Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Adana Şehir Hastanesinin önünde bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. Basın metnini SES Adana Şube Eş Başkanı Erol Eren okudu. Eren, sağlık hizmetlerinin toplumun ve sağlık emekçilerinin çıkarlarına uygun şekilde sunulması gerektiğini ifade ederek büyük hastanelerdeki iş yükünün sağlık emekçilerinin güvenliğini tehdit edebileceğini ve bu tür sorunların ancak eşitlikçi ve özgürlükçü bir anlayışla çözülebileceğini vurguladı.
“Sağlık hizmetlerinin toplumun çıkarlarına göre düzenlenmesi gerekiyor”SES Adana Şube Eş Başkanı Erol Eren, “Sağlık hizmetlerinin halkın ve sağlık emekçilerinin çıkarlarına uygun bir biçimde sunulması gerektiğine inanıyoruz. Kamu hastanelerinde ihtiyaç duyulan her zaman ve mekanda ciro ve kira baskısı olmaksızın ,sadece tıp biliminin gereklerine göre nitelikli toplumsal sağlık hizmetleri sunmak istiyoruz .Sağlık hizmetlerinin toplumun çıkarlarına göre düzenlenmesi gerektiği, bilinciyle, kentimizi , halkımızı ve emeğimizi bir bütün olarak görüyoruz .Somut Önerilerimiz :Sağlık hizmetlerinin tüm basamakları kamu eliyle geliştirilmeli ve örgütlenmelidir .Halkın sağlık hizmetleri hakkında söz sahibi olduğu mekanizmalar oluşturulmalıdır. Sağlık giderleri genel bütçeden karşılanmalıdır. Yurttaşlar için eşit ,parasız ve nitelikli sağlık hizmetlerine erişim sağlanmalıdır .Sağlık çalışanları için insan onuruna yaraşır çalışma ortamları ve adil ücret politikaları uygulanmalıdır” diye ifade etti.
“Büyük ve yoğun hastanelerde oluşacak iş yükü sağlık emekçilerinin sağlık güvenliği risklerini artıracaktır”Erol Eren basın açıklamasında büyük hastanede çalışan kişilerin yaşayacağı sorunlara değinerek şunları söyledi: “Örneğin Adana Şehir Hastanesi Balcalı Hastanesi'ne ve Yüreğir Devlet Hastanesi'ne 10 dakika uzaklıktadır bu alana yapılan hastane için yollar sonradan yapılmış ve dört kez değişiklik yapılmıştır. Bu bölgeye trafik yoğunluğu getiren hastaneye erişim zorlanmış, halkın hastaneye ulaşımı ciddi bir sorun haline gelmiştir. Sağlık emekçileri olarak sağlık hizmetlerinin toplumsal bir kriz içinde olduğunu ve bu krizden çıkışın sadece sermaye odaklı projelerle değil, eşitlikçi ,özgürlükçü bir anlayışla sağlanabileceğini savunuyoruz . Büyük ve yoğun hastanelerde oluşacak iş yükü sağlık emekçilerinin sağlık güvenliği risklerini artıracaktır .İş stresi, kronik , yorgunluk , tükenmişlik gibi psiko-sosyal riskler de artacaktır .Sonuç olarak sağlık hizmetlerinin tüm bileşenleri ile kamu tarafından kadrolu ve güvenceli sağlık emekçileri eliyle sunulması gerekmektedir .”