Cumhurbaşkanı Erdoğan: Baas diktatörlüğü tamamen çöktü, Şam asıl sahiplerinin eline geçti
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Baas diktatörlüğü tamamen çöktü, Şam asıl sahiplerinin eline geçti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamalarda Suriye'deki gelişmelere dikkat çekti. Erdoğan, "61 yıldır süren Baas diktatörlüğü çöktü. Şam, asıl sahiplerinin eline geçti," dedi.
Haber Giriş Tarihi: 09.12.2024 19:11
Haber Güncellenme Tarihi: 09.12.2024 21:05
Kaynak:
Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Kabine toplantısının ardından gündeme dair açıklamalarda bulundu. Toplantı yaklaşık üç saat sürerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki son gelişmelere, Türkiye’nin ekonomi ve eğitim alanındaki adımlarına ilişkin önemli mesajlar verdi.
"SURİYE'DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI"
Suriye'deki gelişmelere geniş yer ayıran Erdoğan, 13 yıl süren iç savaşın yeni bir boyut kazandığını belirtti. "61 yıldır süren Baas diktatörlüğü çöktü. Şam, asıl sahiplerinin eline geçti," ifadelerini kullanan Erdoğan, Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yaptı.
Tel Rıfat ve Münbiç’in teröristlerden temizlenmesini memnuniyetle karşıladıklarını belirten Cumhurbaşkanı, “Suriye’de karanlık bir dönem kapanmıştır. Türkiye’nin başka bir ülkenin toprağında gözü yoktur. Suriye Suriyelilerindir," dedi.
SURİYELİ MİSAFİRLER VE GERİ DÖNÜŞ SÜRECİ
Erdoğan, Türkiye’nin 13 yıldır Suriyeli mültecilere ev sahipliği yaptığını hatırlatarak, “4.5 milyon Suriyeli misafirimize ensarlık yaptık. Şu anda bu sayı 2.9 milyona düştü. Suriyeli kardeşlerimizin vatan hasreti artık sona eriyor. Güvenli ve düzenli geri dönüşler artacaktır," ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Yayladağı sınır kapısının geçişlere açılacağını ve gönüllü geri dönüş sürecinin tarihimize uygun şekilde yönetileceğini belirtti.
"SURİYE HALKI BİZİM KARDEŞİMİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye halkı bizim kardeşimiz, can dostumuz. Bize düşen, yeniden kalkmalarına destek olmaktır," diyerek Türkiye’nin destekleyici politikalarını sürdüreceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ardından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
Sevinçte ve tasada bir olduğumuz, kaderimizin de, kederimizin de ortak olduğu, gönül ve kültür coğrafyamızdaki tüm kardeşlerime aynı şekilde muhabbetlerimi iletiyor, her birini yürekten selamlıyorum. Sözlerimin hemen başında, bu sabah Isparta Keçiborlu'da eğitim uçuşu esnasında kaza kırıma uğrayan askeri helikopterimizde şehit olan altı kahramanımıza Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine, sevenlerine, silah arkadaşlarına ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı diliyorum. Milletimizin başı sağolsun.
DEVLER GİBİ ESERLER BIRAKMAK İÇİN KARINCALAR GİBİ ÇALIŞMAK LAZIM"
Aziz milletim, Türkiye yüzyılını içeride ve dışarıda attığımız adımlarla günbegün gerçeğe dönüştürüyoruz. Üstad Necip Fazıl'ın kabinemizin misyonunu da belirleyen şu önemli sözlerini kendimize rehber kıldık. Devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak lazım. Biz de hem bugün halkımızın hem de yarın Rûz-i Mahşer'de hakkın huzuruna görevini layıkıyla yerine getirmiş, geride hayır dualarla anılan eserler bırakmış olarak çıkmanın derdindeyiz, bunun peşindeyiz. İnsanımızın şöyle içinden gelerek söylediği bir Allah ondan razı olsun cümlesi bizim için en büyük payidir, şereftir, gurur ve mutluluk kaynağıdır. Bugüne kadar halka hizmet, hakka hizmettir düsturuyla ülkemize ve milletimize aşkla hizmet ettik. Şimdi de diplomatik temaslarla iyi hesaplanmış stratejik hamlelerle açılışını yaptığımız proje, yatırım, hizmet ve eserlerle Türkiye'yi her alanda yüceltmenin gayretindeyiz.
Şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim. Türkiye, ayağına ve iradesine vurulan zincirleri tek tek parçalamaktadır. Türkiye, özgüvenli, kararlı ve sabırlı bir şekilde hedeflerini gerçekleştirmektedir. Türkiye, güçlü demokrasiyle, büyüyen ekonomisiyle, köklü kurumlarıyla, dünya meselelerinin seyrini değiştiren barışçı ve aktif politikalarıyla tarihe yön vermekte, hem kendi tarihini hem de insanlık tarihini yeniden yazmaktadır. Allah'a binlerce kez hamdolsun ki bugün dünden daha güçlüyüz. Bugün dünden daha özgürüz. Bugün dünden daha itibarlıyız. Bugün dünden daha özgüvenliyiz. İnşallah yarın her alanda çok daha iyi yerlerde olacağız. Milletimizi sığ sulara hapsetmek isteyen vizyonsuzlara inat, umuda tutunmaya, umudu büyütmeye devam edeceğiz.
"HER HEDEF, DAHA BÜYÜK HEDEFLER İÇİN BİR BAŞLANGIÇTIR"
Son 22 yıldır olduğu gibi, Türkiye'yi başarıdan başarıya koşturacak, Türkiye'ye yeni rekorları, yeni sevinçleri, yeni heyecanları yaşatacağız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bir gerçeği tekrar vurgulamak durumundayım. 85 milyon olarak biz muazzam ve muhteşem bir aileyiz. Hepimiz daha mutlu, daha müreffeh, daha kudretli bir Türkiye hayal ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz her hedefi, daha büyük hedeflerin mihenk taşı, başlangıç noktası olarak görüyoruz. Tamamladığımız, hizmete verdiğimiz, şehirlerimize kazandırdığımız her eser, yeni hizmetler, yeni projeler için azmimizi kamçılıyor, heyecanımızı artırıyor. Kalbimizdeki vatan ve millet aşkı gökte bir şimal yıldızı gibi parlıyor. Yeniden büyük ve güçlü Türkiye davamızda yolumuzu aydınlatıyor. Allah'ın izniyle bu millet her engeli aşacak, her saldırıyı savuşturacak güce ve millete ziyadesiyle sahiptir. Kardeşliğimize sıkıca sarıldığımız, istikrar ve güven ortamını koruduğumuz, iç cephemizi tıpkı aşılmaz bir kale gibi sağlam tuttuğumuz müddetçe çok daha güzel günler göreceğimizden asla şüphe duymuyoruz. Ülkemizin istikrarlı yürüyüşünü rayından çıkarmak, ilerleyişini kesmek veya yavaşlatmak isteyenlere de millet olarak fırsat vermeyeceğimize inanıyorum. Değerli basın mensupları, son kabine toplantımızdan bu yana, iç siyasette ve dış politikada yoğun bir gündemle çalışmalarımızı sürdürdük. Diyanet İşleri Başkanlığımızın her beş yılda bir düzenlediği din şuuralarının yedincisinde hocalarımızla ve kanaat önderlerimizle bir araya geldik.
