Adana Ekoloji Platformu Sözcüsü Yaşar Gökoğlu, kentteki içme suyu, plastik atıklar, çöp sorunu gibi konuları muhabirimize anlattı. Gökoğlu, “Plastik, kâğıt, metal, cam ve biyolojik atıkların ayrı ayrı biriktirilip toplandığı bir kent örneği şimdilik ülkemizde bulunmuyor. Adana’da pilot bir ilçe seçilerek, iyi ve kapsamlı bir hazırlık çalışmasından sonra bunun denenmesi gerekir” dedi.
İLKHABER Gazetesi'nden Bayram Bulut'un haberine göre; İçme suyu insan hayatı için en önemli etkenlerden birisi halinde. Bu nedenler içme sularının temizliğine dikkat edilmesi gerekiyor. Çevre örgütleri Dünya genelinde bu konunun takipçiliğini yapıyor. Bir diğer konusu ise, dönüştürülemeyen atık çöp konusu. Geçtiğimiz dönelmede sıkça tartışma konusu olan Avrupa ülkelerinden ülkemize getirilerek gelişi güzel dökülen plastik geri dönüştürülemeyen atıklar bulunuyordu. O dönemde çevre örgütleri bu durum hakkında sıkça açıklamalar yaptı. Ancak bu çöpleri kimin döktüğü bir türlü netlik kazanmadı.
Gazetemize bu konularla ilgili Gökoğlu açıklamalarda bulundu. İçme suyunun önemine dikkat çeken Gökoğlu, suyun herhangi bir ihtiyaç değil, bütün canlılar için vazgeçilmez bir hakkı olduğunu dile getirdi. Bu hakkın temini, çeşmeden akan suların içilebilir nitelikte olması ve sürekliliğinin sağlanmasının belediyelerin en temel görevleri arasında yer aldığını dile getiren Gökoğlu, ayrıca Avrupa ülkelerinden getirilen geri dönüştürülemeyen çöp konusuna vurgu yaptı. Gökoğlu, yerel yönetimlerin bu konuda hassas davranması gerektiğini aktardı.
Avrupa ve birçok dünya ülkesinde olduğu gibi, çöplerin kaynağında ayrıştırıldığını anlatan Gökoğlu, “Plastik, kâğıt, metal, cam ve biyolojik atıkların ayrı ayrı biriktirilip toplandığı bir kent örneği şimdilik ülkemizde bulunmuyor. Adana’da pilot bir ilçe seçilerek, iyi ve kapsamlı bir hazırlık çalışmasından sonra bunun denenmesi gerekir. Alınacak olumlu sonuçtan sonra uygulama kapsamı diğer ilçelere de zamanla genişletilebilir. Bu tür denemeler olmaksızın çöp sorununda ilerleme sağlanamaz. Adana merkez ilçelerinin çöplerinin toplandığı Sofulu çöplüğü artık kapatılmalıdır. Sofulu çöplüğü işletmeye alındığında nispeten şehir dışında sayılırdı. Şimdi ise etrafı konutlarla dolu hale gelmiştir. 50-100 metre mesafede bile apartmanlar bulunmaktadır. Şehir o tarafa doğru yayılmaya devam etmektedir. Sofulu çöplüğü halk sağlığı açısından tehlike taşımaktadır, kapatılmalı ve alan rehabilite edilmelidir. TMMOB ilgili odalarıyla birlikte yeni, kent dışında, kentin genişleme potansiyeli olmayan yönünde, geçirimsiz tabanı olan alternatif çöp toplama alanları için çalışma yapılmalıdır” dedi.
İçme suyunun önemine dikkat çeken Gökoğlu, “Su, herhangi bir ihtiyaç değil, bütün canlılar için vazgeçilmez bir haktır. Bu hakkın temini, çeşmeden akan suların içilebilir nitelikte olması ve sürekliliğinin sağlanması belediyelerin en temel görevleri arasındadır. Bu görevin yerine getirilmesi suların fiziksel, kimyasal ve biyolojik risk unsurlarından arındırılmasını gerektirir. Şehrimizde bu çalışmaların gerektiği gibi yapılmakta olduğu konusunda açıklık yoktur. Bu konuda geçerli olan yönetmelik içme suyu analiz sonuçlarının en az üç yılda bir açıklanmasını zorunlu kılıyor. Adana’nın içme suyu Çatalan Baraj Gölü’nden sağlanmaktadır. Gölün etrafında yönetmelik gereği alınması gereken koruyucu tedbirler konusunda zafiyetler yaşandığı yıllardır bilinmesine rağmen gerekli titizlik gösterilmemektedir. Tufanbeyli ve Feke ilçelerinde atık su arıtma tesisi olmadığı için, bu iki ilçenin atık suları Göksu deresi aracılığı ile Çatalan Barajına kadar gelmektedir. Tufanbeyli ve Feke ilçelerinde atık su arıtma tesisi yapımına mutlaka öncelik verilmelidir” şeklinde konuştu.
