Her yıl özellikle yaz dönemlerinde yüksek sıcaklıklarla beraber narenciye üreticilerinin korkulu rüyası haline gelen Akdeniz Meyve Sineği (AMS) ile mücadeleye dikkat çeken Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, “Yaz mevsiminin aşırı sıcak olması, başta bölgemiz ve ülkemiz için büyük katma değer sağlayan narenciyenin yanı sıra son yıllarda Akdeniz Meyve Sineğine konukçuluk eden nar, hurma, kayısı, muz, nektarin, şeftali gibi çeşitlerin de arttığını görmekteyiz.. Yani AMS tehlikesi de arttı. Yapmamız gereken tüm paydaşların ortak çalışma ile yaptığı mücadeleyi devam ettirmesi ve kesinlikle aksamaya mahal vermemek, bu zararlıya karşı başarı sağlayacak eylem ve yöntemleri eksiksiz sürdürmektir.” Dedi.
İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre; Ülkemizde özellikle 2018 yılında yüksek populasyon artışıyla narenciye ve sert çekirdekli ürünlerde önemli derecede kalite ve ürün kaybına neden olan ve her yıl yapılan toplu mücadele ile başarı elde edilerek kontrol altına alınan Akdeniz Meyve Sineği tehlikesi havaların ısınmasıyla birlikte yeniden gündeme geldi.
Son yıllarda artan Akdeniz Meyve Sineği ile mücadele için narenciye üretiminin yaygın olduğu Adana’da ilaçlama çalışmaları devam ederken, üreticilerin kendi mücadelelerinin yanı sıra bölgedeki İl Tarım ve Orman müdürlükleriyle belediyeler de zararlıyla mücadeleye destek veriyor.
Bölgedeki AMS ile mücadele hakkında gazetemize konuşan Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, özellikle ihracatta sorun yaşamamak için Akdeniz Meyve Sineğiyle mücadelenin önemli olduğunu söyledi.
Bahçelerde vuruklu, ezilmiş, bozuk ve yere düşen meyvelerin mutlaka toplanıp imha edilmesinin önemine değinen İncefikir, “Ağaç üzerinde uzun süre bekletilen veya toplanmayan meyveler AMS popülasyon miktarının oldukça yüksek olmasına neden olur. Yere düşen ve ezilen meyveler, vuruklu, çürük olanlar yine bu zararlının yerleşmesine olanak sağlar.
Hatta ağaç üzerinde kalan vuruklu meyveler AMS için, ürünün yetiştiği yıl değil, takip eden sonraki yılda önemli bir konukçusu konumuna geçip, bu konukçu üzerinde zararlının Mayıs-Haziran ayları arasında iki dölünü tamamlayarak yüksek popülasyonlara ulaştığı gözlemlenmiştir.
O bakımdan üreticilerimizin yanı sıra köylerde mahallelerde yemişlik olarak dikilen meyve ağaçlarının da kontrol edilmesi ve bu zararlıyla mücadele etmesi gerekmektedir. Kontrol altına alınmadığı taktirde, AMS’nin ciddi anlamda konukçusu durumuna geçecek ve mevcut içinde olunan yıl ve takip eden yıl için tüm bölgede ciddi tehlike oluşturacaktır. Ağaçların altındaki yere düşen vuruklu, vuruksuz meyveler, ezik, çürükler toplanıp imha edilmeli.. Ayrıca hayvancılık ile ilgilenen büyük ve ya küçük ölçekte kim olursa olsun hepsi ahırların etrafı ve hayvan dışkılarının biriktirildiği yerleri kontrollü olarak ilaçlamalıdır” dedi.
İhracata giden ürünlerde Akdeniz Meyve Sineği bağlantılı bir etki görüldüğünde geri gönderildiğini belirten Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, şu açıklamalara yer verdi;
“Ülkemiz özellikle narenciyede dünyada söz sahibi olan önemli bir ülkedir. Ülke narenciye yetiştiriciliğine önemli yere sahip olan Çukurova’mızın da bu konuda öncü olduğu bir gerçek.. İhracatta da ülkelerin ne kadar hassas olduğunu biliyoruz.