'UNMAN'LI KARDEŞLERİMİZLE DAHA YAKIN ÇALIŞMAYI UMUYORUZ'
Dijitalleşen dünyada diyanet hizmetleri başlığıyla gerçekleştirilen şuuranın küresel kültürün teşvik ettiği yapay din tehdidiyle mücadelede bir uyanışa vesile olmasını ümit ediyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı özel ödülleriyle yaşayan insan hazineleri ödüllerini takdim ettiğimiz üstad ve ustalarımızı bu vesileyle tekrar tebrik ediyorum. 28 Kasım'da Unman'dan ülkemize devlet başkanı seviyesinde ilk resmi ziyareti gerçekleştiren Unman Sultanı Heysem Bin Tarık'ı Türkiye'de misafir etmekten özellikle bahtiyar olduğunu söyleyebilirim. Bu tarihi ziyareti farklı alanlarda imzaladığımız 10 anlaşmayla taşlandırdık. Unman'ın krizlerin çözümünde üstlendiği yapıcı rolü takdir ediyor. İnşallah bundan sonra Unman'lı kardeşlerimizle daha yakın çalışmayı umuyoruz. Aynı zamanda Filistin halkıyla dayanışma günü olan 29 Kasım'da artık kendi alanında bir marka haline gelen TRT World Forum'unun 8.sine iştirak ettik.
Küresel ticaret burada temasıyla tertiplenen 20. MÜSİAD Expo Fuarı ise 88 ülkeden iş adamlarını, tüccarları, girişimcileri ülkemizde bir araya getirdi. 1990 yılından bu yana Türkiye'nin ekonomide, ticarette ve demokraside şaha kalkması için emek veren MÜSİAD camiasını bir kez daha kutluyorum. 30 Kasım Cumartesi günü Kahramanmaraş'taydık. Maraş'ta hem partimizin ilk kongresini yaptık, hem de deprem konutlarının kura ve anahtar teslim törenini icra ettik. Tören alanından canlı bağlantıyla Hatay'da 5.900, Malatya'da 2.313, Adıyaman'da 6.912, Gaziantep'de 257, Diyarbakır'da 674, Adana'da 668, Şanlıurfa'da 2.929, Elazığ'da 1.407, Kahramanmaraş'da 3.499 olmak üzere toplamda 24.559 yuvamızı daha hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik.
"DAYANIKLI BİR TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Bir deprem zedenin elinden tutmak yerine, kimi zaman hakaret ederek, kimi zaman afaki sözler vererek, bu sürece köstek olanları tarihi affetmeyecektir. Erdoğan bu enkazın altında kalır diyerek, tüm umudunu milletin sıkıntılarının çoğalmasına bağlayan kifayetsizleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. Son deprem zede hak sahibi kardeşimiz de güvenliği yuvasına kavuşana kadar bize durmak, direnmek, dinlenmek, soluklanmak yok. İnşallah devlet millet birlikeliği ile yaralarımızı saracak, deprem bölgemizi eskisinden daha dayanıklı bir şekilde ayağa kaldıracağız.
"TOPLAM YATIRIM BEDELİ 98 MİLYAR LİRA OLAN BU TESİSLERİN HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM"
Partimiz tarafından düzenlenen Engelsiz Türkiye programında engel tanımayan kardeşlerimizle bir araya geldik. Hükümetlerimizin, engelli vatandaşlarımızın hayata katılımı noktasında gösterdiği samimi çabalar herkesin malumudur. Engelli kamu personeli seçme sınavı dahil kamudan özel sektöre, spordan çeşitli sosyal haklara kadar geniş bir yelpazede engellilerimizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da aynı anlayışla yolumuza devam edeceğiz. 3 Aralık tarihinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüzce yapımı tamamlanan 564 tesis, proje ve hizmeti resmen devreye aldık. Toplam yatırım bedeli 98 milyar lira olan bu tesislerin ülkemize ve milletimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum. Bu sene Japonya ile diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 100. yıl dönümünü kutluyoruz. Bu anlamlı yıl dönümü münasebetiyle Japonya veliaht prensi Fumihito Akishino ve refikasını ülkemizde misafir ettik. 6 Şubat deprem felaketinin ardından Japon hükümeti ve halkının milletimizle sergilediği dayanışmayı her zaman şükranla iade ediyoruz. 7 Aralık Cumartesi günü Gaziantepli kardeşlerimizin misafiriydik. Milli mücadelemizin meşale şehirlerinden olan Antep bugün de üretim ve ticaret başta olmak üzere pek çok alanda adeta destan yazıyor. Gaziantep halkının Suriyeli mazlumlara sahip çıkması zaten her türlü takdirin üzerindedir.
"BURS VE KREDİ TUTARINDA %50 ORANINDA ARTIŞA GİTTİK"
Gaziantep'te ilk önce 5113 konutul anahtar ve tapu teslim törenini yaptık. Ardından partimizin 8. olağan ilk kongresini her zamanki gibi yine büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Türkiye'nin ikinci büyük kütüphanesi olan Şahin Bey Millet Kütüphanesini açarak gençlerimizle hasbihal ettik. Bu vesileyle 2024-2025 akademik yılında üniversite öğrencilerine verilen burs ve kredi tutarında %50 oranında artışa gittiğimizin müjdesini paylaştık. Buna göre ön lisans ve lisans için 2.000 lira olan rakamı 3.000 liraya, yüksek lisansta 4.000 lira olan miktarı 6.000 liraya, doktora öğrencilerimiz için 6.000 lira olan tutarı 9.000 liraya çıkardık.
"61 YILDIR KANLA, ZULÜMLE, BASKIYLA VE ZORBALIKLA AYAKTA KALAN BAAS DİKTATÖRLÜĞÜ TAMAMEN ÇÖKTÜ"
Yeni burs miktarlarının üniversite öğrencilerimize ve ailelerine hayırlı olmasını temenni ediyorum. Değerli basın mensupları, bölgemiz ancak demokrasi ve bunun içinde bir dönüm noktası ifadesiyle tarif ve tahlil edilecek kritik gelişmelere sahne oluyor. Komşumuz Suriye'de 13 yıldır devam eden iç savaş, dün itibariyle artık yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, Türkiye'nin asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken 61 yıldır kanla, zulümle, baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü.