Adanalıların çeşmeden akan suyun güvenli olduğunu duymak istediklerini dile getiren Gökoğlu, “Çatalan içme suyu tesislerinde fiziksel ve biyolojik arıtma yapıldığı bilinmektedir. Eksik olan, kimyasal kirliliğin kontrol altında olup olmadığıdır. Sağlıklı suya erişim hakkı çerçevesinde, yurttaşlar olarak talebimiz şudur: Çeşmelerden akan suyun güvenli olduğunu kanıtlayacak laboratuvar çalışmaları eksiksiz yapılmalı ve elde edilen bilgiler erişime açık olmalıdır. Bu durum sağlandığında birçok Adanalı plastik ambalajlı içme sularını kullanmaktan vazgeçer, böylece hem suyla birlikte mikroplastik yutmaktan uzaklaşır, hem de içme suyu için yüksek fatura ödemekten kurtulmuş olur. Kısacası, çeşmeden akan suyun güvenli olduğunu duymak istiyoruz, bu bizim en doğal hakkımız” ifadelerini kullandı.
Her yıl 500 bin tonu aşkın plastik atığın ülkeye getirildiğini, bu miktarın en az yarısının ise Adana’ya getirildiğini dile getiren Gökoğlu, “Plastik kirliliği bütün dünyada 1950 yılından bu yana o kadar arttı ki, günümüzde bu durumu bilim insanları “çağımızın vebası” diye adlandırıyorlar. Her yıl milyonlarca plastik üretiliyor, bir o kadar da plastik atık oluşuyor. Türkiye Avrupa’da üretilen plastik atıkların en büyük alıcısı olmaya devam ediyor. Her yıl 500 bin tonu aşkın plastik atık ülkeye getiriliyor, bu miktarın en az yarısı ise şehrimize geliyor. Çünkü en çok plastik atık işletmesi Adana’da bulunuyor. Plastik atıkların geri dönüşüm oranı yüzde onu geçmiyor. Kalan kısmı ise doğaya gelişigüzel atılıyor, gömülüyor veya yakılıyor. Yangınların sıklıkla plastik atık işletmelerinde çıkması tesadüf olamaz. Atmosfer, toprak ve su kirliliğine neden olan plastik atık konusunda Adana’da bulunan yerel yönetimler herhangi bir sorumluluk almadıkları gibi, konuyla ilgili açıklama bile yapmıyorlar” dedi.
Gökoğlu sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bütün dünya bu konuyu konuşur hale geldi, Avrupa’nın çöplüğü olmamız bizleri utandırıyor, belediyelerimiz ise susuyor. Oysa, buralarda çıkan yangınlarda büyükşehir belediye itfaiyesi çalışıyor, rapor tutuyor, ama savcılığa suç duyurusunda bulunmuyorlar. Evet, bakanlık yetkili, buralara çalışma lisansı veriyor, ama yerel yönetimlerin de işyeri açma ruhsatı verdikleri, yangınlarını söndürdükleri işletmeleri denetleme yetkisi olmalıdır. Yerel yönetimleri plastik atık işletmelerinin her bakımdan kent sağlığına aykırı faaliyetlerini yakından takip etmeye, sahip oldukları yetki ne kadarsa o kadar konuya ilgili davranmaya davet ediyoruz. Öncelikle, bu işyerlerinin işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının olup olmadığı kontrol edilmeli, olmayanlar hemen kapatılmalı, ruhsat almak isteyen işyerlerinin evlere, okullara mesafesi sorgulanmalıdır. Tek kullanımlık plastikler bütün dünyada yasaklanma sürecine girdi. Adana’da bulunan yerel yönetimleri tek kullanımlık plastikleri en azından kendi bünyelerinde kullanmamaya çağırıyoruz.”