Adana'da yargı çalışanları taleplerini dile getirdi

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Adana Şubesi, 2024-2024 Adli yılının açılmasıyla yargı emekçilerinin sorunlarını gündeme taşıtı. BES Adana Şube Başkanı Fatma Sarıoğuz Güney, dava sayılarındaki artış ve yıllarca süren dava süreçlerinin yargı emekçilerinin çalışma hayatını kâbusa çevirdiğini belirterek, “Yargının iş yükü sürekli artıyor ve içinden çıkılamaz hale geldi” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 03.09.2024 10:10
Haber Güncellenme Tarihi: 03.09.2024 10:10

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Adana Şubesi, 2024-2024 Adli yılının açılmasıyla yargı emekçilerinin sorunlarını gündeme taşıtı. BES Adana Şube Başkanı Fatma Sarıoğuz Güney, adalet talebinin bütün taleplerin önüne geçtiği koşullarda yargının bağımsızlığı ve yargı emekçilerinin sorunlarının çözümü için yıllardır mücadele ettiğini vurguladı. Bir yandan yargı hizmetlerine ulaşmanın ekonomik bedelinin, yani dava açma harçları ile avukatlık ücretlerinin artması, bir yandan yıllarca süren dava süreçlerinin vatandaşların yargı sisteminden beklentilerini zayıflattığını belirten Güney, yargının iş yükünün sürekli artığını ve içinden çıkılamaz hale geldiğini anlattı.

İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT/ M. Şükrü KÖSEOĞLU'nun haberine göre;  Dava sayılarındaki artış ve yıllarca süren dava süreçlerinin yargı emekçilerinin çalışma hayatını kâbusa çevirdiğini savunan Güney, “Bir yandan iş yükü, bir yandan mobbing, bir yanda keyfi olarak açılan soruşturmalar, bir yandan mesai kavramı gözetmeksizin çalışmaya zorlanan yargı emekçilerinin sürekli olarak açıklanan yargı paketlerinde ekonomik, özlük ve sosyal haklarının düzeltilmemesi yetkili olan sendikaların bu durum karşısında sessiz kalmaları yargı emekçilerinin üvey evlat muamelesi görmesine neden olmaktadır” dedi.

Yargı çalışanlarının açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasında bir ücret aldıklarını işaret eden Güney, “2009 yılından bu yana ekonomik haklarında hiçbir ilerleme sağlanmamıştır. 23 Temmuz 2009 tarihi itibarıyla yasalaşan 6009 sayılı Yasa kapsamında yer alan 3717 sayılı Yasada yapılan değişiklikler yargı emekçilerinin aleyhine sonuç doğurmuş ve yargı emekçilerinin kazanılmış hakkı olan havuz parasının ortadan kaldırılmasına yol açmıştır. Yargı emekçilerinin bu kâbustan uyanması, sendikamızca yıllardır gündemde tutulan taleplerinin gerçekleşmesinden geçiyor” diye konuştu.

ARTIK YETER SORUNLARIMAZA ÇÖZÜM İSTİYORUZ

Büro Emekçileri Sendikası olarak yargı emekçilerinin taleplerinin karşılanması ve bağımsız bir yargı sistemi için mücadelelerinin devam edeceğini belirten Güney, yargı çalışanlarının taleplerini şöyle sıraladı;

Ayrım yapılmaksızın, tüm yargı emekçilerine mesai ücreti ödenmesi sağlanmalıdır. Ulaşım ücretleri ayrımsız her ilde verilmelidir. Havuz paralarının, yargı emekçilerinin lehine olacak şekilde düzenleme yapılarak ödenmesine tekrar başlanmalıdır. İş yükü nedeniyle personel alımına gidilmeyip yargı emekçilerinin üzerinde baskı kurularak sorunun çözümüne çalışılmaktadır. Bu uygulamadan vazgeçilerek yeterli personel istihdamı yapılmalıdır. Yargı emekçilerinin 2802 sayılı Yasadan çıkarılarak diğer kamu görevlileri gibi 4483 sayılı Memurun Muhakâmatı Kanunu'na tabi olması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.  Mobbinge maruz kalan personelin durumunun değerlendirilmesi, mobbingin önlenmesi amacıyla kurumlarda bir kurul oluşturulması, mobbing uygulayan amire yaptırım uygulanması için düzenleme yapılmalıdır.  Yargı kurumlarında kreş açılmalıdır.  Mülakat değil, liyakat esas alınmalı, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarıyla kurum içinden atamalara devam edilmelidir. Yargı hizmetleri sınıfı oluşturulmalı kadro ve unvanlar yeniden tanımlanmalıdır. İşyerinde hiçbir pozisyon, kadro, unvan ve kademede cinsiyetçi iş bölümü yapılmamalıdır.”