Bakan Kurum, kirlilik ve balık ölümleriyle mücadele için acil önlemler çağrısında bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 05.09.2024 14:34
Haber Güncellenme Tarihi: 05.09.2024 14:45
Kaynak:
AA
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İzmir Körfezi'nde yaşanan toplu balık ölümleri, kötü koku ve kirliliğin sebeplerinin araştırılması ve önlenmesi amacıyla oluşturulan "İzmir Körfezi Bilim Kurulu Heyeti" üyeleriyle körfezde yapılan incelemeye katıldı.
Bilim insanlarıyla TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi'ne binerek denize açılan Kurum, yaptığı konuşmada dünyanın göz bebeği, tabiat harikası İzmir Körfezi'nin aynı zamanda Kurtuluş Savaşı'nda düşmanın denize döküldüğü Mavi Vatan'ın en anlamlı noktası olduğuna işaret etti.
Körfezin güzel adaları, tuzlaları, dalyanlarıyla, kuş cenneti ve lagünleriyle tam bir cennet parçası olduğunu dile getiren Kurum, "Maalesef bugün, sıraladığım tüm bu güzellikler tehlike altındadır, İzmir Körfezi adeta can çekişmektedir. İzmir Körfezi'miz, karadan gelen kirlilik nedeniyle artık nefes alamamaktadır. Balıklarımız toplu ölümler yaşamaktadır." diye konuştu.
Bakanlık olarak kirliliğin sebeplerini incelemek için harekete geçtiklerini ve körfezin farklı noktalarından deniz suyu numuneleri aldıklarını belirten Kurum, şunları kaydetti:
"Üzülerek söylüyorum; denizdeki atık su kaynaklı amonyak miktarı, olması gerekenden tam 50 kat daha fazladır. Yani bu ne demek? Evsel ve endüstriyel atıklar suya arıtılmadan karıştırılıyor demek. Bu da beraberinde koku problemini getirmekte hem denizdeki canlıları hem de insan sağlığını tehdit etmektedir. Denizdeki oksijene baktığımızda da benzer bir manzarayla karşılaşıyoruz. İzmir Körfezi'ndeki oksijen seviyesi 6 miligram/litre olması gerekirken balıklar, canlılar için olması gereken alt sınır 4-4,5 miligram/litre iken ölçtüğümüz oksijen seviyesi 1,8'e, yer yer sıfıra kadar düşmüştür. Yani denizde oksijen kalmamıştır."
Toplu Balık Ölümleri ve Kirlilik Krizi
Kurum, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan inceleme sonuçlarında da kirlilik parametrelerinin özellikle 2020 yılından sonra ciddi miktarda arttığının görüldüğünü söyledi.
Bakan Kurum, körfezdeki su hareketliliği ve sirkülasyonun artık durma noktasına geldiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İç körfezde toplam fosfor, klorofil-a ve amonyum azot gibi zararlı maddeler, sınır değerlerinden tam 2 kat daha fazladır. Maalesef iç körfezimizde denizdeki su hareketliliği ve sirkülasyonu artık durma noktasına gelmiştir. Altını çizerek ifade etmek gerekirse şu anda körfezimizin bazı bölgelerinde yaşam kalmamıştır. Balıklarımız, oksijensiz kaldıkları için ölmüştür. Körfezimize dökülen 7'si aktif 25 derenin durumuna baktığımızda da sonucun içler acısı olduğunu görüyoruz. Bugün derelerdeki su, organik kirlilik açısından tarihin en kötü durumundadır."
Kurum, geçmiş yıllarda İzmir Körfezi'ni temizlemek için Büyük Kanal Projesi yapıldığını hatırlatarak "Bu projenin yağmur suyu ve kanalizasyon şebekesinin birleştirilmiş olması nedeniyle tam 5,5 kat daha fazla kirli ve katı madde denize akmaktadır. Bu denizimiz için hakikaten hayati bir sorundur." dedi.
Körfezde Oksijen ve Kirlilik Sorunları
Kurum, İzmir Körfezi'ndeki kirliliğin bir nedeninin de Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi'nin verimli işletilememesi olduğunu söyledi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, İzmir Büyükşehir Belediyesini bu konuda defalarca uyardığını dile getiren Kurum, son 5 yılda belediyeye 6 milyon liradan fazla, 13 ayrı ceza uygulandığını, cezaların sebebinin tesisin düzgün çalıştırılmaması olduğunu bildirdi.
