Adana Ekoloji Platformu “İliç Faciası” için suç duyurusunda bulundu
Adana Ekoloji Platformu “İliç Faciası” için suç duyurusunda bulundu
Adana Ekoloji Platformu, Adana Adliyesi’nde “İliç Faciası”yla ilgili suç duyurusunda bulundu ve ardından açıklama gerçekleştirdi.
Haber Giriş Tarihi: 26.02.2024 13:18
Haber Güncellenme Tarihi: 26.02.2024 13:18
Kaynak:
CANSU ERSOY
ilkhaber-gazetesi.com
Adana Ekoloji Platformu, Adana Adliyesi’nde “İliç Faciası”yla ilgili suç duyurusunda bulundu. Platform, sonrasında adliye önünde açıklama gerçekleştirdi.
Açıklamayı platform adına Avukat Tugay Bek yaptı.
Avukat Bek, “13 Şubat’ta Erzincan İliç Çöpler altın madeninde siyanürlü ve zehirli kimyasallar içeren pasa dağının kayması sonucu, 300 dönümlük alan, 9 maden isçisi ile birlikte ilk açıklamalara göre 10, sonradan açıklanan bilirkişi raporuna göre ise 20 milyon metreküp atık göçüğünün altında kalmıştır” dedi.
Ekoloji örgütlerinin, baroların, sendikaların, meslek odalarının ve siyasi partilerin yıllardır dile getirdikleri uyarılar ve açtıkları davaların dikkate alınmadan sürdürülen sosyal cinayetin, 13 Şubat’taki bu kazayla birlikte ekokırıma dönüştüğünü dile getiren Bek, “Göz göre göre gelen bu felaketin hava, su ve toprak üzerinde geri döndürülemez yıkıcı etkileri olacağı muhakkaktır. Meydana gelen yıkım Fırat nehrine ulaşarak sınır ötesine yayılma riski taşımaktadır” şeklinde konuştu.
Avukat Bek, “Bilindiği üzere, Anagold, Türkiye'nin en büyük 2.altın madeni olan Çöpler kompleks madenine 2008'de ÇED olumlu raporu alıp 2010 yılında işletmeye başladı. 2010'dan beri dört kez kapasite artışına giderek Sivas-Divriği, Munzur, Malatya arasında geniş bir coğrafyada siyanür liçi ile vahşi madenciliği dayattı” cümlelerini kullandı.
“İLİÇ'TE TÜM MADENCİLİK FAALİYETLERİ DURDURULMALI, MADEN DERHAL KAPATILMALIDIR”
Tonlarca siyanür, sülfirik asit ve çok sayıda zehirli kimyasal kullanılan madende 2022 yılında üst üste 2 kez siyanür sızıntısı gerçekleştiğine vurgu yapan Bek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Önce yalanladıkları bu sızıntıyı örtbas edemeyince kabul ettiler ve bakanlıkça şirketin faaliyetleri geçici süre durdurularak göstermelik para cezası kesildi. Madenin yeniden faaliyete geçmesi ise, sadece 3 ay sürdü. Akabinde, yapılan tüm itirazlara rağmen madenin kapasitesinin yeniden, bu kez 3 kat daha artışına yönelik olumlu ÇED kararı o dönem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olan Murat Kurum tarafından onaylandı. Yaşanan felaket sonrası yapılan eleştiriler üzerine Kurum, bakanlığın çevresel etkileri denetlediğini, kapasite artışı kararı vermediğini, sadece kapasite artışının çevreye etkisini ölçtüğünü söylemiştir. Bu beyan ile sorumluluktan kurtulmak istese de, birinci derecede deprem fay hattı üzerinde yer alan, içinde 200 futbol sahası büyüklüğünde siyanür havuzu bulunan ve bu haliyle dahi muazzam risk tasiyan Çöpler madenine tekrar 3 kat daha kapasite artış onayı verilmiştir. Bunun çevreye olumsuz etkisi olmayacağını iddia eden bilim ve vicdan dışı bu raporun imzalanması başlı başına bir Ekokırım suçudur ve sorumluluğu günümüzde İstanbul'u idare etmeye aday olan Murat Kurum’a aittir.”
Doğanın, işçinin hakkını savunmak ve bu ekokırım suç mahallinde yapılması gerekenleri bir kez daha haykırmak için burada olduklarının altını çizen Bek, isteklerini şu şekilde dile getirdi:
-“İliç'te tüm madencilik faaliyetleri durdurulmalı, maden derhal kapatılmalıdır.
