Meclis toplantısının açılışında söz alarak, İsrail’in Gazze topraklarında uyguladığı şiddet ve insanlık suçunu kınayan Başkan Gültak, “Hamas’ın, 7 Ekim’de başlattığı Aksa Tufanı Harekatından sonra, İsrail’in ağır bombardımanı sonucu Gazze’de, aralarında kundaktaki bebeklerin, çocukların, kadınların, sivil ve masum insanların olduğu 3 bin 500’ü aşkın insan yaşamını yitirmiştir. Ortadoğu’da ne yazık ki dehşet verici bir şiddet, bir soykırım yaşanmaktadır. İsrail, kadın, çocuk demeden masum sivilleri katlediyor, evleri ve hastaneleri bombalıyor, gazetecileri öldürüyor. Halkın elektriğini ve suyunu kesiyor, gıda ve akaryakıt gönderilmesini engelliyor, yardım göndermek isteyen ülkeleri, ‘Tırlarınızı bombalarım’ deyip tehdit ediyor. Ne ‘yasaklı beyaz fosfor bombasını kullanamazsın’ diyen BM’yi, ne de uluslararası insan hakları örgütlerini dinliyor. İsrail, dünyanın gözleri önünde açıkça savaş suçu, insanlık suçu işliyor, soykırım uyguluyor. Maalesef dünya ise bu ağır zulme karşı susuyor ve sadece izliyor” dedi.
“Dünyanın gözleri önünde soykırım ve insanlık suçu işleniyor” İsrail’in yüzlerce insanın tedavi gördüğü, binlercesinin bombardımandan kaçmak amacıyla bahçesine sığındığı El Ehli Hastanesini bombalaması sonucu aralarında çocuklar, kadınlar, yaralılar, hastalar ile sağlık görevlilerinin de olduğu yaklaşık 500 insanı katlettiğini belirten Gültak, bu ağır insanlık suçu karşısında Türkiye’de 3 günlük yas ilan edildiğini hatırlatarak, “İsrail, dünyanın gözleri önünde pervasızca bir zulüm ve katliama imza atmakta, dünya ise seyretmektedir. Bu saldırılar derhal durmalı, uluslararası kurum ve kuruluşlar üzerlerine düşen görevi acilen yerine getirmelidir. Hastanelerde kuvözlerde bebekler, cihazlara bağlı hastalar ve binlerce yaralı varken kente elektrik verilmiyor, gıda, su, yakıt yardımı ulaştırılamıyor. İsrail’in başlatması muhtemel kara harekatıyla bu acı tablo daha da vahim hale gelecektir” ifadelerini kullandı. “Sivillerin bombalanmasına ses çıkarmayanlar insanlık vicdanında mahkûm olmuştur” Başkan Gültak, batılı devletlerin Filistin’e destek ve dayanışma gösterileri düzenlemek isteyen insanlara baskı uygulamasını ve Gazze halkına destek verilmesini suç haline getiren yaklaşımlarını da eleştirdi. “İsrail ordusunun kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden masum ve sivil Gazze halkına dönük saldırıları, bütün insani ve vicdani değerlere, insan haklarına ve uluslararası hukuka aykırıdır” diyen Gültak; “Dolayısıyla dünyanın her tarafında yaşayan insanların bu zulme ve katliama tepki göstermesi doğaldır ve tabii haktır. Sivil insanların günlerdir bombalanmasına, evlerinin ve hatta hastanelerinin başlarına yıkılmasına, gıda tedariki ve içme sularının kesilmesine ses çıkarmayanlar, insanlık vicdanında mahkûm olmuşlardır. Maalesef bölgedeki İslam ülkeleri de iyi bir sınav verememiş, Gazze halkına dönük soykırıma dönüşen barbarca şiddete gereken tepkiyi gösterememiş, üzerlerine düşeni yapamamıştır” diye konuştu. “İsrail’in uyguladığı barbarca saldırıları kınıyoruz” Sözlerini, “Filistin’de uzun yıllardır ölüm, işgal, kan ve gözyaşı var” şeklinde sürdüren Başkan Gültak, şöyle devam etti; “Bugün de dünyanın gözleri önünde insanlık onuru katlediliyor. Bugün Filistin’de ekmek yok, su yok, ilaç yok, elektrik yok, hatta nefes alacak bir hava yok. İsrail, uluslararası hukuku hiçe sayarak sistematik bir soykırım uyguluyor. Bugün Gazze’de sadece Filistinliler değil insanlık ölüyor. İsrail’in çatışmaları bahane gösterip, Gazze’yi yoğun bombardımana tabi tutup orantısız güç kullanmasını şiddetle kınıyoruz. Çağrımız odur ki, masum, sivil ve silahsız insanlara yönelik insanlık dışı saldırılar derhal son bulmalıdır. Filistin’de işgaller sona ermeden, ambargo sona ermeden, katliamlar durmadan barış ve huzur ortamı sağlanamaz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da belirttiği üzere Türkiye, bölgede öncelikle barışın sağlanması ve esirlerin değişimi için arabuluculuğa hazırdır. Filistin halkına saldırılar durmalı, insani yardımlar dört koldan bölgeye ulaştırılmalıdır. Çatışmaların bir an önce sona ermesi, akan kanın durması ve bölgeye kalıcı barış ve huzurun gelmesi tek temennimizdir.”