Kayalıklardaki yüzey yarıkları Pazarcık'taki depremin izlerini taşıyor

- 6 Şubat'ta meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki ilk depremin merkez üssü Pazarcık'ta, Aksu Nehri çevresinde dağı andıran kayalıklardaki yüzey yarıkları depremin boyutunu gözler önüne seriyor - Saat 04.17'deki depreme görev başında yakalanan ve bulunduğu kulübe yerle bir olan güvenlik görevlisi Eflahun Yılkıcı, zifiri karanlıktaki yaşam mücadelesini anlattı: - "Şiddeti çok kuvvetli olduğu için duvardan duvara beni vuruyordu. Elim kapıdaydı ama açamıyordum. Yol ile birlikte bir metre yukarıya kalkıp iniyordum"

Haber Giriş Tarihi: 28.02.2023 14:55
Haber Güncellenme Tarihi: 28.02.2023 14:55
ilkhaber-gazetesi.com

KAHRAMANMARAŞ (AA) - MEHMET AKİF PARLAK - Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilki olan 6 Şubat'taki 7,7 büyüklüğündeki ilk depremin merkez üssü Pazarcık'ta kayalıklardaki yüzey yarıkları görüntülendi.

İlçedeki Aksu Nehri'nde sulama ve içme suyu temini amacıyla 1972 yılında hizmete giren Kartalkaya Barajı çevresindeki dağı andıran kayalıklardaki yüzey yarıkları, depremin boyutunu da gözler önüne seriyor.

Barajın çevresinde güvenlik görevlisi olarak görev yapan Eflahun Yılkıcı, görevdeyken sabaha karşı 04.17'de yakalandığı deprem anını unutamıyor. Yılkıcı, yerle bir olan kulübesinde yaşadığı deprem korkusunu ve sonrasındaki ayakta kalma çabasını AA muhabirine anlattı.

Yerden gelen büyük bir uğultu sesiyle irkildiğini belirten Yılkıcı, "Sesten sonra saniyeler geçmedi ki çok şiddetli bir deprem meydana geldi." dedi.

Kulübeden çıkmak için hamle yaptığını aktaran Yılkıcı, şöyle devam etti:

"Hemen kendimi dışarı atmak istedim ama şiddeti çok kuvvetli olduğu için duvardan duvara beni vuruyordu. Elim kapıdaydı ama açamıyordum. İyice hakim olduktan sonra kapıyı açmayı denedim. O anda yukarıdaki blok kapının üzerine çöktüğü için sıkışmıştı, açamıyordum. Ayağımla menteşelere vurarak kapıyı çektim. Çok şükür kapıyı açabildim ve dışarı çıktım."

- "Çaresiz bir şekilde ortada kaldım"

Yılkıcı, elektrik kesildiği için her yerin zifiri karanlık olduğunu ve ne yapacağını bilmediğini dile getirdi.

O anları adeta "küçük kıyamet" olarak niteleyen Yılkıcı, şunları söyledi:

"Bulunduğum yerin arkasındaki yol yarılmıştı. Karanlık olduğu için yarığın içine düştüm. Kendi imkanımla tekrar çıktım. Bu sefer yukarı kayalıklara doğru koştum. O an bir baktım elektrik direklerinin üzerine taşlar düşüyor. Bu sefer baraj kapağına doğru geldim ama o bölgeden geçemedim. Kayalar düşmeye başlıyordu. Bu istikametten de gidemeyeceğime göre resmen çaresiz bir şekilde ortada kaldım. Aşağı inemezdim çünkü baraj vardı. Aşağı taraf uçurum zaten."

- "Yol ile bir metre yukarıya kalkıp iniyordum"

Yılkıcı, içinde bulunduğu nöbet kulübesinin deprem sırasında yerle bir olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"En son geldim, yani bu noktadaydım. Oturdum, açtım elimi Rabbime. Çünkü fayın oradan çok büyük sesler ve titreşim geliyordu. Ben yol ile birlikte bir metre yukarıya kalkıp iniyordum. Onu ben gördüm, o mavi ışık çıktığında. Depremin durmasını bekledim, sonra kalktım yola gitmek istedim ama taşlar ve kayalar halen düşüyordu deprem bitmesine rağmen. Allah güç kuvvet verdi. Koşa koşa taşların üzerinden ellerimle önümü temizleyerek bir şekilde çıktım. Çok şükür rahatlamıştım. Rabbim bir daha kimseye böyle bir gece yaşatmasın."