"SURİYE İLE İLGİLİ HASSASİYETİMİZ HİÇBİR ZAMAN MENFAAT EKSENLİ OLMAMIŞTIR"
Verilen sözlere rağmen, yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rifat ve Bimbis'in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tabi eski rejimin çekilirken dahi kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantısına bırakması aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyit etmiştir. Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi bu süreç boyunca Türkiye karşıtı tutumunu bir an olsun terk etmemiştir. Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiş manası anlaşılmamıştır. Esed arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği 12 milyon insanın kaldığı birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. Zulüm ile abad olunamayacağı hakikati Suriye'de bir kez daha tecelli etmiştir. Şunu milletimizin ve uluslararası kamuoyunun bilmesini isterim. Türkiye Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukukunun ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyen yerine getirmiştir. Özgürlükten diyalogdan adaletten Suriye'nin bir an önce huzura kavuşmasından yana olduk. Devlet rejimin hasmane tutumuna rağmen her şart altında Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunmasını savunduk. Elbette haksızlığa, hukuksuzluğa, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten, tepkimizi ortaya koymaktan hiçbir zaman çekinmedik. Ama bunu açık bir düşmanlığa, kör bir husumete de dönüştürmedik. Suriye'deki hadiselerin 13 yıllık serancamını bilen herkes, Türkiye'nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir. Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz. Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır.
Biz bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, hep merhamet nazarından yaklaştık, insani mülahazalarla hareket ettik. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Tekrar söylüyorum, Suriye halkı bizim kardeşimizdir. Tüm kesimleriyle, tüm inanç gruplarıyla can dostumuzdur. Bir uçtan diğer uça Suriye'yi karış karış süsleyen türbeler, köprüler, çeşmeler, hanlar, camiler, bizim ezelden ebede uzanan kardeşliğimizin nişaneleridir. Evet, sınırlar ülkeleri fiziken birbirinden ayırabilir. Ama kalplere hangi güç sınır çizebilir? Asırlardır birlikte yaşadığımız aramızdaki sınır uzunluğu 910 kilometre. 910 kilometrelik sınırı paylaştığımız komşularımıza sırtımızı dönmemizi bizden kim bekleyebilir? Kalbimizin bir yarısı Antep ise, Hatay ise, Şanlıurfa ise, diğer yarısı Afrindir, Haleptir, Hamadır, Humustur, Şam'dır.
"SURİYELİ MUHACİRLERE 13 YIL BOYUNCA BİZ ENSARLIK YAPTIK"
Aziz milletim, Değerli basın mensupları, Tarihin ve coğrafyanın bize hatırlattığı bu gerçekleri son 13 yıldır ülke ve millet olarak bizzat yaşadık, bir fiil tecrübe ettik. Komşumuzun evinde yangın çıktığında ilk koştuğu yer biz olduk. Devlet rejimin ve terör örgütlerinin saldırılarından kaçan Suriyeli kardeşlerimiz canlarını kurtarmak için ilk önce bizim kapımızı çaldı. Az değil 4,5 milyon Suriyeli bizim evimizde misafir oldu. Bir dönem nüfusu 3 milyon 700 bine ulaşan ancak şimdi sayıları 2,9 milyona düşen Suriyeli muhacirlere 13 yıl boyunca biz ensarlık yaptık. Bunu da açık söylüyorum. Yüksünerek, şikayet ederek değil, inancımızın ve komşuluk hukukumuzun gereği bunları memnuniyetle yerine getirdik. Biz muhalefetle bu konuda ne kavgalar verdik. Bu emsalsiz misafirperverlik insanlık tarihine altın harflerle yazılacaktır. Türkiye zor bir dönemde zor bir imtihanı alnının akıyla vermeyi başarmıştır. Türk milleti kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini bir şeref payesi ebediyen taşıyacaktır. Bugün bir kez daha muhalefetin kışkırtmalarını aldırmadan mazluma kol kanat gelen necip milletimin her bir ferdine şahsım milletim adına teşekkür ediyorum.
'YAYLADAĞI HUDUT KAPISINI GEÇİŞLERE AÇIYORUZ'
Cumhur İttifakı'nda birlikte yol yürüdüğümüz ortaklarımıza bu süreçte sergiledikleri merhametli duruş için aynı şekilde şükralarımı sunuyorum. Fakat oy hesabıyla nefret söylemlerine başvuran ırkçı lümpenleri, vatanını kaybetmiş yetim ve öksüzlere kin kusan vicdan fukaralarını, sırf mecliste 3-5 koltuk kapabilmek uğruna faşizmin en pesbaye biçimine haftalarca sessiz kalanları ise önce Allah'a sonra tahtlarına girdikleri Suriyeli mazlumlara ve elbette maşeri vicdana havale ediyorum. Suriye'de zalim Esad rejimiyle beraber ülkemizde mülteci düşmanlığını körükleyen necis zihniyet de kaybetmiştir. Burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum. Suriye'yi etkisi altına alan kuvvetli değişim rüzgarının başta muhacirler olmak üzere tüm Suriye halkı için hayırlı sonuçlara vesile olacağına inanıyorum. Suriye istikrara kavuştukça inşallah gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşler de artacaktır. Suriyeli kardeşlerimizin 13 yıldır süren vatan hasreti inancım ve duamıdır ki artık yavaş yavaş son bulacaktır. Bunun şimdiden emarelerini görmeye başladık. Yığılmaları önlemek ve trafiği kolaylaştırmak amacıyla Yayladağ'ı hudut kapısını da geçişlere açıyoruz.
