Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği'nin 8 Mart'ta yapacağı "5. Berna Ateşoğlu Sanat Günleri" kapsamındaki "Fotoğraftan Uzun, Öyküden Kısa" isimli Video Art Atölyesi start aldı.
Derneğin Başkanı Dr. Haluk Uygur, yeni dönemdeki kültürel ve sanatsal etkinliklerin dolu dolu geçtiğini söyledi.
Etkinlik programlarında "5. Berna Ateşoğlu Sanat Günleri" olduğunu da ifade eden Dr. Uygur, "Bu etkinliğe özel planlanan 'Fotoğraftan Uzun, Öyküden Kısa' isimli Video Art Atölyesi yoğun katılımla başladı." dedi.
Video Art'ın son dönemde daha çok ilgi gördüğünü ve hızla önem kazandığını ifade eden Uygur, "Yeni ufuklara doğru seyahat hissi uyandıracak 'Fotoğraftan Uzun, Öyküden Kısa' isimli Video Art Atölyesi eğitimine çok sayıda kişi katıldı. Bu konudaki eğitim uzman Şebnem Ragıpoğlu tarafından veriliyor. Eğitimde video işleme programı da dahil, Video Art'ın incelikleri anlatılıyor. 5 günlük eğitimden sonra, bir ay kadar da yapılan çalışmalar WhatsApp üzerinden tartışılacak. Ardından çekilen kısa videolar kısa öykülere dönüştürülecek. Bu videolardan 10'u jüri tarafından seçilerek Berna Ateşoğlu günlerinde gösterilecek" diye konuştu.
VİDEO ART NEDİR?Televizyon veya sinemanın aksine, hareketli imgelere dayalı sanatsal işlerin bir alt türüne 'Video Art' (Video Sanatı) adı veriliyor.
Görüntü veya ses verilerinden oluşan Video Art eserler, analog veya dijital ortamlarda saklanabiliyor. Bu eserler, film ile arasında birçok paralellik ve ilişki olmasına rağmen film olarak tanımlanmıyor.
Video sanatı ile sinema arasındaki farklardan biri de, videonun, sinemanın dayandığı birçok temele dayanmaması; oyuncu, diyalog, konu, senaryo gibi öğelere sahip olmak zorunda olmaması ve eğlence amaçlı sinemada bulunan özelliklere bağımlı olmamasıdır.
Bu ayrım, videoyu sadece sinemadan değil, tanımların bulanıklaştığı bağımsız filmler, kısa filmler, avant-garde sinema gibi sinemanın alt kategorilerinden de ayırmak açısından önemli.
Temel olarak, sinemanın ana amacı eğlendirmek iken, videonun ise mecranın sınırlarını keşfetmek veya izleyicinin alışılageldik sinema nedeniyle oluşmuş beklentilerine saldırıda bulunmak gibi çeşitli amaçlar güdebildiğini söylemek mümkün.
TARİHÇE'Video Art' ismi; video kayıt teknolojisinin ilk dönemlerinde kullanılan orijinal analog 'video bant'tan geliyor. Dijital teknolojinin ortaya çıkması ile daha gelişmiş ve sanatçılarına daha geniş olanaklar sunulabilen bir sanat dalı hâline dönüştü.
Nam June Paik'ın 1965 yılında satın alıp denemelerine başladığı Sony Portapak ile Video Art'ın başladığı kabul ediliyor. İlk olarak Papa VI. Paul'un New York'taki geçişini kaydetmiş, daha sonra aynı gün bunu Greenwich Village Cafe'de oynatmıştır.
Sony Portapak çıkmadan önce hareketli resim teknolojisi yüksek fiyatlar ve anında oynatılamama gibi nedenlerden dolayı tüketiciler arasında yaygın değildi. Bunun sonucunda birçok sanatçı videoya filmden daha çok ilgi duydu. Bu teknolojiler birbiri içine geçtiğinde de bu ilgi daha da arttı.
Video sanatı en etkili zamanlarını 1960 ve 1970'lerde yaşadı. Hâlâ da uygulanmaya devam edilen video sanatı, günümüzde daha çok başka ortam ve araçlarla birleştirilmekte, örneğin büyük bir enstalasyonun veya performansın bir parçası olarak kullanılıyor.