Adana Büyükşehir Belediye Meclisi Kasım ayı 5. oturumu, Meclis 2. Başkan Vekili Mustafa Bayar’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantının açılış yoklamasının ardından, gündem maddelerine geçilmeden önce söz alan Meclis Üyesi Nazlı Pınar Ünlü fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik ve dijital şiddete karşı kapsamlı bir çözüm sürecinin gerekliliğini dile getirdi. Anıt Sayaç platformunun verilerini paylaşarak, 2024 yılında öldürülen kadınların sayısını hatırlattı ve İstanbul Sözleşmesi'nin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Kadına yönelik şiddeti durdurmak, toplumun tamamı için bir zorunluluktur. Artık daha fazla kadını kaybetmeye tahammülümüz yok.”
Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Nazlı Pınar Ünlü, “Kadına şiddetle mücadelenin ayı olan Kasım ayında İzmir’de 5 çocuğumuzun yanarak öldüğü o elim yangının sebebinin; Türkiye Büyük Millet Meclisimizde hem de bir kadın milletvekilinin, "annenin hayat tarzına bakin, her şeyi paraya bağlamayın" sözleri ile geçiştirirken kadına şiddetin en vahiminin bizim yüce meclisimizde yaşandığının bir kanıtı oldu maalesef. Ben de belediye meclis üyesi olarak toplumumuzun en hassas ama ne yazık ki en yakıcı sorunlarından biri olan, hemen her gün yüreğimizi acıtan bir haberle sarsıldığımız bu acıyı duyurmak için bu kürsüdeyim. Kadınlara karşı uygulanan fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik ve hatta son yıllarda daha da artan dijital şiddete hem dikkat çekmek hem de dur demek için buradayım. Şiddet, yalnızca kadınların değil, toplumsal sağlığımızın içinde en büyük tehdittir. Ekonomik şiddet, kadınların iş gücüne katılımını kısıtlayarak toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini pekiştirmekte; sosyal ve psikolojik şiddet, bireylerin kamusal alandaki görünürlüğünü azaltırken, onları destek ağlarından kopararak toplumsal bağları zayıflatmaktadır. Dijital şiddet, teknolojinin yaygınlaştığı modern toplumda yeni kontrol biçimlerinin ve güç dinamiklerinin ortaya çıktığı bir zemine işaret eder. Toplumun temelinde yer alan güç ilişkilerini, cinsiyet rollerini ve bireyler arası dayanışma ağlarını zayıflatan bu şiddet türleri, toplumun adalet, eşitlik ve güvenlik gibi temel değerlerine zarar vererek sosyal yapıyı içten içe tehdit etmektedir. Bu nedenle, şiddeti yalnızca bireysel ve kadınlara yönelik bir sorun olarak değil, toplumumuzun tamamını etkilediğini kabul ederek ; şiddete yönelik yapısal, kültürel ve kurumsal boyutlarıyla kapsamlı bir çözüm süreci geliştirmek büyük bir önem taşımaktadır” şeklinde konuştu.
"İstanbul Sözleşmesi'ni yaşatmak, kadınları yaşatmak demektir"Nazlı Pınar Ünlü mecliste tahtaya yansıtılan Anıt Sayaç platformunun bu uygulamasının verilerini göstererek şunları söyledi: “ Her şeyi bir kenara bırakalım su an ekranda gördüğünüz 390 sayısı 2024 yılının Ocak ayından bugüne kadar olan sürede öldürülen kadınların sayısı. Aşağıdaki kutucuklarda da öldürülen kadınların adi soyadı yazmakta. Üzerine tıkladığınızda nerede, ne zaman, ne şekilde öldürüldüğüne dair bilgiler çıkmakta. Kadına yönelik şiddetin sayısal ve bireysel boyutunu ortaya koyan Anıt Sayaç platformunun bu uygulaması ile 2021 yılında Türkiye'nin ayrıldığı İstanbul Sözleşmesini tekrar hatırlatarak , İstanbul Sözleşmesinin ilkelerini yasatmak, onun sunduğu koruma kalkanını hayata geçirmek bizim için her zamankinden daha önemli ve gereklidir.”
Ünlü, “Bugün burada bu verilerin ardındaki sessiz çığlıkları duyuyoruz. Kadına yönelik şiddet, sadece sayılardan ibaret değil; her rakam, yarım kalmış bir hayat, bölünmüş bir aile, yıkılmış bir gelecektir. O yüzden bu mücadele, sadece kadınlar için değil, toplumun tüm bireyleri için, çocuklarımız, torunlarımız ve gelecek nesiller için bir zorunluluktur. Bu gerçeklerle yüzleşirken bir kez daha 25 Kasım’ın sadece bir anma günü değil; bir mücadele çağrısı olduğunu yinelememiz gerekiyor. Bu verileri değiştirmek, kadına yönelik şiddeti tarih yapmak elimizdedir. Unutmayın ki, her sessizlik, her göz yumma, şiddetin sürmesine zemin hazırlar. O yüzden bu sayılar yalnızca birer istatistik değil; bizim harekete geçmemiz için bir çağrıdır. Artık daha fazla kadını kaybetmeye, daha fazla yıkıma seyirci kalmaya tahammülümüz yok. Her kadın, hayatinin her anında değer görmeyi, özgürce yaşamayı hak etmektedir. Bugün, bu karanlık tabloyu değiştirmek için buradayız. Artık hiçbir kadın yalnız değil, çünkü bu ses, bu umut, bu dayanışma hepimizin. Kadına yönelik şiddeti durdurmak için hep birlikte güçleneceğiz, birlikte başaracağız” diye ifade etti.