-Bağımsız odalar, bilirkişiler tarafından hava, su ve topraktan numuneler alınmasına izin verilmelidir.
- Tüm süreç, TTB, TBB, TMMOB ve ekoloji örgütleri gibi demokratik örgütlerin denetimine açık olmalı, şeffaflık sağlanmalıdır.
-Denetim sürecine, Fırat havzası ekosisteminin devamlı takibi mutlaka dahil edilmelidir.
-Göçük altında bulunan işçilere ulaşılmalı ve ailelerine tazminat ödenmelidir.
- Siyanür ve diğer kimyasallardan etkilenen yöre halkı, özellikle de madende çalışan işçiler için kapsamlı halk sağlığı taraması yapılmalı, ücretsiz tedavi süreci acilen başlatılmalıdır.
- Etkin bir yargı süreci başlatılmalıdır: Şüpheliler hakkında soruşturma açılarak, yurt dışına çıkış yasağı konmalıdır.
-Sadece şirket yetkilileri değil, ölüm madeninde işletme ve kapasite artırımına onay veren siyasiler, mülki amirler de yargılanmalıdır.”
“YARGI SÜRECİNİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIMIZIN VE YAŞANABİLİR BİR DÜNYA MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEĞİMİZİN BİLİNMESİNİ İSTİYORUZ”
Bek, “İliç'te yaşanan felaket bir kaza değil bir katliam olup, doğanın ve emeğin düşmanı olan vahşi madenciliğin ağır bilançosunu bir kez daha gündeme getirmiştir. Bir ton topraktan sadece 1-2 gram altın elde edilen ve bunun için de bölgede ağaçların kesildiği, binlerce ton dinamitin patlatıldığı devasa siyanür havuzlarının açıldığı ve bolgeyi orta vadede bir ölüm çukuruna çeviren altın madenciliğinde kamu yararı yoktur. Bunca bedelin karşılığı olarak ülkemize kalan ise çıkarılan altının sadece kırkta biridir ve bu da vergi afları, teşvikler ile fazlasıyla geri verilmektedir” diye belirtti.
Yaşam alanlarını yok sayan bu görüş yüzünden, kanserden ve solunum yolu hastalıklarından erken ölümleri kadınlarda 8, erkeklerde 12 kat artmakta olduğuna vurgu yapan Bek açıklamaya şu sözlerle son verdi:
“Havayı, suyu, toprağı zehirleyen, altını alan şirket, geride ölüm çukurları bırakıp gitmektedir. Bizler diyoruz ki, Kamunun yararı için siyanür liçli madencilik sadece İliç'te değil, tüm Türkiye'de yasaklanmalıdır, ülkedeki tüm altın madenleri acilen kapatılmalı ve yeni sondajlar durdurulmalıdır. Siyanür Liç'li altın madenciliğinin vahşi yöntemleri bu coğrafyanın kaderi olamaz. Unutmayınız; yeryüzünü yok oluşa sürükleyen, canlı yaşamını umursamayan, sadece belli azınlığın çıkarı için hareket eden sistemin sonucudur bugün İliç'te yaşanılan ekokırım. Bugün burada, Erzincan İliç’te yaşanan felaketin bütün sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunmak için toplanmış bulunuyoruz. Yargı sürecinin takipçisi olacağımızın ve yaşanabilir bir dünya mücadelesini sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Adana Ekoloji Platformu “İliç Faciası” için suç duyurusunda bulundu
Adana Ekoloji Platformu, Adana Adliyesi’nde “İliç Faciası”yla ilgili suç duyurusunda bulundu ve ardından açıklama gerçekleştirdi.
Adana Ekoloji Platformu, Adana Adliyesi’nde “İliç Faciası”yla ilgili suç duyurusunda bulundu. Platform, sonrasında adliye önünde açıklama gerçekleştirdi.
Açıklamayı platform adına Avukat Tugay Bek yaptı.
Avukat Bek, “13 Şubat’ta Erzincan İliç Çöpler altın madeninde siyanürlü ve zehirli kimyasallar içeren pasa dağının kayması sonucu, 300 dönümlük alan, 9 maden isçisi ile birlikte ilk açıklamalara göre 10, sonradan açıklanan bilirkişi raporuna göre ise 20 milyon metreküp atık göçüğünün altında kalmıştır” dedi.