Kurum, 23 Ağustos'ta Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi'nden numune alındığını, yapılan analiz sonucu tesisteki katı madde değerinin olması gereken limitin 4 kat üzerinde çıktığını aktardı.
Atık Su Arıtma Problemleri ve Yerel Yönetim Eleştirileri
Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi'nin günlük su arıtma kapasitesinin 605 bin metreküp olduğunu bildiren Kurum, şunları kaydetti:
"Ancak tesise gelen atık su miktarı günlük 700 bin metreküpü aşmaktadır. Tesise gelen fazla atık su tesiste arıtılmıyor, çok yüksek miktarda katı atık, orta körfeze arıtılmadan doğrudan dökülüyor. İzmir Körfezi'nin dibine birikiyor, dip çamurunu arttırıyor, canlı yaşamını derinden etkiliyor.
İzmir Körfez'inde yaşanan, tam anlamıyla büyük bir çevre felaketidir. İzmir Körfezi'nin ekosistemi artık durma noktasına gelmiştir, körfezimiz ölmektedir. Denizin bu hale gelmesinin sorumluları seçim meydanlarında 'körfezi temizleyip burada yüzeceğiz' diyen ama görevdeyken tek bir adım atmayanlardır. Sorumlular şimdi suçlarını gizlemek için 'bu balıklar bize ait değil, bunlar gemilerle getirildi' diyen ve kendilerini gülünç duruma düşürenlerdir. Bu kirliliğin sorumlusu, yağmur suyu ve kanalizasyon kanallarını bile birbirinden ayıramayan, kurulu atık su tesislerini bile çalıştıramayan, derelerini dahi ıslah etmekten aciz olan yerel yönetimlerdir, belediyelerdir."
Bakan Kurum, sorumluları izleme ve denetim görevine kararlılıkla devam edeceklerini, bilim kurulunu oluşturduklarını, koordinasyon toplantısında da bilim insanlarıyla, STK temsilcileriyle ve kamu kurumlarıyla neler yapılacağını konuşacaklarını, kurulun bundan böyle yerel yönetimlere yol göstereceğini aktardı.
Bilim insanlarının İzmir'deki yerel yöneticiler için kirlilikle mücadeleye dair yol haritaları çıkaracağını, ev ödevleri vereceğini dile getiren Kurum, "Biz de bakanlık olarak belediyeler ev ödevlerini yapıyor mu yapmıyor mu, anlık olarak takip edeceğiz. Eksiklikleri varsa söyleyeceğiz. Yönetim zafiyeti söz konusuysa uyaracağız. Atılması gereken adımlar atılmıyorsa harekete geçmeleri için zorlayacağız." diye konuştu.
Bakan Kurum, bir gazetecinin sorusu üzerine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın da toplantıya davet edildiğini belirterek, "Ama maalesef yurt dışında olmayı tercih etmiş. Anlaşılan o ki İzmir'den daha önemli meseleleri var." ifadelerini kullandı.
Konuşmanın ardından Kurum ve beraberindekiler kirliliğin yoğunlaştığı Bayraklı açıklarında inceleme yaptı.
İncelemeye İzmir Valisi Süleyman Elban, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyüp Kadir İnan, AK Parti İzmir milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı, Yaşar Kırkpınar, Mahmut Atilla Kaya, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Halit Ergin, AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı ve MHP İl Başkanı Veysel Şahin de katıldı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İzmir Körfezi'nde çevresel kriz
Bakan Kurum, kirlilik ve balık ölümleriyle mücadele için acil önlemler çağrısında bulundu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İzmir Körfezi'nde yaşanan toplu balık ölümleri, kötü koku ve kirliliğin sebeplerinin araştırılması ve önlenmesi amacıyla oluşturulan "İzmir Körfezi Bilim Kurulu Heyeti" üyeleriyle körfezde yapılan incelemeye katıldı.
Bilim insanlarıyla TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi'ne binerek denize açılan Kurum, yaptığı konuşmada dünyanın göz bebeği, tabiat harikası İzmir Körfezi'nin aynı zamanda Kurtuluş Savaşı'nda düşmanın denize döküldüğü Mavi Vatan'ın en anlamlı noktası olduğuna işaret etti.
