İstanbul'da bebeklerin hayatlarıyla oynayan Yenidoğan çetesinin mal varlıklarına el konuldu
İstanbul'da bebeklerin hayatlarıyla oynayan Yenidoğan çetesinin mal varlıklarına el konuldu
İstanbul'da, bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağladıkları ve ihmali davranışlarla bebeklerin ölümüne sebep oldukları iddia edilen Yenidoğan Çetesi'nin yöneticisi ve üyelerinin mal varlıklarına el konuldu. Çetenin gerçekleştirdiği usulsüzlükler sonucu 10 bebeğin hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Haber Giriş Tarihi: 29.11.2024 14:01
Haber Güncellenme Tarihi: 29.11.2024 14:05
Kaynak:
Haber Merkezi
İstanbul’da bebeklerin sağlıklarıyla oynayarak, anlaşmalı hastanelere sevk eden ve ölümlerine yol açan"Yenidoğan Çetesi"çökertildi. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucu, çete üyelerinin mal varlıklarına el konuldu ve suç örgütü üyeleri hakkında ağır ceza talepleri yöneltildi. İddianamede, 10 bebeğin hayatını kaybettiği ve sağlık sistemine zarar verildiği vurgulandı.
ÇETENİN YÖNTEMİ
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, çetenin hastaların sağlık durumlarını olduğundan daha ağır göstererek, SGK’dan yüksek ödeme almak amacıyla evrak sahteciliği yaptığına dikkat çekildi. Çete üyeleri, hastaların durumlarını yanıltıcı şekilde raporlama yaparak daha fazla tedavi süresi ve ödeme sağlamayı hedefledi. Bu süreçte, hastaların gerçek sağlık durumlarına uygun olmayan hastanelere sevk edilmeleri nedeniyle enfeksiyon kaparak hayatlarını kaybeden bebeklerin olduğu kaydedildi.
REKOR CEZA TALEPLERİ İSTENİYOR
Soruşturma kapsamında, çetenin lideri Fırat Sarı ve üyeleri İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir’in, "kasten öldürme", "dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" gibi suçlardan yargılanması isteniyor. Fırat Sarı ve İlker Gönen hakkında toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edilirken, Gıyasettin Mert Özdemir için ise 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası isteniyor. Ayrıca, diğer sanıklar için de benzer suçlardan hapis cezaları talep ediliyor.
SAĞLIK BAKANLIĞI USULSÜZLÜKLERİ ORTAYA ÇIKARDI
Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan incelemede, çetenin faaliyet gösterdiği hastanelerde tıbbi ihmaller, erken teşhis ve tedavi eksiklikleri, doktor gözetimi olmadan yapılan tedavi süreçleri tespit edildi. Müfettiş raporunda, bebeklerin beslenme bozukluğu, ilaç eksiklikleri ve ihmali davranışlar nedeniyle bebek ölümlerinin arttığı belirtildi. Tıbbi yetersizliklerin yanı sıra, çetenin hastaların tedavisinde maliyetleri düşürmek amacıyla usulsüzlükler yaptığı ifade edildi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi. İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK’dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı. İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK’ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK’dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı. Hazırlanan iddianamede yer alan şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi. Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi. Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü’nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi. İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bir kısım örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eli ile usule aykırı gerçek olmayan epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde ise şüphelilerin "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları iddianamede kaydedildi. Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavinin uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu iddianamede kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. Düzey olmamasına rağmen 3. Düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı. İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, Yenidoğan Suç Örgütü’nün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde "TPN tüketimini azaltın" şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı. İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İstanbul'da bebeklerin hayatlarıyla oynayan Yenidoğan çetesinin mal varlıklarına el konuldu
İstanbul'da, bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağladıkları ve ihmali davranışlarla bebeklerin ölümüne sebep oldukları iddia edilen Yenidoğan Çetesi'nin yöneticisi ve üyelerinin mal varlıklarına el konuldu. Çetenin gerçekleştirdiği usulsüzlükler sonucu 10 bebeğin hayatını kaybettiği belirtiliyor.
İstanbul’da bebeklerin sağlıklarıyla oynayarak, anlaşmalı hastanelere sevk eden ve ölümlerine yol açan "Yenidoğan Çetesi" çökertildi. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucu, çete üyelerinin mal varlıklarına el konuldu ve suç örgütü üyeleri hakkında ağır ceza talepleri yöneltildi. İddianamede, 10 bebeğin hayatını kaybettiği ve sağlık sistemine zarar verildiği vurgulandı.
