Okullarda temizlik ve güvenlik konuları nedeniyle eğitim sendikalarından açıklamalar bir bir yapılmaya devam ediyor. Son olarak Eğitim Sen Adana Şubesi, tasarruf adı altında, çocukların sağlığı ve geleceğinin riske atılmaması gerektiğini açıkladı.
İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT- M.Şükrü KÖSEOĞLU'nun haberine göre;Şube binasında yapılan açıklamada Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak, okullarda temizlik ve hijyen konularının tasarruf tedbirleri kapsamında kısıtlandığını söyledi. İşgücü Uyum Programı (İUP), kapsamında haftada yalnızca üç gün çalıştırılacak yardımcı hizmet personellerinin görevlendirildiğini belirten Toprak, “Asgari ücretin bile çok altında bir ücretle görevlendiriliyor. Üstelik, çalıştıkları günler sigortaları yapılırken, bu süre emekliliğe bile sayılmıyor. Bu koşullarda kim bu işi yapmak ister? Üç gün yeter mi? Çocuklarımızın sağlığı bu kadar ucuz mu?” dedi.
Okullarda temizliğin lüks değil, zorunluluk olduğunu dile getiren Toprak, “Bir çocuğun sağlıklı bir ortamda eğitim alması, en temel insan haklarından biridir. Okullarımızda hijyen eksikliği nedeniyle yaşanacak salgın hastalıklar kapıda. Bu, sadece bugünün değil, çocuklarımızın geleceğinin sağlığıyla oynamak demektir. Geçici iş gücüyle değil, kadrolu ve güvenceli istihdamla bu sorun çözülebilir.
Çocuklarımızın sağlığını ve eğitim hakkını korumak hepimizin görevi. Veliler olarak, bu soruna sessiz kalmamalısınız. Okullarda hijyenin sağlanması, sağlıklı içme suyu ve her çocuğa bir öğün yemek sağlanması öğrencinin en temel hakkıdır. Her gün çocukların karşı karşıya olduğu bu sorunları çözmek için sesimizi yükseltmeliyiz. Eğer bugün harekete geçmezsek, çocukların geleceğini kaybedeceğiz” diye konuştu.
Tasarruf adı altında, çocukların sağlığı ve geleceğinin riske atılamayacağını belirten Toprak, “. Eğitim Sen olarak, her çocuğun hijyenik koşullarda eğitim alması için kadrolu ve güvenceli temizlik personeli istihdam edilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, her öğrenciye bir öğün yemek ve temiz içme suyu sağlanması, kamusal eğitimin bir parçası olarak kabul edilmelidir. Bu, çocuklarımızın sadece bugünü değil, yarınını da güvence altına alacak bir adımdır. Bu sorunu hep birlikte sahiplenmezsek, çocuklarımızın sağlığı, eğitim hakkı ve geleceği daha da tehlikeye girecek. Veliler, öğretmenler, eğitim çalışanları, gelin, hep birlikte sesimizi yükseltelim. Kamusal eğitim hakkını savunalım, çocuklarımızın sağlıklı bir eğitim alması için mücadele edelim. Bu mücadele, yalnızca öğretmenlerin değil, tüm toplumun mücadelesidir. Geleceğimizi ellerine teslim ettiğimiz çocuklarımızın haklarını birlikte savunmalıyız. Eğitime bütçe, okullara ödenek talebimizi daha güçlü bir şekilde haykırmak için sizleri yanımızda görmek istiyoruz. Geçici çözümlerle değil, kalıcı politikalarla eğitimi koruyalım!
Gelecek çouklarımızın, onların hakkını savunmak bizim görevimizdir” şeklinde konuştu.