Muhacirlerin gönüllü geri dönüş sürecini de yine tarihimize, kültürümüze ve 13 yıllık müstesna el sahipliğimize yaraşır şekilde yöneteceğiz. Hiç kimsenin bu insani sürece leke bulaştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Suriye kriziyle ilgili politikası dün itibariyle iflas eden ana muhalefet kendilerini hesaba çekmek, hatalarıyla yüzleşmek yerine çok çirkin, ırkçı bir dille Suriyeli mazlumlar üzerinden yeni istismar alanları oluşturmaya çalışıyor. Ana muhalefetin eski ve yeni yönetimine devrik Şam rejiminin yasını tutmaktan süratle vazgeçip Suriye halkının sevincine ortak olmalarını tavsiye ediyorum. Kendilerini hapsettikleri cam fanustan çıksınlar, dünyada ve bölgede olanlara kulak kabartsınlar, bir kez olsun hadiseleri Ankara merkezliği okumayı denesinler. Yoksa partilerini trajikomik duruma düşürmeye devam ederler. Aziz milletim, değerli basın mensupları, dün itibariyle artık Suriye'de karanlık bir dönem kapanmış, aydınlık bir dönem başlamıştır. Türkiye binlerce yıllık tecrübe sonucunda billurlaşan devlet aklıyla hadiseleri okumakta, Suriye'deki duruma çok geniş bir perspektiften bakmaktadır. Bugün bazı parametreleri bir kez daha ifade etmek durumundayım. Türkiye'nin başka bir ülkenin toprağında ve egemenliğinde gözü yoktur. Sınır ötesi harekatlarımızın yegane amacı vatanımızı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır. Ne PKK ve Suriye'deki uzantıları ne DAEŞ ülkemizin muhatabı değildir, bilakis muharasıdır. Suriye'nin toprak bütünlüğünün mutlaka ama mutlaka korunması gerekiyor. Suriye tüm etnik, dini, mezhebi kimlikleriyle Suriye derimdir. Suriye'nin bugüne de geleceğine de karar verecek olan Suriye halkıdır. Komşuları ve kardeşleri olarak bize düşen Suriye halkının ülkelerini yeniden toparlama, yeniden ayağa kaldırma, yeniden mamur etme çabalarına güçlü bir şekilde destek olmaktır. Tekrar söylüyorum, Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Musayri, Hristiyan fark etmeksizin Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye Türkiye'nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir. Şurası da kesinlikle unutulmamalıdır. İstikrara kavuşmuş bir Suriye hem kendi vatandaşları hem de bölgedeki diğer ülkeler için güven kaynağı olacaktır. Komşu ülkelerin güvenliği yine Suriye'nin güven içinde, istikrar içinde olmasından geçiyor. Öte yandan bölücü örgütün Suriye uzantısının kargaşayı fırsata çevirmeye dönük aşırı heveskar tutumunu da dikkatle takip ediyoruz. Kendi akıllarınca farklı hesap yapanlara şunu hatırlatmak istiyorum, çok önemli, atalarımız güzel söylemiş, çakal ne kadar hile bilirse kurt da o kadar yol bilir. Türkiye sınırlarının ötesinde yeni terör çıban başlarının ortaya çıkmasına göz yummayacaktır. 13 yıldır her türlü zulme maruz kalan Suriyeli kardeşlerimize yeni acılar, yeni sıkıntılar, yeni dramlar yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. Buradan kardeş Suriye halkına da seslenmek istiyorum. Aziz Suriyeli kardeşlerim Türkiye ve Türk milleti dün olduğu gibi bugün de yarın da yanınızdadır. Siz tüm imkansızlıklara rağmen kanınızla, canınızla, dişiniz, tırnağınızla destan yazdınız. Zulme ve zalime asla boyun eğmeyiniz. En zor zamanlarda dahi yeise kapılmadınız. İlk günden itibaren hep Allah büyüktür dediniz. O rahman ve rahim olandır dediniz. O alemlerin Rabbidir dediniz. Yalnız O'na güvendiniz. Yalnız O'ndan yardım dilediniz. Düştüğünüz yerden çok daha güçlü bir şekilde tekrar ayağa kalktınız. Böylece nesilden nesile gururla aktarılacak muhteşem bir kahramanlık hikayesine imza attınız. Kardeşlerim unutmayın. Yenilgi yenilgi büyüyen bu şanlı zaferin asıl sahibi sizlersiniz. Sizleri ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Zaferiniz hayırlı mübarek olsun diyorum. Hürriyet ve adalet mücadelenizde sizi nasıl yalnız bırakmadıysak inşallah kalkınma mücadelenizde de tüm imkanlarımızla sizi destekleyeceğiz. Gönül gönüle verecek zorlukların sıkıntıların üstesinden birlikte geleceğiz. Suriye'nin kalıcı barışa istikrara ve güvenliğe kavuşması için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim.
'SAĞLIKLI TÜRKİYE YÜZYILI PROGRAMINI HAYATA GEÇİRİYORUZ'
Hama katliamından beri Suriye'nin özgürlüğü yolunda can veren şehitleri bugün bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Suriye'nin esaretten kurtulan şehirlerinde sevinç gözyaşları döken, dua eden, şükür secdesine kapanan, yıllar sonra evlerine, yuvalarına, ailelerine, sevdiklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan tüm kardeşlerime selam ediyorum. Aziz milletim, bugünkü kabine toplantımızda Suriye'deki güncel gelişmelerin yanı sıra enerjiden eğitime ve sağlığa çeşitli konuları da ele aldık. Eğitimin altyapısına 22 yıldır yaptığımız devasa yatırımların eğitimin kalitesine de olumlu yansıdığını görüyoruz. Uluslararası izleme araştırmalarında, matematik ve fen bilimlerinde, 4. ve 8. sınıf öğrencilerinde ülkemizin grafiği sürekli yükseliyor. 2023 yılının oranları bunu bir kez daha ortaya koymuştur. Yani eğitim modelimiz özellikle süratle gelişiyor ve bu iyileşme inşallah hızlanacaktır. Koronavirüs döneminde güçlü sağlık altyapımızın önemini tecrübe etmiştik. Şimdi bu alanda yeni bir adım daha atıyoruz. Koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeliyle sağlıklı Türkiye yüzyılı programını hayata geçiriyoruz. Üçlü Sarmal modelimiz ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığımız TÜSEF öncülüğünde üniversitelerimizi ve özel sektörümüzü buluşturuyoruz. Kritik ilaç, aşı, kit ve tıbbi cihaz ürünlerimizi belirledik. Üreten sağlık modelimiz ülkemizin ekonomik büyümesine ve kalkınmasına katkı sunacak marka ve katma değer oluşturacak bir süreci geliştirecektir. Yeni modelimizin şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Yarından itibaren asgari ücret tespit komisyonu görüşmelere başlıyor. Hem çalışmalarımızın beklentilerini gözetecek hem de ülkemiz ekonomisine taşınması ağır bir yük getirmeyecek bir anlayışla sürecin yürütüleceğine özellikle inanıyorum. Açık artırma usulüyle asgari ücret açıklayan muhalefeti de ülke ve millet hayrına bir iş yapacaklarsa SGK'ya olan birikmiş borçlarını ödemeye onları davet ediyorum.
Bir diğer güzel haberimiz çok önemli. Tip bir diyabet hastalığıyla mücadele eden evlatlarımız ve ailelerine yöneliktir. Daha önce bilindiği gibi, diabet hastalarımızın glikoz takibi için gerekli cihazlar geri ödeme kapsamındaydı. Buna ilave olarak artık 18 yaş altındaki tip 1 diabet hastası evlatlarımız için sensörlü cilt altı glikoz izlem cihazlarını Sosyal Güvenlik Kurumumuz tarafından geri ödeme kapsamına alıyoruz. Acil şifa dileklerimle evlatlarımıza ve ailelerine hayırlı olsun diyorum. Hepinize sevgilerimi saygılarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Baas diktatörlüğü tamamen çöktü, Şam asıl sahiplerinin eline geçti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamalarda Suriye'deki gelişmelere dikkat çekti. Erdoğan, "61 yıldır süren Baas diktatörlüğü çöktü. Şam, asıl sahiplerinin eline geçti," dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Kabine toplantısının ardından gündeme dair açıklamalarda bulundu. Toplantı yaklaşık üç saat sürerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki son gelişmelere, Türkiye’nin ekonomi ve eğitim alanındaki adımlarına ilişkin önemli mesajlar verdi.
"SURİYE'DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI"
Suriye'deki gelişmelere geniş yer ayıran Erdoğan, 13 yıl süren iç savaşın yeni bir boyut kazandığını belirtti. "61 yıldır süren Baas diktatörlüğü çöktü. Şam, asıl sahiplerinin eline geçti," ifadelerini kullanan Erdoğan, Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yaptı.
