Adana'nın tarihi mirası: Selçuklu'dan Osmanlı'ya Ulu Camii
Adana'nın tarihi mirası: Selçuklu'dan Osmanlı'ya Ulu Camii
Adana'nın en önemli tarihi eserlerinden biri olan Ulu Camii, Selçuklu, Memlûklu ve Osmanlı mimari özelliklerini bir arada taşıyor. İnşasına Ramazanoğulları Beyliği döneminde başlanan ve farklı dönemlerde tamamlanan cami, hem büyüklüğü hem de mimari detaylarıyla ziyaretçilerini etkiliyor. Cami, barındırdığı çok katmanlı tarihle Adana'nın inanç ve kültür turizminin merkezlerinden biri konumunda.
Oluşturulma Tarihi: 24 Nisan 2025, Perşembe 15:14
Güncellenme Tarihi: 24 Nisan 2025, Perşembe 15:20
Haber Merkezi
Adana'nın merkezinde yer alan Ulu Camii, kentin mimari ve kültürel mirasının en kıymetli parçalarından biri olarak kabul ediliyor. Üzerinde Selçuklu, Memlûklu ve Osmanlı dönemlerine ait mimari karakterleri barındırması, camiyi eşsiz kılıyor.
Caminin üç ayrı kitabesi, inşa sürecine dair önemli bilgiler veriyor. Buna göre, Ulu Camii'nin yapımına ilk olarak 1513 yılında Ramazan oğlu Halil Bey tarafından başlandığı anlaşılıyor. Caminin tamamlanarak ibadete açılması ise 1541 yılında Halil Beyin oğlu Piri Mehmet Paşa zamanında gerçekleşti. Esas binanın batı tarafındaki giriş kısmının Ramazan oğlu Halil Bey tarafından yaptırıldığı biliniyor.
Caminin mimarisindeki dönem geçişleri belirgin şekilde görülüyor. Özellikle batı tarafındaki giriş kapısının üzerinde yer alan ve kademeli bir sistemle yukarı doğru sivrilen sarkıtlı konik çatı, belirgin Selçuklu dönemi mimarisi özelliklerini taşıyor. Bu durum, XVI. yüzyılda küçük bir beylik olan Ramazanoğullarının burada önce küçük bir mescit yaptırdığını, beyliğin büyümesi ve mescidin yetersiz kalmasıyla bugünkü büyük yapının inşa edildiğini düşündürüyor.
Bütünüyle 34,50 x 32,50 metre ölçülerinde kareye yakın dikdörtgen planlı olan Ulu Camii'ne, batı ve doğu yönündeki iki büyük kapıdan avluya giriliyor. Caminin esas ibadet mekânına ek olarak, Adana gibi sıcak bir bölgede daha fazla cemaatin ibadet edebilmesi amacıyla avlunun bir kısmı ahşap örtü sistemi ile kapatılarak geniş bir son cemaat yeri haline getirilmiş.
Caminin Kıble duvarında etrafı siyah mermerden yapılmış bir bordürle çevrilen mihrabı, ilk bakışta dikkat çeken unsurlardan. Bilhassa caminin Kıble duvarını kaplayan XVI. ve XVII. yüzyıla ait çiniler de caminin en göz alıcı detayları arasında yer alıyor.
Caminin Kıble duvarında etrafı siyah mermerden yapılmış bir bordürle çevrilen mihrabı, ilk bakışta dikkat çeken unsurlardan. Bilhassa caminin Kıble duvarını kaplayan XVI. ve XVII. yüzyıla ait çiniler de caminin en göz alıcı detayları arasında yer alıyor.
Doğu cephedeki avlu kapısında ve caminin esas ibadet mekânının cephesinde, cephe görünüşüne estetik bir dokunuş katmak için siyah ve beyaz mermer levhalar kullanılmış. Yarı sivri kemerlerin konturları stalaktit ve bitki motifleri ile süslenmiş. Enine uzanan dikdörtgen planlı esas ibadet mekânı, Kıble duvarına paralel konmuş dört sütun ile iki nef (şahın) oluşturuyor ve sütunlar hafif sivri kemerlerle birbirine bağlanıyor.