Körfezin güzel adaları, tuzlaları, dalyanlarıyla, kuş cenneti ve lagünleriyle tam bir cennet parçası olduğunu dile getiren Kurum, "Maalesef bugün, sıraladığım tüm bu güzellikler tehlike altındadır, İzmir Körfezi adeta can çekişmektedir. İzmir Körfezi'miz, karadan gelen kirlilik nedeniyle artık nefes alamamaktadır. Balıklarımız toplu ölümler yaşamaktadır." diye konuştu.
Bakanlık olarak kirliliğin sebeplerini incelemek için harekete geçtiklerini ve körfezin farklı noktalarından deniz suyu numuneleri aldıklarını belirten Kurum, şunları kaydetti:
"Üzülerek söylüyorum; denizdeki atık su kaynaklı amonyak miktarı, olması gerekenden tam 50 kat daha fazladır. Yani bu ne demek? Evsel ve endüstriyel atıklar suya arıtılmadan karıştırılıyor demek. Bu da beraberinde koku problemini getirmekte hem denizdeki canlıları hem de insan sağlığını tehdit etmektedir. Denizdeki oksijene baktığımızda da benzer bir manzarayla karşılaşıyoruz. İzmir Körfezi'ndeki oksijen seviyesi 6 miligram/litre olması gerekirken balıklar, canlılar için olması gereken alt sınır 4-4,5 miligram/litre iken ölçtüğümüz oksijen seviyesi 1,8'e, yer yer sıfıra kadar düşmüştür. Yani denizde oksijen kalmamıştır."
Toplu Balık Ölümleri ve Kirlilik Krizi
Kurum, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan inceleme sonuçlarında da kirlilik parametrelerinin özellikle 2020 yılından sonra ciddi miktarda arttığının görüldüğünü söyledi.
Bakan Kurum, körfezdeki su hareketliliği ve sirkülasyonun artık durma noktasına geldiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İç körfezde toplam fosfor, klorofil-a ve amonyum azot gibi zararlı maddeler, sınır değerlerinden tam 2 kat daha fazladır. Maalesef iç körfezimizde denizdeki su hareketliliği ve sirkülasyonu artık durma noktasına gelmiştir. Altını çizerek ifade etmek gerekirse şu anda körfezimizin bazı bölgelerinde yaşam kalmamıştır. Balıklarımız, oksijensiz kaldıkları için ölmüştür. Körfezimize dökülen 7'si aktif 25 derenin durumuna baktığımızda da sonucun içler acısı olduğunu görüyoruz. Bugün derelerdeki su, organik kirlilik açısından tarihin en kötü durumundadır."
Kurum, geçmiş yıllarda İzmir Körfezi'ni temizlemek için Büyük Kanal Projesi yapıldığını hatırlatarak "Bu projenin yağmur suyu ve kanalizasyon şebekesinin birleştirilmiş olması nedeniyle tam 5,5 kat daha fazla kirli ve katı madde denize akmaktadır. Bu denizimiz için hakikaten hayati bir sorundur." dedi.
Körfezde Oksijen ve Kirlilik Sorunları
Kurum, İzmir Körfezi'ndeki kirliliğin bir nedeninin de Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi'nin verimli işletilememesi olduğunu söyledi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, İzmir Büyükşehir Belediyesini bu konuda defalarca uyardığını dile getiren Kurum, son 5 yılda belediyeye 6 milyon liradan fazla, 13 ayrı ceza uygulandığını, cezaların sebebinin tesisin düzgün çalıştırılmaması olduğunu bildirdi.
Kurum, 23 Ağustos'ta Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi'nden numune alındığını, yapılan analiz sonucu tesisteki katı madde değerinin olması gereken limitin 4 kat üzerinde çıktığını aktardı.
Atık Su Arıtma Problemleri ve Yerel Yönetim Eleştirileri
Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi'nin günlük su arıtma kapasitesinin 605 bin metreküp olduğunu bildiren Kurum, şunları kaydetti:
"Ancak tesise gelen atık su miktarı günlük 700 bin metreküpü aşmaktadır. Tesise gelen fazla atık su tesiste arıtılmıyor, çok yüksek miktarda katı atık, orta körfeze arıtılmadan doğrudan dökülüyor. İzmir Körfezi'nin dibine birikiyor, dip çamurunu arttırıyor, canlı yaşamını derinden etkiliyor.