Tel Rıfat ve Münbiç’in teröristlerden temizlenmesini memnuniyetle karşıladıklarını belirten Cumhurbaşkanı, “Suriye’de karanlık bir dönem kapanmıştır. Türkiye’nin başka bir ülkenin toprağında gözü yoktur. Suriye Suriyelilerindir," dedi.
SURİYELİ MİSAFİRLER VE GERİ DÖNÜŞ SÜRECİ
Erdoğan, Türkiye’nin 13 yıldır Suriyeli mültecilere ev sahipliği yaptığını hatırlatarak, “4.5 milyon Suriyeli misafirimize ensarlık yaptık. Şu anda bu sayı 2.9 milyona düştü. Suriyeli kardeşlerimizin vatan hasreti artık sona eriyor. Güvenli ve düzenli geri dönüşler artacaktır," ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Yayladağı sınır kapısının geçişlere açılacağını ve gönüllü geri dönüş sürecinin tarihimize uygun şekilde yönetileceğini belirtti.
"SURİYE HALKI BİZİM KARDEŞİMİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye halkı bizim kardeşimiz, can dostumuz. Bize düşen, yeniden kalkmalarına destek olmaktır," diyerek Türkiye’nin destekleyici politikalarını sürdüreceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ardından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
Sevinçte ve tasada bir olduğumuz, kaderimizin de, kederimizin de ortak olduğu, gönül ve kültür coğrafyamızdaki tüm kardeşlerime aynı şekilde muhabbetlerimi iletiyor, her birini yürekten selamlıyorum. Sözlerimin hemen başında, bu sabah Isparta Keçiborlu'da eğitim uçuşu esnasında kaza kırıma uğrayan askeri helikopterimizde şehit olan altı kahramanımıza Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine, sevenlerine, silah arkadaşlarına ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı diliyorum. Milletimizin başı sağolsun.
DEVLER GİBİ ESERLER BIRAKMAK İÇİN KARINCALAR GİBİ ÇALIŞMAK LAZIM"
Aziz milletim, Türkiye yüzyılını içeride ve dışarıda attığımız adımlarla günbegün gerçeğe dönüştürüyoruz. Üstad Necip Fazıl'ın kabinemizin misyonunu da belirleyen şu önemli sözlerini kendimize rehber kıldık. Devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak lazım. Biz de hem bugün halkımızın hem de yarın Rûz-i Mahşer'de hakkın huzuruna görevini layıkıyla yerine getirmiş, geride hayır dualarla anılan eserler bırakmış olarak çıkmanın derdindeyiz, bunun peşindeyiz. İnsanımızın şöyle içinden gelerek söylediği bir Allah ondan razı olsun cümlesi bizim için en büyük payidir, şereftir, gurur ve mutluluk kaynağıdır. Bugüne kadar halka hizmet, hakka hizmettir düsturuyla ülkemize ve milletimize aşkla hizmet ettik. Şimdi de diplomatik temaslarla iyi hesaplanmış stratejik hamlelerle açılışını yaptığımız proje, yatırım, hizmet ve eserlerle Türkiye'yi her alanda yüceltmenin gayretindeyiz.
Şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim. Türkiye, ayağına ve iradesine vurulan zincirleri tek tek parçalamaktadır. Türkiye, özgüvenli, kararlı ve sabırlı bir şekilde hedeflerini gerçekleştirmektedir. Türkiye, güçlü demokrasiyle, büyüyen ekonomisiyle, köklü kurumlarıyla, dünya meselelerinin seyrini değiştiren barışçı ve aktif politikalarıyla tarihe yön vermekte, hem kendi tarihini hem de insanlık tarihini yeniden yazmaktadır. Allah'a binlerce kez hamdolsun ki bugün dünden daha güçlüyüz. Bugün dünden daha özgürüz. Bugün dünden daha itibarlıyız. Bugün dünden daha özgüvenliyiz. İnşallah yarın her alanda çok daha iyi yerlerde olacağız. Milletimizi sığ sulara hapsetmek isteyen vizyonsuzlara inat, umuda tutunmaya, umudu büyütmeye devam edeceğiz.
"HER HEDEF, DAHA BÜYÜK HEDEFLER İÇİN BİR BAŞLANGIÇTIR"
Son 22 yıldır olduğu gibi, Türkiye'yi başarıdan başarıya koşturacak, Türkiye'ye yeni rekorları, yeni sevinçleri, yeni heyecanları yaşatacağız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bir gerçeği tekrar vurgulamak durumundayım. 85 milyon olarak biz muazzam ve muhteşem bir aileyiz. Hepimiz daha mutlu, daha müreffeh, daha kudretli bir Türkiye hayal ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz her hedefi, daha büyük hedeflerin mihenk taşı, başlangıç noktası olarak görüyoruz. Tamamladığımız, hizmete verdiğimiz, şehirlerimize kazandırdığımız her eser, yeni hizmetler, yeni projeler için azmimizi kamçılıyor, heyecanımızı artırıyor. Kalbimizdeki vatan ve millet aşkı gökte bir şimal yıldızı gibi parlıyor. Yeniden büyük ve güçlü Türkiye davamızda yolumuzu aydınlatıyor. Allah'ın izniyle bu millet her engeli aşacak, her saldırıyı savuşturacak güce ve millete ziyadesiyle sahiptir. Kardeşliğimize sıkıca sarıldığımız, istikrar ve güven ortamını koruduğumuz, iç cephemizi tıpkı aşılmaz bir kale gibi sağlam tuttuğumuz müddetçe çok daha güzel günler göreceğimizden asla şüphe duymuyoruz. Ülkemizin istikrarlı yürüyüşünü rayından çıkarmak, ilerleyişini kesmek veya yavaşlatmak isteyenlere de millet olarak fırsat vermeyeceğimize inanıyorum. Değerli basın mensupları, son kabine toplantımızdan bu yana, iç siyasette ve dış politikada yoğun bir gündemle çalışmalarımızı sürdürdük. Diyanet İşleri Başkanlığımızın her beş yılda bir düzenlediği din şuuralarının yedincisinde hocalarımızla ve kanaat önderlerimizle bir araya geldik.
'UNMAN'LI KARDEŞLERİMİZLE DAHA YAKIN ÇALIŞMAYI UMUYORUZ'
Dijitalleşen dünyada diyanet hizmetleri başlığıyla gerçekleştirilen şuuranın küresel kültürün teşvik ettiği yapay din tehdidiyle mücadelede bir uyanışa vesile olmasını ümit ediyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı özel ödülleriyle yaşayan insan hazineleri ödüllerini takdim ettiğimiz üstad ve ustalarımızı bu vesileyle tekrar tebrik ediyorum. 28 Kasım'da Unman'dan ülkemize devlet başkanı seviyesinde ilk resmi ziyareti gerçekleştiren Unman Sultanı Heysem Bin Tarık'ı Türkiye'de misafir etmekten özellikle bahtiyar olduğunu söyleyebilirim. Bu tarihi ziyareti farklı alanlarda imzaladığımız 10 anlaşmayla taşlandırdık. Unman'ın krizlerin çözümünde üstlendiği yapıcı rolü takdir ediyor. İnşallah bundan sonra Unman'lı kardeşlerimizle daha yakın çalışmayı umuyoruz. Aynı zamanda Filistin halkıyla dayanışma günü olan 29 Kasım'da artık kendi alanında bir marka haline gelen TRT World Forum'unun 8.sine iştirak ettik.