Adana Ulu Camii'nin mimari formu, özellikle son cemaat mahalli formundaki hariminin batısındaki dikine mekânı ile Adana Hasan Ağa Camisi, Adana Kemeraltı Camisi ve Ceyhan Kurtkulağı Köyü Camisi gibi bazı yerel camileri de etkilemiştir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
İLKHABER-Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Adana'nın tarihi mirası: Selçuklu'dan Osmanlı'ya Ulu Camii
Adana'nın en önemli tarihi eserlerinden biri olan Ulu Camii, Selçuklu, Memlûklu ve Osmanlı mimari özelliklerini bir arada taşıyor. İnşasına Ramazanoğulları Beyliği döneminde başlanan ve farklı dönemlerde tamamlanan cami, hem büyüklüğü hem de mimari detaylarıyla ziyaretçilerini etkiliyor. Cami, barındırdığı çok katmanlı tarihle Adana'nın inanç ve kültür turizminin merkezlerinden biri konumunda.
Oluşturulma Tarihi: 24 Nisan 2025, Perşembe 15:14
Güncellenme Tarihi: 24 Nisan 2025, Perşembe 15:20
Haber Merkezi
Adana'nın merkezinde yer alan Ulu Camii, kentin mimari ve kültürel mirasının en kıymetli parçalarından biri olarak kabul ediliyor. Üzerinde Selçuklu, Memlûklu ve Osmanlı dönemlerine ait mimari karakterleri barındırması, camiyi eşsiz kılıyor.
Caminin üç ayrı kitabesi, inşa sürecine dair önemli bilgiler veriyor. Buna göre, Ulu Camii'nin yapımına ilk olarak 1513 yılında Ramazan oğlu Halil Bey tarafından başlandığı anlaşılıyor. Caminin tamamlanarak ibadete açılması ise 1541 yılında Halil Beyin oğlu Piri Mehmet Paşa zamanında gerçekleşti. Esas binanın batı tarafındaki giriş kısmının Ramazan oğlu Halil Bey tarafından yaptırıldığı biliniyor.
Caminin mimarisindeki dönem geçişleri belirgin şekilde görülüyor. Özellikle batı tarafındaki giriş kapısının üzerinde yer alan ve kademeli bir sistemle yukarı doğru sivrilen sarkıtlı konik çatı, belirgin Selçuklu dönemi mimarisi özelliklerini taşıyor. Bu durum, XVI. yüzyılda küçük bir beylik olan Ramazanoğullarının burada önce küçük bir mescit yaptırdığını, beyliğin büyümesi ve mescidin yetersiz kalmasıyla bugünkü büyük yapının inşa edildiğini düşündürüyor.
Bütünüyle 34,50 x 32,50 metre ölçülerinde kareye yakın dikdörtgen planlı olan Ulu Camii'ne, batı ve doğu yönündeki iki büyük kapıdan avluya giriliyor. Caminin esas ibadet mekânına ek olarak, Adana gibi sıcak bir bölgede daha fazla cemaatin ibadet edebilmesi amacıyla avlunun bir kısmı ahşap örtü sistemi ile kapatılarak geniş bir son cemaat yeri haline getirilmiş.
Caminin Kıble duvarında etrafı siyah mermerden yapılmış bir bordürle çevrilen mihrabı, ilk bakışta dikkat çeken unsurlardan. Bilhassa caminin Kıble duvarını kaplayan XVI. ve XVII. yüzyıla ait çiniler de caminin en göz alıcı detayları arasında yer alıyor.
Caminin Kıble duvarında etrafı siyah mermerden yapılmış bir bordürle çevrilen mihrabı, ilk bakışta dikkat çeken unsurlardan. Bilhassa caminin Kıble duvarını kaplayan XVI. ve XVII. yüzyıla ait çiniler de caminin en göz alıcı detayları arasında yer alıyor.
Doğu cephedeki avlu kapısında ve caminin esas ibadet mekânının cephesinde, cephe görünüşüne estetik bir dokunuş katmak için siyah ve beyaz mermer levhalar kullanılmış. Yarı sivri kemerlerin konturları stalaktit ve bitki motifleri ile süslenmiş. Enine uzanan dikdörtgen planlı esas ibadet mekânı, Kıble duvarına paralel konmuş dört sütun ile iki nef (şahın) oluşturuyor ve sütunlar hafif sivri kemerlerle birbirine bağlanıyor.
Adana Ulu Camii'nin mimari formu, özellikle son cemaat mahalli formundaki hariminin batısındaki dikine mekânı ile Adana Hasan Ağa Camisi, Adana Kemeraltı Camisi ve Ceyhan Kurtkulağı Köyü Camisi gibi bazı yerel camileri de etkilemiştir.