"Ben bu işte son nesilim"

Ahşap oyma sanatçısı, Adanus Sanat Evi'nin sahibi Ömer Erdoğan, sanatıyla ilgili bilgi verdi ve çırak yetişmediği için bu sanatın şu an Adana'daki son temsilcisi olduğunu, böyle giderse de kendinden sonra bu mesleğin yok olacağını söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 01.11.2023 10:43
Haber Güncellenme Tarihi: 01.11.2023 10:43
ilkhaber-gazetesi.com

CANSU ERSOY

ADANA (İLKHABER) –Birçok projede yer alan, dernek kuran ve gençlere sanatı aşılamak için birçok eğitim veren Ahşap Oyma Sanatçısı ve Adanus Sanat Evi'nin sahibi Ömer Erdoğan, aslında mobilyacı kökenli olduğunu söyledi.

20 yıldan daha uzun bir süredir bu sektörde geleneksel el sanatları ile uğraştığını belirten Erdoğan, "2014 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın onayı ile 'Devlet Sanatçısı' ünvanını aldım. Yani bu ünvan, geleneksel el sanatları alanında somut olmayan kültür mirası unvanı. 2016 yılında da Adana Geleneksel El Sanatları Kültür ve Turizm Derneği'ni kurdum. Kurmuş olduğum dernek hale aktif olarak devam ediyor. Bu 3. dönemim ve hala derneğin başkanlığını yapıyorum. 10 yıldır da bu dükkandayım ve gelen müşterilere kapımızı açmaya devam ediyoruz” dedi.

"Adana’nın tarihi dokularının minyatürlerini tanıtan materyalleri Adana'da ilk yapanlardan birisiyim. İş yerim iki katlı ve aşağısında yaptığım ürünleri sergiliyorum, yukarısını da atölye olarak kullanıyorum” diyen Erdoğan, geçmişte mobilyacılık yaparken bunu hobi olarak yaptığını, yaptığı ürünleri de sevdiği insanlara hediye olarak verdiğini söyledi.

"BU ATÖLYE, BU DÜKKAN ADANA'DA TEKTİR"

Erdoğan, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

"Zamanla diğer sektörü bıraktım ve bu işi meslek haline getirmeye başladım. Şu an ben tamamen el sanatlarını icra ediyorum. Bakkal çırağı gibi 10 yıldır her gün dükkanımı açarım. 9 yıldır da cumartesi ve pazar günleri bile izin yapmadan çalışıyorum. Bu bölgeye gelen insanların bu dükkanı görmeye ihtiyacı var. Eğer bir gün açmazsan insanlar bana 'Neden açmadın?' diyerek kızıyor. O yüzden dokuz yıldır haftanın her günü sabah açar akşam kapatırım. Buradaki birçok ürünü de kendim imal ediyorum. Ahşap oyma, Adana hakkında, Türk- İslam geleneksel el sanatlarıyla, motiflerle ilgili çalışmaların hepsini kendim yaptım. Bugüne kadar birçok projede bulundum. 2016 yılında Adana'da tam bu dükkanda bir projenin de usta öğreticiliğini yaptım. Bir nevi öğretmenlik de yapıyorum. Bu atölye, bu dükkan Adana'da tektir. Tek olmasının sebeplerinden birisi de benimdir. Sağlığım yerinde olduğu sürece daha da güzel şeyler yapmaya çalışacağıma inanıyorum."

"BEN ŞU ANDA BU İŞTE SON NESİLİM DİYEBİLİRİM"

Erdoğan, yaptığı çalışmaların tamamen bölgeyi anlattığını, yaptığı her şeyin el sanatları, el işleri olduğunu bildirdi ve "Makinasyon hiçbir ürün yok diyebilirim. Tek başıma yaparken zorlanıyorum. Maalesef çırak bulamıyoruz. Herkes masa başında iş istiyor. Çıraklık eğitimi de usta-çırak ilişkisi ile oluyor. Çırağın iyi bir şekilde yetişmesi için iyi bir usta ve atölye gerekli. Gençlerimizin maalesef öyle bir sabrı yok. Biz de br şekilde idare ediyoruz. Ben şu anda bu işte son nesilim diyebilirim. Bu dükkanda insanların en çok ilgi duyduğu şeyler Adana'yı tanıtan buzdolabı magnetleri ve Adana'nın tarihi dokularının minyatürleri" dedi.

"KİMSE BİR ŞEY ÖĞRENMEK İSTEMİYOR"

"Ben bu işe 8 yaşında başladım ve çıraklığım 2-3 atölyede geçti. Gençlerimiz de bu işe geç olmadan başlamalı ve bu sektörde deneyim kazanmalı. Ben istiyorum ki istekli, hevesli çıraklar gelsin" diyen Erdoğan, konuşmasının devamında çırak bulamadığından yakındı ve şunları söyledi:

"Bugün 13-15 yaşında çırak gelse ben razıyım. Okul tatil olduktan sonra gelebilirler. Bunun yoruldum, okul beni yordu diye bir bahanesi yok. Biraz meslek öğrensin, zanaatkarlık öğrensin. Kimse bir şey öğrenmek istemiyor. Böyle de olunca işler makinasyonlaşmaya başlıyor."