Küresel ticaret burada temasıyla tertiplenen 20. MÜSİAD Expo Fuarı ise 88 ülkeden iş adamlarını, tüccarları, girişimcileri ülkemizde bir araya getirdi. 1990 yılından bu yana Türkiye'nin ekonomide, ticarette ve demokraside şaha kalkması için emek veren MÜSİAD camiasını bir kez daha kutluyorum. 30 Kasım Cumartesi günü Kahramanmaraş'taydık. Maraş'ta hem partimizin ilk kongresini yaptık, hem de deprem konutlarının kura ve anahtar teslim törenini icra ettik. Tören alanından canlı bağlantıyla Hatay'da 5.900, Malatya'da 2.313, Adıyaman'da 6.912, Gaziantep'de 257, Diyarbakır'da 674, Adana'da 668, Şanlıurfa'da 2.929, Elazığ'da 1.407, Kahramanmaraş'da 3.499 olmak üzere toplamda 24.559 yuvamızı daha hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik.
"DAYANIKLI BİR TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Bir deprem zedenin elinden tutmak yerine, kimi zaman hakaret ederek, kimi zaman afaki sözler vererek, bu sürece köstek olanları tarihi affetmeyecektir. Erdoğan bu enkazın altında kalır diyerek, tüm umudunu milletin sıkıntılarının çoğalmasına bağlayan kifayetsizleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. Son deprem zede hak sahibi kardeşimiz de güvenliği yuvasına kavuşana kadar bize durmak, direnmek, dinlenmek, soluklanmak yok. İnşallah devlet millet birlikeliği ile yaralarımızı saracak, deprem bölgemizi eskisinden daha dayanıklı bir şekilde ayağa kaldıracağız.
"TOPLAM YATIRIM BEDELİ 98 MİLYAR LİRA OLAN BU TESİSLERİN HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM"
Partimiz tarafından düzenlenen Engelsiz Türkiye programında engel tanımayan kardeşlerimizle bir araya geldik. Hükümetlerimizin, engelli vatandaşlarımızın hayata katılımı noktasında gösterdiği samimi çabalar herkesin malumudur. Engelli kamu personeli seçme sınavı dahil kamudan özel sektöre, spordan çeşitli sosyal haklara kadar geniş bir yelpazede engellilerimizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da aynı anlayışla yolumuza devam edeceğiz. 3 Aralık tarihinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüzce yapımı tamamlanan 564 tesis, proje ve hizmeti resmen devreye aldık. Toplam yatırım bedeli 98 milyar lira olan bu tesislerin ülkemize ve milletimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum. Bu sene Japonya ile diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 100. yıl dönümünü kutluyoruz. Bu anlamlı yıl dönümü münasebetiyle Japonya veliaht prensi Fumihito Akishino ve refikasını ülkemizde misafir ettik. 6 Şubat deprem felaketinin ardından Japon hükümeti ve halkının milletimizle sergilediği dayanışmayı her zaman şükranla iade ediyoruz. 7 Aralık Cumartesi günü Gaziantepli kardeşlerimizin misafiriydik. Milli mücadelemizin meşale şehirlerinden olan Antep bugün de üretim ve ticaret başta olmak üzere pek çok alanda adeta destan yazıyor. Gaziantep halkının Suriyeli mazlumlara sahip çıkması zaten her türlü takdirin üzerindedir.
"BURS VE KREDİ TUTARINDA %50 ORANINDA ARTIŞA GİTTİK"
Gaziantep'te ilk önce 5113 konutul anahtar ve tapu teslim törenini yaptık. Ardından partimizin 8. olağan ilk kongresini her zamanki gibi yine büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Türkiye'nin ikinci büyük kütüphanesi olan Şahin Bey Millet Kütüphanesini açarak gençlerimizle hasbihal ettik. Bu vesileyle 2024-2025 akademik yılında üniversite öğrencilerine verilen burs ve kredi tutarında %50 oranında artışa gittiğimizin müjdesini paylaştık. Buna göre ön lisans ve lisans için 2.000 lira olan rakamı 3.000 liraya, yüksek lisansta 4.000 lira olan miktarı 6.000 liraya, doktora öğrencilerimiz için 6.000 lira olan tutarı 9.000 liraya çıkardık.
"61 YILDIR KANLA, ZULÜMLE, BASKIYLA VE ZORBALIKLA AYAKTA KALAN BAAS DİKTATÖRLÜĞÜ TAMAMEN ÇÖKTÜ"
Yeni burs miktarlarının üniversite öğrencilerimize ve ailelerine hayırlı olmasını temenni ediyorum. Değerli basın mensupları, bölgemiz ancak demokrasi ve bunun içinde bir dönüm noktası ifadesiyle tarif ve tahlil edilecek kritik gelişmelere sahne oluyor. Komşumuz Suriye'de 13 yıldır devam eden iç savaş, dün itibariyle artık yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, Türkiye'nin asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken 61 yıldır kanla, zulümle, baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü.
"SURİYE İLE İLGİLİ HASSASİYETİMİZ HİÇBİR ZAMAN MENFAAT EKSENLİ OLMAMIŞTIR"
Verilen sözlere rağmen, yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rifat ve Bimbis'in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tabi eski rejimin çekilirken dahi kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantısına bırakması aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyit etmiştir. Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi bu süreç boyunca Türkiye karşıtı tutumunu bir an olsun terk etmemiştir. Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiş manası anlaşılmamıştır. Esed arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği 12 milyon insanın kaldığı birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. Zulüm ile abad olunamayacağı hakikati Suriye'de bir kez daha tecelli etmiştir. Şunu milletimizin ve uluslararası kamuoyunun bilmesini isterim. Türkiye Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukukunun ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyen yerine getirmiştir. Özgürlükten diyalogdan adaletten Suriye'nin bir an önce huzura kavuşmasından yana olduk. Devlet rejimin hasmane tutumuna rağmen her şart altında Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunmasını savunduk. Elbette haksızlığa, hukuksuzluğa, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten, tepkimizi ortaya koymaktan hiçbir zaman çekinmedik. Ama bunu açık bir düşmanlığa, kör bir husumete de dönüştürmedik. Suriye'deki hadiselerin 13 yıllık serancamını bilen herkes, Türkiye'nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir. Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz. Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır.