ÇETENİN YÖNTEMİ
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, çetenin hastaların sağlık durumlarını olduğundan daha ağır göstererek, SGK’dan yüksek ödeme almak amacıyla evrak sahteciliği yaptığına dikkat çekildi. Çete üyeleri, hastaların durumlarını yanıltıcı şekilde raporlama yaparak daha fazla tedavi süresi ve ödeme sağlamayı hedefledi. Bu süreçte, hastaların gerçek sağlık durumlarına uygun olmayan hastanelere sevk edilmeleri nedeniyle enfeksiyon kaparak hayatlarını kaybeden bebeklerin olduğu kaydedildi.
REKOR CEZA TALEPLERİ İSTENİYOR
Soruşturma kapsamında, çetenin lideri Fırat Sarı ve üyeleri İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir’in, "kasten öldürme", "dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" gibi suçlardan yargılanması isteniyor. Fırat Sarı ve İlker Gönen hakkında toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edilirken, Gıyasettin Mert Özdemir için ise 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası isteniyor. Ayrıca, diğer sanıklar için de benzer suçlardan hapis cezaları talep ediliyor.
SAĞLIK BAKANLIĞI USULSÜZLÜKLERİ ORTAYA ÇIKARDI
Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan incelemede, çetenin faaliyet gösterdiği hastanelerde tıbbi ihmaller, erken teşhis ve tedavi eksiklikleri, doktor gözetimi olmadan yapılan tedavi süreçleri tespit edildi. Müfettiş raporunda, bebeklerin beslenme bozukluğu, ilaç eksiklikleri ve ihmali davranışlar nedeniyle bebek ölümlerinin arttığı belirtildi. Tıbbi yetersizliklerin yanı sıra, çetenin hastaların tedavisinde maliyetleri düşürmek amacıyla usulsüzlükler yaptığı ifade edildi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi. İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK’dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı. İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK’ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK’dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı. Hazırlanan iddianamede yer alan şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi. Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi. Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü’nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi. İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bir kısım örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eli ile usule aykırı gerçek olmayan epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde ise şüphelilerin "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları iddianamede kaydedildi. Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavinin uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu iddianamede kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. Düzey olmamasına rağmen 3. Düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı. İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, Yenidoğan Suç Örgütü’nün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde "TPN tüketimini azaltın" şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı. İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.
Kaynak: Haber Merkezi
BİM'den aldığı lavabo açıcısı yüzüne patladı hayatı karardı
Mersin'de eş zamanlı operasyonda aranan 89 şüpheli yakalandı
Adana merkezli 3 ilde ATM'lere sahte dolar yatıran şebekeye operasyon: 15 gözaltı, 4 tutuklama
Adana'da Doğa Kolejinde öğrenciler yedikleri yemekten zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırıldı
Adana'da 23 ton kaçak tütün ele geçirildi, iki sürücü gözaltına alındı
SON HABERLER
Altınözü'nün geleneksel üretimiyle zeytinyağının tarihsel yolculuğu
Hatay Altınözü’nde yüzyıllardır geleneksel yöntemlerle üretilen zeytinyağı, hem sağlık hem de lezzet açısından büyük bir değer taşıyor. "Su zeyti" olarak bilinen bu özel zeytinyağı, taş değirmenlerde ezilen zeytinlerle ve tamamen insan gücüyle üretiliyor. Yemeklere eşsiz bir tat katarken aynı zamanda sağlık faydalarıyla da bilinen Altınözü'nün geleneksel zeytinyağı yapımının tarihsel yolculuğu, bahçelerden toplanan meyvenin çekirdeklerinin kırılmadan elde edilmesiyle başlıyor.
İstanbul'da bebeklerin hayatlarıyla oynayan Yenidoğan çetesinin mal varlıklarına el konuldu
İstanbul'da, bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağladıkları ve ihmali davranışlarla bebeklerin ölümüne sebep oldukları iddia edilen Yenidoğan Çetesi'nin yöneticisi ve üyelerinin mal varlıklarına el konuldu. Çetenin gerçekleştirdiği usulsüzlükler sonucu 10 bebeğin hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun ilk toplantısı 10 Aralık'ta gerçekleştirilecek
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun ilk toplantısı 10 Aralık'ta gerçekleştirilecek. 2025 asgari ücret tahminleri ve zammın ne kadar olacağı tartışılmaya başlandı. İşte 2025 yılı için düşünülen asgari ücret zammı oranları...