Osmaniye'de 29 Nisan tarihinde Güney Çevre Yolunda gerçekleşen kazada özel bir sağlık kabininde hemşire olarak görev yapan Tuğçe Nur Akıncı, elektrikli bisikletiyle trafik ışıklarında beklerken arkadan gelen otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetti. Akıncı, kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Kazayı yaşayan ailenin yaşadığı acı ve isyan şu şekilde dile getirildi:
Baba Sinan Akıncı: "Benim kızım metrelerce yerde sürüklenmiş benim içim yanıyor, ciğerim yanıyor. Ben kafamı bile içeri koyamıyorum dışarı çıkıyorum acaba kızım geri gelir mi diye kapıya bakıyorum. Mezarlığa gidiyorum gece gidiyorum diye çocuklar beni içeriye kilitliyor. Ben bu sıkıntıyı, bu eziyeti, ben hep çocuklarım için çektim. Şanlıurfa'da 7 sülalemi terk ettim çocuklarım için burada kaldım. Ben anlamadım hakimin biri bırakıyor ikinci niye bırakıyor. Bunun bir açıklaması var mı, kendine çocuk olsa ne der, kendi ne yapar. 13-14 gündür içim yanıyor, bu adam serbest bırakıldı ben bu adamın tutuklanmasını rica ediyorum."
Anne Tevhide Akıncı: "Benim çocuğumun suçu, günahı yok çocuğum sabah kalktı işe gitti ölüm haberi geldi. Ben bu adamın tutuklamasını istiyorum. Ben davamdan vazgeçmiyorum. Ben çocuğumu toprağa vermişim, kendi geziyor. Bana da yazık kendinin kızı olsa ne der, kendinin çocuğu olsa ne yapar. Serbest bırakıyorsa, kendi kabul ediyorsa ben de kabul ediyorum. Kendi kabul etmiyorsa ben de kabul etmiyorum. Ben bu adamın tutuklamasını istiyorum. Başka çare yok yazık günah bize de yazık. Gecem gündüze döndürdüm, gündüzümü geceye döndürdüm ağlıyorum, sızlıyorum, çarem yok. Allah rızası için çocuğum için ben bu adamın tutuklamasını istiyorum."
Ailenin avukatı Taner Kanarığ, yaşananların hukuki boyutunu şu şekilde açıkladı: "Dosyadaki bu mevcut kaza aslında bir kaza değil, burada biz muhtemel kasta adam öldürme olduğunu düşünüyoruz. Yine bunun devamında muhtemel kast değerlendirmeyecekse bile bilinçli taksirle bir şekilde değerlendirme yapması gerektiğini düşünüyoruz. Görüntüleri izleyen her vatandaş burada bunun bir kaza olmadığını açık bir şekilde görebilecektir. Hal böyleyken bilinçli taksirle, muhtemel kastla adam öldürmek mevcutken, normal şartlarda çok rahat bir şekilde tutunabilecek bir insanın bugün dışarıda olmasını kamu vicdanı kabul etmemekte, yargılama camiası olarak biz de bu meseleyi kabul edememekteyiz.