Ekoloji örgütlerinin, baroların, sendikaların, meslek odalarının ve siyasi partilerin yıllardır dile getirdikleri uyarılar ve açtıkları davaların dikkate alınmadan sürdürülen sosyal cinayetin, 13 Şubat’taki bu kazayla birlikte ekokırıma dönüştüğünü dile getiren Bek, “Göz göre göre gelen bu felaketin hava, su ve toprak üzerinde geri döndürülemez yıkıcı etkileri olacağı muhakkaktır. Meydana gelen yıkım Fırat nehrine ulaşarak sınır ötesine yayılma riski taşımaktadır” şeklinde konuştu.
Avukat Bek, “Bilindiği üzere, Anagold, Türkiye'nin en büyük 2.altın madeni olan Çöpler kompleks madenine 2008'de ÇED olumlu raporu alıp 2010 yılında işletmeye başladı. 2010'dan beri dört kez kapasite artışına giderek Sivas-Divriği, Munzur, Malatya arasında geniş bir coğrafyada siyanür liçi ile vahşi madenciliği dayattı” cümlelerini kullandı.
“İLİÇ'TE TÜM MADENCİLİK FAALİYETLERİ DURDURULMALI, MADEN DERHAL KAPATILMALIDIR”
Tonlarca siyanür, sülfirik asit ve çok sayıda zehirli kimyasal kullanılan madende 2022 yılında üst üste 2 kez siyanür sızıntısı gerçekleştiğine vurgu yapan Bek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Önce yalanladıkları bu sızıntıyı örtbas edemeyince kabul ettiler ve bakanlıkça şirketin faaliyetleri geçici süre durdurularak göstermelik para cezası kesildi. Madenin yeniden faaliyete geçmesi ise, sadece 3 ay sürdü. Akabinde, yapılan tüm itirazlara rağmen madenin kapasitesinin yeniden, bu kez 3 kat daha artışına yönelik olumlu ÇED kararı o dönem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olan Murat Kurum tarafından onaylandı. Yaşanan felaket sonrası yapılan eleştiriler üzerine Kurum, bakanlığın çevresel etkileri denetlediğini, kapasite artışı kararı vermediğini, sadece kapasite artışının çevreye etkisini ölçtüğünü söylemiştir. Bu beyan ile sorumluluktan kurtulmak istese de, birinci derecede deprem fay hattı üzerinde yer alan, içinde 200 futbol sahası büyüklüğünde siyanür havuzu bulunan ve bu haliyle dahi muazzam risk tasiyan Çöpler madenine tekrar 3 kat daha kapasite artış onayı verilmiştir. Bunun çevreye olumsuz etkisi olmayacağını iddia eden bilim ve vicdan dışı bu raporun imzalanması başlı başına bir Ekokırım suçudur ve sorumluluğu günümüzde İstanbul'u idare etmeye aday olan Murat Kurum’a aittir.”
Doğanın, işçinin hakkını savunmak ve bu ekokırım suç mahallinde yapılması gerekenleri bir kez daha haykırmak için burada olduklarının altını çizen Bek, isteklerini şu şekilde dile getirdi:
-“İliç'te tüm madencilik faaliyetleri durdurulmalı, maden derhal kapatılmalıdır.
-Bağımsız odalar, bilirkişiler tarafından hava, su ve topraktan numuneler alınmasına izin verilmelidir.
- Tüm süreç, TTB, TBB, TMMOB ve ekoloji örgütleri gibi demokratik örgütlerin denetimine açık olmalı, şeffaflık sağlanmalıdır.
-Denetim sürecine, Fırat havzası ekosisteminin devamlı takibi mutlaka dahil edilmelidir.
-Göçük altında bulunan işçilere ulaşılmalı ve ailelerine tazminat ödenmelidir.
- Kapatılacak madende çalışan işçilere emeklerinin sömürülmeyeceği, sağlıklarını yitirmeyecekleri, ekolojik ortamda istihdam imkanları sağlanmalıdır.
- Siyanür ve diğer kimyasallardan etkilenen yöre halkı, özellikle de madende çalışan işçiler için kapsamlı halk sağlığı taraması yapılmalı, ücretsiz tedavi süreci acilen başlatılmalıdır.
