Adana'nın tarihî mirası: Ulu Camii

Adana'nın tarihî simgesi Ulu Camii, Selçuklu, Memlûklu ve Osmanlı mimarî özelliklerini bir arada taşıyan yapısıyla, şehrin kültürel mirasında önemli bir yer tutuyor.

Haber Giriş Tarihi: 23.08.2024 10:33
Haber Güncellenme Tarihi: 23.08.2024 10:33

Adana'nın en önemli tarihî yapılarından biri olan Ulu Camii, mimarisi ve geçmişiyle şehrin kültürel mirasında özel bir yere sahiptir. Selçuklu, Memlûklu ve Osmanlı mimarî karakterlerini bir arada barındıran bu cami, 1513 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından inşa edilmeye başlanmış, 1541 yılında Halil Bey'in oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından tamamlanarak ibadete açılmıştır. Üzerindeki üç ayrı kitabe, bu tarihi süreci doğrulamaktadır.

Ulu Camii, Ramazanoğulları Beyliği’nin başyapıtı olan  ve Adana'nın en büyük camisi olarak tanınmıştır. 1998 yılında Sabancı Merkez Camii'nin açılışına kadar bu unvanı koruyan Ulu Camii, Ramazanoğulları ailesinin önemli üyelerine de ev sahipliği yapmaktadır. Caminin güneydoğusundaki türbede, Ramazanoğlu Halil Bey, oğlu Piri Mehmet Paşa ve Mehmet Paşa’nın iki oğlunun kabri bulunmaktadır.

Ulu Camii mimari açıdan, cami Selçuklu ve Memlûk üsluplarının izlerini taşır. Siyah ve beyaz mermer taşlarla bezenmiş duvarları, batı ve doğudaki iki kapısı, üzerlerindeki kabartmalar ve kitabelerle dikkat çeker. Özellikle batı kapısı üzerindeki iki yılan kabartması, caminin en karakteristik özelliklerinden biridir. Ayrıca, 16. yüzyıldan kalma çinileri de büyük bir öneme sahiptir. 1998 yılında yaşanan Ceyhan Depremi’nde hasar gören Ulu Camii, 1998-2004 yılları arasında yapılan restorasyon çalışmalarının sonucunda yeniden ibadete açılmıştır. Bu onarım süreci, caminin tarihî dokusunun korunarak geleceğe taşınmasına katkı sağlamıştır. Adana'nın köklü geçmişine tanıklık eden Ulu Camii, şehrin tarihî ve kültürel mirasının önemli bir simgesi olarak varlığını sürdürmektedir.