Biz bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, hep merhamet nazarından yaklaştık, insani mülahazalarla hareket ettik. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Tekrar söylüyorum, Suriye halkı bizim kardeşimizdir. Tüm kesimleriyle, tüm inanç gruplarıyla can dostumuzdur. Bir uçtan diğer uça Suriye'yi karış karış süsleyen türbeler, köprüler, çeşmeler, hanlar, camiler, bizim ezelden ebede uzanan kardeşliğimizin nişaneleridir. Evet, sınırlar ülkeleri fiziken birbirinden ayırabilir. Ama kalplere hangi güç sınır çizebilir? Asırlardır birlikte yaşadığımız aramızdaki sınır uzunluğu 910 kilometre. 910 kilometrelik sınırı paylaştığımız komşularımıza sırtımızı dönmemizi bizden kim bekleyebilir? Kalbimizin bir yarısı Antep ise, Hatay ise, Şanlıurfa ise, diğer yarısı Afrindir, Haleptir, Hamadır, Humustur, Şam'dır.
"SURİYELİ MUHACİRLERE 13 YIL BOYUNCA BİZ ENSARLIK YAPTIK"
Aziz milletim, Değerli basın mensupları, Tarihin ve coğrafyanın bize hatırlattığı bu gerçekleri son 13 yıldır ülke ve millet olarak bizzat yaşadık, bir fiil tecrübe ettik. Komşumuzun evinde yangın çıktığında ilk koştuğu yer biz olduk. Devlet rejimin ve terör örgütlerinin saldırılarından kaçan Suriyeli kardeşlerimiz canlarını kurtarmak için ilk önce bizim kapımızı çaldı. Az değil 4,5 milyon Suriyeli bizim evimizde misafir oldu. Bir dönem nüfusu 3 milyon 700 bine ulaşan ancak şimdi sayıları 2,9 milyona düşen Suriyeli muhacirlere 13 yıl boyunca biz ensarlık yaptık. Bunu da açık söylüyorum. Yüksünerek, şikayet ederek değil, inancımızın ve komşuluk hukukumuzun gereği bunları memnuniyetle yerine getirdik. Biz muhalefetle bu konuda ne kavgalar verdik. Bu emsalsiz misafirperverlik insanlık tarihine altın harflerle yazılacaktır. Türkiye zor bir dönemde zor bir imtihanı alnının akıyla vermeyi başarmıştır. Türk milleti kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini bir şeref payesi ebediyen taşıyacaktır. Bugün bir kez daha muhalefetin kışkırtmalarını aldırmadan mazluma kol kanat gelen necip milletimin her bir ferdine şahsım milletim adına teşekkür ediyorum.
'YAYLADAĞI HUDUT KAPISINI GEÇİŞLERE AÇIYORUZ'
Cumhur İttifakı'nda birlikte yol yürüdüğümüz ortaklarımıza bu süreçte sergiledikleri merhametli duruş için aynı şekilde şükralarımı sunuyorum. Fakat oy hesabıyla nefret söylemlerine başvuran ırkçı lümpenleri, vatanını kaybetmiş yetim ve öksüzlere kin kusan vicdan fukaralarını, sırf mecliste 3-5 koltuk kapabilmek uğruna faşizmin en pesbaye biçimine haftalarca sessiz kalanları ise önce Allah'a sonra tahtlarına girdikleri Suriyeli mazlumlara ve elbette maşeri vicdana havale ediyorum. Suriye'de zalim Esad rejimiyle beraber ülkemizde mülteci düşmanlığını körükleyen necis zihniyet de kaybetmiştir. Burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum. Suriye'yi etkisi altına alan kuvvetli değişim rüzgarının başta muhacirler olmak üzere tüm Suriye halkı için hayırlı sonuçlara vesile olacağına inanıyorum. Suriye istikrara kavuştukça inşallah gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşler de artacaktır. Suriyeli kardeşlerimizin 13 yıldır süren vatan hasreti inancım ve duamıdır ki artık yavaş yavaş son bulacaktır. Bunun şimdiden emarelerini görmeye başladık. Yığılmaları önlemek ve trafiği kolaylaştırmak amacıyla Yayladağ'ı hudut kapısını da geçişlere açıyoruz.
Muhacirlerin gönüllü geri dönüş sürecini de yine tarihimize, kültürümüze ve 13 yıllık müstesna el sahipliğimize yaraşır şekilde yöneteceğiz. Hiç kimsenin bu insani sürece leke bulaştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Suriye kriziyle ilgili politikası dün itibariyle iflas eden ana muhalefet kendilerini hesaba çekmek, hatalarıyla yüzleşmek yerine çok çirkin, ırkçı bir dille Suriyeli mazlumlar üzerinden yeni istismar alanları oluşturmaya çalışıyor. Ana muhalefetin eski ve yeni yönetimine devrik Şam rejiminin yasını tutmaktan süratle vazgeçip Suriye halkının sevincine ortak olmalarını tavsiye ediyorum. Kendilerini hapsettikleri cam fanustan çıksınlar, dünyada ve bölgede olanlara kulak kabartsınlar, bir kez olsun hadiseleri Ankara merkezliği okumayı denesinler. Yoksa partilerini trajikomik duruma düşürmeye devam ederler. Aziz milletim, değerli basın mensupları, dün itibariyle artık Suriye'de karanlık bir dönem kapanmış, aydınlık bir dönem başlamıştır. Türkiye binlerce yıllık tecrübe sonucunda billurlaşan devlet aklıyla hadiseleri okumakta, Suriye'deki duruma çok geniş bir perspektiften bakmaktadır. Bugün bazı parametreleri bir kez daha ifade etmek durumundayım. Türkiye'nin başka bir ülkenin toprağında ve egemenliğinde gözü yoktur. Sınır ötesi harekatlarımızın yegane amacı vatanımızı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır. Ne PKK ve Suriye'deki uzantıları ne DAEŞ ülkemizin muhatabı değildir, bilakis muharasıdır. Suriye'nin toprak bütünlüğünün mutlaka ama mutlaka korunması gerekiyor. Suriye tüm etnik, dini, mezhebi kimlikleriyle Suriye derimdir. Suriye'nin bugüne de geleceğine de karar verecek olan Suriye halkıdır. Komşuları ve kardeşleri olarak bize düşen Suriye halkının ülkelerini yeniden toparlama, yeniden ayağa kaldırma, yeniden mamur etme çabalarına güçlü bir şekilde destek olmaktır. Tekrar söylüyorum, Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Musayri, Hristiyan fark etmeksizin Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye Türkiye'nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir. Şurası da kesinlikle unutulmamalıdır. İstikrara kavuşmuş bir Suriye hem kendi vatandaşları hem de bölgedeki diğer ülkeler için güven kaynağı olacaktır. Komşu ülkelerin güvenliği yine Suriye'nin güven içinde, istikrar içinde olmasından geçiyor. Öte yandan bölücü örgütün Suriye uzantısının kargaşayı fırsata çevirmeye dönük aşırı heveskar tutumunu da dikkatle takip ediyoruz. Kendi akıllarınca farklı hesap yapanlara şunu hatırlatmak istiyorum, çok önemli, atalarımız güzel söylemiş, çakal ne kadar hile bilirse kurt da o kadar yol bilir. Türkiye sınırlarının ötesinde yeni terör çıban başlarının ortaya çıkmasına göz yummayacaktır. 13 yıldır her türlü zulme maruz kalan Suriyeli kardeşlerimize yeni acılar, yeni sıkıntılar, yeni dramlar yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. Buradan kardeş Suriye halkına da seslenmek istiyorum. Aziz Suriyeli kardeşlerim Türkiye ve Türk milleti dün olduğu gibi bugün de yarın da yanınızdadır. Siz tüm imkansızlıklara rağmen kanınızla, canınızla, dişiniz, tırnağınızla destan yazdınız. Zulme ve zalime asla boyun eğmeyiniz. En zor zamanlarda dahi yeise kapılmadınız. İlk günden itibaren hep Allah büyüktür dediniz. O rahman ve rahim olandır dediniz. O alemlerin Rabbidir dediniz. Yalnız O'na güvendiniz. Yalnız O'ndan yardım dilediniz. Düştüğünüz yerden çok daha güçlü bir şekilde tekrar ayağa kalktınız. Böylece nesilden nesile gururla aktarılacak muhteşem bir kahramanlık hikayesine imza attınız. Kardeşlerim unutmayın. Yenilgi yenilgi büyüyen bu şanlı zaferin asıl sahibi sizlersiniz. Sizleri ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Zaferiniz hayırlı mübarek olsun diyorum. Hürriyet ve adalet mücadelenizde sizi nasıl yalnız bırakmadıysak inşallah kalkınma mücadelenizde de tüm imkanlarımızla sizi destekleyeceğiz. Gönül gönüle verecek zorlukların sıkıntıların üstesinden birlikte geleceğiz. Suriye'nin kalıcı barışa istikrara ve güvenliğe kavuşması için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim.