- Etkin bir yargı süreci başlatılmalıdır: Şüpheliler hakkında soruşturma açılarak, yurt dışına çıkış yasağı konmalıdır.
-Sadece şirket yetkilileri değil, ölüm madeninde işletme ve kapasite artırımına onay veren siyasiler, mülki amirler de yargılanmalıdır.”
“YARGI SÜRECİNİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIMIZIN VE YAŞANABİLİR BİR DÜNYA MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEĞİMİZİN BİLİNMESİNİ İSTİYORUZ”
Bek, “İliç'te yaşanan felaket bir kaza değil bir katliam olup, doğanın ve emeğin düşmanı olan vahşi madenciliğin ağır bilançosunu bir kez daha gündeme getirmiştir. Bir ton topraktan sadece 1-2 gram altın elde edilen ve bunun için de bölgede ağaçların kesildiği, binlerce ton dinamitin patlatıldığı devasa siyanür havuzlarının açıldığı ve bolgeyi orta vadede bir ölüm çukuruna çeviren altın madenciliğinde kamu yararı yoktur. Bunca bedelin karşılığı olarak ülkemize kalan ise çıkarılan altının sadece kırkta biridir ve bu da vergi afları, teşvikler ile fazlasıyla geri verilmektedir” diye belirtti.
Yaşam alanlarını yok sayan bu görüş yüzünden, kanserden ve solunum yolu hastalıklarından erken ölümleri kadınlarda 8, erkeklerde 12 kat artmakta olduğuna vurgu yapan Bek açıklamaya şu sözlerle son verdi:
“Havayı, suyu, toprağı zehirleyen, altını alan şirket, geride ölüm çukurları bırakıp gitmektedir. Bizler diyoruz ki, Kamunun yararı için siyanür liçli madencilik sadece İliç'te değil, tüm Türkiye'de yasaklanmalıdır, ülkedeki tüm altın madenleri acilen kapatılmalı ve yeni sondajlar durdurulmalıdır. Siyanür Liç'li altın madenciliğinin vahşi yöntemleri bu coğrafyanın kaderi olamaz. Unutmayınız; yeryüzünü yok oluşa sürükleyen, canlı yaşamını umursamayan, sadece belli azınlığın çıkarı için hareket eden sistemin sonucudur bugün İliç'te yaşanılan ekokırım. Bugün burada, Erzincan İliç’te yaşanan felaketin bütün sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunmak için toplanmış bulunuyoruz. Yargı sürecinin takipçisi olacağımızın ve yaşanabilir bir dünya mücadelesini sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.”
Mersin'de fırtına felaketi: Akkuyu nükleer santrali inşaatında 1 ölü, 5 yaralı
Mersin’de sosyal medya fenomeni Mehmet Akif Kocaoğlu'nun cesedi bulundu
Sarıgeçili: Öğretmenlerimizin hak ettikleri değeri görmeleri için mücadele ediyoruz
Arnavutköy’de Çocuklar sokakta ateş açıp sosyal medyada paylaştı
TÖİŞ-SEN Başkanı Evren: Eğitimin kalitesini artırmak için öğretmenlerimizin gelişimine sürekli yatırım yapmalıyız
SON HABERLER
Uraloğlu: 20 Kasım’da Ankara’da Başkentray 94 bin 84 yolcu taşıyarak rekor kırdı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 20 Kasım’da Ankara’da Başkentray’ın 94 bin 84 yolcu taşıyarak rekor kırdığını açıkladı.
Düğün Sofralarının Vazgeçilmezi: Şorbik Çorbası Tarifi
Düğün sofralarının vazgeçilmezi, Anadolu mutfağının lezzet miraslarından biri olan şorbik çorbası, hem doyuruculuğu hem de kolay hazırlanışıyla dikkat çekiyor. Et, nohut ve sütle hazırlanan bu eşsiz çorba, yoğun aromasıyla damaklarda unutulmaz bir tat bırakıyor. İşte evinizde rahatlıkla yapabileceğiniz, şorbik çorbasının tarifi!
Mersin'de fırtına hayatı felç etti: Ağaçlar devrildi, halı saha çöktü
Mersin’in Erdemli ilçesinde etkili olan fırtına, ağaçları kökünden söktü, bir halı saha ise çöktü. Bölgede fırtınanın etkisinin süreceği belirtilerek vatandaşlar uyarıldı.