yetkili ama etkisiz yandaş sendikanın ocak zammı. Aralık ayı enflasyon rakamını %2.93 olarak açıklayan iktidar TÜİK eliyle gerçek enflasyon rakamlarını en az %25 oranında aşağıya çekmiştir" dedi.
Kamu emekçileri ve emeklilerin bir kez daha “toplu sözleşme” denilen sefalet ücretine yetkili sendika tarafından mahkûm edildiğini söyleyen Işık, "Kamu emeklisi ve emekçisine yansıyan toplu sözleşme zammı ’dir. Geriye kalan enflasyon farkıdır. Kamuoyuna yansıtılan memurun %50 zam alması tamamen aldatmacadır. ENFLASYON FARKI zam değildir! 6 aylık enflasyondan kaynaklanan zararın telafi edilmesidir. Ki enflasyon rakamları da kasıtlı olarak düşük gösterilerek milyonlarca emekçi ve emekli mağdur edilmektedir. Olması gereken toplu sözleşme döneminde beklenen enflasyon ve refah payı da eklenerek zam oranlarının belirlenmesidir" şeklinde konuştu.
Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"15 Ocak maaş zammı derdimize derman olmayacaktır. Türk İş Aralık ayı verilerine göre, açlık sınırının 16 bin 483 liraya, yoksulluk sınırının 47 bin 009 liraya, bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti ise 18.796 liraya yükseldiği günümüzde ülkedeki her beş kişiden biri açlık sınırı altında bir gelirle yaşamaya çalışmaktadır. Bu rakamlarda kişilerin kendini sosyal ve kültürel alanda geliştirmesi için, yılda bir sefer bile olsa tatil yapma olanakları yer almamaktadır. Artık bir maaş birçok ilde sadece bir kiraya ya zor yetmekte ya da kira ücretinin bile altında kalmaktadır. 20 yıl önce en düşük emekli maaşı asgari ücretin üzerinde iken bugün her dört emekliden üçü asgari ücretin yarısına bile ulaşmayan sefalet aylığı ile yaşam mücadelesi vermektedir. Aradaki fark, günden güne nasıl da yoksullaştırıldığımızı gözler önüne sermektedir. Son 20 yılda kamu emekli ve emekçilerinin maaşları eridi ve 2023 yılı da bu açıdan en kötü dönem oldu."
Işık, "Ülkenin zamlarla kavrulmakta, elektrikten doğalgaza, gıda ürünlerinden kiralara kadar uzanan zam kasırgası hız kesmeden sürmektedir. Yarattıkları krizin faturasını krizi çıkaranlara ödetmek yerine emekçiye, emekliye ödetmek için adeta sermayeyle el ele verdikleri şu dönemde “krizin faturasını, krizi çıkaranlar ödesin” demeye ve emeğin hakkını talep etmek için bir araya gelmeye, üretimden gelen gücümüzü kullanmaya devam edeceğiz" diye kaydetti.
Yaşanan ekonomik krizin siyasi bir tercihin sonucu olduğundan söz eden Işık, "İktidarın ekonomik modeli IMF’nin kemer sıkma politikaları gibi sert biçimde uygulanıyor, kemerin bir ucunda emek gelirleri sıkılıyor öte yanında ise vergi artışları ve zamlarla emekçinin harcanabilir geliri düşürülüyor. Toplumun bütün kesimlerini ezdikçe eziyor, emeğimizi her gün biraz daha değersizleştiriyor. Halk işsizlikle, açlıkla, yoksullukla, artan borçlarla mücadele ederken iktidar halâ bir avuç patrona ve yandaş zümreye yeni ayrıcalıklar tanıyor, muafiyetler getiriyor. Bu nedenle nüfusun yüzde 1’ini oluşturan ama ulusal servetin yüzde 54’ünü elinde tutan dolar milyarderleri büyüdükçe büyüyor. Bizler zam sağanağı altında inim inim inlerken tek sesli medyanın propagandasıyla yaşananların zorunluluktan kaynaklandığı, zamlarla ekonominin toparlanacağı, enflasyonun frenleneceği yalanı dolaşıma sokuluyor."
"Kamu emekçisi, emekli olduğunda aylık olarak eline geçen rakam çalışırken aldığının ancak yarısı kadardır. Emekçiler, günbegün artan enflasyon karşısında düşük ücretler nedeniyle emekli olamamaktadırlar. Tüm bu yaşananların sorumlusu iktidarın, kaynakları sermayeye aktarması, toplu satış sözleşmesi yapan yetkili ama etkisiz sendika Memur Sen ve olanlara müdahale etme gereği dahi duymayan muhalefettir. Oysa biz sendikal örgütlenmenin en önemli kazanımının Toplu İş Sözleşmesi (TİS) olduğunu biliyoruz. Bu sendikalar yüzünden TİS de içeriksiz ve işlevsiz hale gelmiştir. TİS’lerin satış sözleşmelerine döndüğü yetmezmiş gibi iktidar her seferinde tek taraflı ücret belirlemeleri ile TİS masasını da özellikle anlamsız hale getirmektedir" diyen Işık, isteklerini şu şekilde sıraladı:
-Başta temel tüketim maddeleri olmak üzere yapılan zamlar geri alınsın.
-Temel ücretler yoksulluk sınırı üzerine çıkarılsın.
-Ücretler toplu sözleşmelerle belirlensin, her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellensin, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklensin.
-Vergide adalet sağlansın, az kazanandan az, çok kazandan çok verginin alındığı, artan oranlı servet vergisinin uygulandığı bir vergi düzeni getirilsin."
Cem Garipoğlu soruşturmasında takipsizlik kararı verildi
Aladağlar’da kayıp Belaruslu dağcı kız kardeşler 4 gün sonra Kayseri’de bulundu
Adana'da nişanlısına laf atan iki kişiyi bıçakla yaralayan sanığa 16 yıl 9 ay hapis istemi
Osmaniye’de DEAŞ operasyonu: Yabancı uyruklu şüpheli tutuklandı
İskenderun’da denetim: 10 iş yeri incelendi, 83 kişi sorgulandı
SON HABERLER
Kara Harp Okulu’ndaki kılıçlı mezuniyet törenine ihraç talebi hakkında teğmenlerin avukatlarından ortak açıklama geldi
Kara Harp Okulu’nda kılıçlı mezuniyet töreni sonrası disipline sevk edilen teğmenlerin avukatları, törenin ilgili yönergeye uygun yapıldığını ve müvekkillerine verilen emir doğrultusunda hareket ettiklerini açıkladı. Milli Savunma Bakanlığı’nın açıklamalarına tepki gösterildi.
Adana 22 Kasım 2024 tarihli nöbetçi eczaneler
Adana'nın merkez ilçeleri Seyhan, Çukurova, Yüreğir ve Sarıçam'da 22 Kasım 2024 Cuma günü nöbetçi olan eczanelerin listesini sizler için araştırdık.
Hatay'ın Tescilli Lezzeti Belen Tava: Kiremitte Pişen Efsane Tat!
Hatay’ın gastronomi dünyasındaki benzersiz lezzetlerinden biri olan Belen Tava, tescillenerek coğrafi işaret aldı. Bölgeye özgü baharatlar ve kuzu etiyle hazırlanan bu geleneksel yemek, kiremitte pişirilerek eşsiz bir tat sunuyor.