Bugün ihracata giden ürünlerden tek bir meyvenin dahi bu zararlı ile bulaşık olması tüm ürünün geri çevrilmesine sebep olmaktadır. Yani bu zararlının ihracatta toleransı sıfırdır. Gönderilen ürünlerin sadece birinde oluşturduğu etki, koca kamyonu geri gönderir ve hatta göndericiyle ilişiği dahi kesebilir. .
Yani AMS, ülke ve bölge ekonomisi açısından önemli bir yere sahip olan turunçgillerin en önemli zararlılarından biridir. Biz Çukurova’daki üreticiler olarak aslında bu konuda tecrübeliyiz. Önceki yıllarda gayet iyi mücadele ettik.
Bu yıl yine aynı kararlığı göstereceğimizden eminim. Şuanda Tarım ve Orman müdürlükleri, belediyelerimiz birlikte çalışıyoruz. AMS (Akdeniz Meyve Sineği) ile mücadelede üretici, üretici bitlikleri, Kamu ve STK, ziraat odaları el birliği içerisinde olmakla beraber, çalışmaları titizlikle sürdürüyoruz.
Tarım il müdürlüğümüz zararlıyla mücadelede ekipler sahada çalışıyor. Gerek bahçelerde gerekse zararlının konakçı olduğu hayvansal işletmelerdeki gübreliklerin ilaçlanmasını sağlıyor, çiftçilere ilaç ve ekipman desteği veriyorlar. Bu çok önemli bir destektir.
Bu yıl önceki yıllardan çok farklı neden derseniz, hem narenciye hem sert çekirdekliler dalında kaldı. Üreticilerimiz ürünlerini satamadı ve hatta ağaçlarını kesenler ve yerine başka ürünler ekenler oldu. Dalında kalan ürünler nedeniyle Akdeniz meyve sineğinde ciddi bir popülasyon artışı bekliyoruz. Ayrıca bölgemizde büyük önem taşıyan kavun ve karpuzda hasat devam ediyor. Şeftali, domates hasadı var. Bu süreçte çürümeler normalde AMS popülasyonunun daha fazla artmasına neden olacaktır.
O nedenle daha ciddi tedbirler almak lazım.. İlaçlamanın yanı sıra dalında kalmış meyvelerin toplatılması, toplanan meyvelerin de imha edilmesi gerekiyor. Turunçgillerde her ne kadar dekar başına 4 adet tuzak tavsiye ediliyor olsa da, yoğun popülasyonlarda tuzakların dekar başına 5 adet asılması daha uygun olacaktır. Hatta şeftali, nektarin, kayısı gibi sert çekirdeklilerde dekar başına 8 adet asılması daha iyi olur.
Hasattan sonra ağaçta meyve bırakılmamalı, ağaçların altına düşen meyveler de mutlaka toplanıp yok edilmelidir. Ağustos ayında narenciyenin bazı çeşitlerinde hasat başlayacaktır. O nedenle kimyasal mücadele devam etmeli, Ağustos ayı sonu Eylül ayı başlarında turunçgil bahçelerine, özellikle erkenci çeşitler olgunlaşmadan önce mutlaka tuzak asılarak Akdeniz meyve sineği çıkışı kontrolü yapılmalıdır.
Narenciye hepimiz için çok önemli biri üründür. Yaptığımız ihracatın yüzde 40-50’sini Rusya, bir kısmı Avrupa ve geri kalanı da Orta Doğu ülkelerine yapıyoruz. Ürünlerimizin geri dönmemesi ve emeğimizin karşılığını almak için çok iyi çalışmalıyız. Zaten tarım artık tüm dünya için stratejik öneme sahip bir sektördür. Dünyanın en verimli topraklarını barındıran Çukurova’mızın bunu iyi değerlendirmesi gerekir.”