'SAĞLIKLI TÜRKİYE YÜZYILI PROGRAMINI HAYATA GEÇİRİYORUZ'
Hama katliamından beri Suriye'nin özgürlüğü yolunda can veren şehitleri bugün bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Suriye'nin esaretten kurtulan şehirlerinde sevinç gözyaşları döken, dua eden, şükür secdesine kapanan, yıllar sonra evlerine, yuvalarına, ailelerine, sevdiklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan tüm kardeşlerime selam ediyorum. Aziz milletim, bugünkü kabine toplantımızda Suriye'deki güncel gelişmelerin yanı sıra enerjiden eğitime ve sağlığa çeşitli konuları da ele aldık. Eğitimin altyapısına 22 yıldır yaptığımız devasa yatırımların eğitimin kalitesine de olumlu yansıdığını görüyoruz. Uluslararası izleme araştırmalarında, matematik ve fen bilimlerinde, 4. ve 8. sınıf öğrencilerinde ülkemizin grafiği sürekli yükseliyor. 2023 yılının oranları bunu bir kez daha ortaya koymuştur. Yani eğitim modelimiz özellikle süratle gelişiyor ve bu iyileşme inşallah hızlanacaktır. Koronavirüs döneminde güçlü sağlık altyapımızın önemini tecrübe etmiştik. Şimdi bu alanda yeni bir adım daha atıyoruz. Koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeliyle sağlıklı Türkiye yüzyılı programını hayata geçiriyoruz. Üçlü Sarmal modelimiz ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığımız TÜSEF öncülüğünde üniversitelerimizi ve özel sektörümüzü buluşturuyoruz. Kritik ilaç, aşı, kit ve tıbbi cihaz ürünlerimizi belirledik. Üreten sağlık modelimiz ülkemizin ekonomik büyümesine ve kalkınmasına katkı sunacak marka ve katma değer oluşturacak bir süreci geliştirecektir. Yeni modelimizin şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
'ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU GÖRÜŞMELERE BAŞLIYOR'
Yarından itibaren asgari ücret tespit komisyonu görüşmelere başlıyor. Hem çalışmalarımızın beklentilerini gözetecek hem de ülkemiz ekonomisine taşınması ağır bir yük getirmeyecek bir anlayışla sürecin yürütüleceğine özellikle inanıyorum. Açık artırma usulüyle asgari ücret açıklayan muhalefeti de ülke ve millet hayrına bir iş yapacaklarsa SGK'ya olan birikmiş borçlarını ödemeye onları davet ediyorum.
'SENSÖRLÜ CİLT ALTI GLİKOZ İZLEM CİHAZLARINI SOSYAL GÜVENLİK KURUMUMUZ TARAFINDAN GERİ ÖDEME KAPSAMINA ALIYORUZ'
Bir diğer güzel haberimiz çok önemli. Tip bir diyabet hastalığıyla mücadele eden evlatlarımız ve ailelerine yöneliktir. Daha önce bilindiği gibi, diabet hastalarımızın glikoz takibi için gerekli cihazlar geri ödeme kapsamındaydı. Buna ilave olarak artık 18 yaş altındaki tip 1 diabet hastası evlatlarımız için sensörlü cilt altı glikoz izlem cihazlarını Sosyal Güvenlik Kurumumuz tarafından geri ödeme kapsamına alıyoruz. Acil şifa dileklerimle evlatlarımıza ve ailelerine hayırlı olsun diyorum. Hepinize sevgilerimi saygılarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla.
Kaynak: Haber Merkezi
Adana'da ağabeyini öldüren sanığa ağırlaştırılmış müebbet istemi
Mersin'deki otobüs darp olayında yeni gelişme
Adıyaman’da kayıp 15 yaşındaki kız çocuğu bulundu
BTK, Sofascore spor takip uygulamasına erişim engeli getirdi
Şile’de kumanya krizi: 51 öğrenci hastanelik oldu!
SON HABERLER
15. Uluslararası 5 Ocak Adana Kurtuluş Yarı Maratonu ve Halk Koşusu için geri sayım başladı
Adana'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yıl dönümü anısına düzenlenen 15. Uluslararası 5 Ocak Adana Kurtuluş Yarı Maratonu ve Halk Koşusu, bu yıl da coşkuyla gerçekleştirilmeye hazırlanıyor.
Alnus Yatırım'dan Akbank'a yüksek hedef fiyat: Yüzde 20'nin üzerinde yükseliş beklentisi
Alnus Yatırım, Akbank hisseleri için 73,00 TL hedef fiyat belirleyerek "al" tavsiyesini sürdürdü. %20,26 oranında yükseliş potansiyeli taşıyan Akbank hisseleri, güçlü bilançosu ve büyüme stratejileriyle dikkat çekiyor.
62 terörist etkisiz hale getirildi!
Milli Savunma Bakanlığı, son bir hafta içinde Irak ve Suriye’de düzenlenen operasyonlarda 62 teröristin etkisiz hale getirildiğini duyurdu. Bakanlık, terörle mücadeleye kararlılıkla devam edileceğini belirtti.