İzmir Körfez'inde yaşanan, tam anlamıyla büyük bir çevre felaketidir. İzmir Körfezi'nin ekosistemi artık durma noktasına gelmiştir, körfezimiz ölmektedir. Denizin bu hale gelmesinin sorumluları seçim meydanlarında 'körfezi temizleyip burada yüzeceğiz' diyen ama görevdeyken tek bir adım atmayanlardır. Sorumlular şimdi suçlarını gizlemek için 'bu balıklar bize ait değil, bunlar gemilerle getirildi' diyen ve kendilerini gülünç duruma düşürenlerdir. Bu kirliliğin sorumlusu, yağmur suyu ve kanalizasyon kanallarını bile birbirinden ayıramayan, kurulu atık su tesislerini bile çalıştıramayan, derelerini dahi ıslah etmekten aciz olan yerel yönetimlerdir, belediyelerdir."
Bakan Kurum, sorumluları izleme ve denetim görevine kararlılıkla devam edeceklerini, bilim kurulunu oluşturduklarını, koordinasyon toplantısında da bilim insanlarıyla, STK temsilcileriyle ve kamu kurumlarıyla neler yapılacağını konuşacaklarını, kurulun bundan böyle yerel yönetimlere yol göstereceğini aktardı.
Bilim insanlarının İzmir'deki yerel yöneticiler için kirlilikle mücadeleye dair yol haritaları çıkaracağını, ev ödevleri vereceğini dile getiren Kurum, "Biz de bakanlık olarak belediyeler ev ödevlerini yapıyor mu yapmıyor mu, anlık olarak takip edeceğiz. Eksiklikleri varsa söyleyeceğiz. Yönetim zafiyeti söz konusuysa uyaracağız. Atılması gereken adımlar atılmıyorsa harekete geçmeleri için zorlayacağız." diye konuştu.
Bakan Kurum, bir gazetecinin sorusu üzerine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın da toplantıya davet edildiğini belirterek, "Ama maalesef yurt dışında olmayı tercih etmiş. Anlaşılan o ki İzmir'den daha önemli meseleleri var." ifadelerini kullandı.
Konuşmanın ardından Kurum ve beraberindekiler kirliliğin yoğunlaştığı Bayraklı açıklarında inceleme yaptı.
İncelemeye İzmir Valisi Süleyman Elban, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyüp Kadir İnan, AK Parti İzmir milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı, Yaşar Kırkpınar, Mahmut Atilla Kaya, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Halit Ergin, AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı ve MHP İl Başkanı Veysel Şahin de katıldı.
Kaynak: AA
Özgür Özel’den Cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklaması: "Aday değilim, olmayacağım"
Usulsüz çakar kullananlara ağır ceza: 96 bin TL para cezası ve araç men edilecek
Adana’da firari hükümlüler jandarma operasyonuyla yakalandı
Adana’da ‘Engelsiz İletişim’ semineriyle toplumda farkındalık yaratıyor
Antalya'da bıçaklı şahıs cemaat tarafından taşla kovalandı
SON HABERLER
SASA Polyester Tesisleri'nde buhar panik yarattı
Adana'daki SASA Polyester Fabrikası'nın PTA tesisinde buhar denemesi sırasında bir borunun kapağı açıldı. Panik anları kameralara yansırken, olayda can kaybı ya da yaralanma yaşanmadı.
Tunceli ve Ovacık Belediye Başkanları görevden alındı
İçişleri Bakanlığı, Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün, "PKK/KCK terör örgütüne üye olmak" suçundan aldıkları hapis cezası ve devam eden soruşturmalar nedeniyle görevden uzaklaştırıldığını duyurdu.
Tutar Yapı Sitesi davasında duruşma 7 şubat 2025’e ertelendi
Adana’da 6 Şubat 2023 depreminde yıkılan Tutar Yapı Sitesi C Blok’un davasında sanıklar, 21 ay sonra ilk kez yargılandı. Tutukluluk halleri devam eden sanıkların duruşması, 7 Şubat 2025’e ertelendi.