(İLKHABER)- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Filistin'deki olaylar sonrasında Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin sosyal ve insani konularda çalışan uluslararası kuruluşların yöneticilerine bir mektup gönderdi. Mektubunda Göktaş, Gazze'de insani bir ateşkesin sağlanması için uluslararası iş birliği çağrısında bulundu. İşte Bakan Göktaş'ın mektubunda dile getirdiği ana konular:
Göktaş, Filistin'de yaşanan trajik olaylar nedeniyle üzüntüsünü dile getirerek, insan haklarına ve uluslararası hukuka aykırı bir işgalin devam ettiğini belirtti. Bu süreçte yaşanan acil insani krizi vurguladı.
İsrail'in Gazze'deki saldırılarına ve soykırımı anımsatan operasyonlarına dikkat çeken Göktaş, her gün Gazze'de yüzlerce çocuğun yaşamını yitirdiğine işaret etti. Toplam ölü sayısının 4,651 olduğunu ve bunların yüzde 62'sinin çocuklar ve kadınlar olduğunu paylaştı.
Göktaş, hastanelere ve sağlık tesislerine yönelik saldırıları kınadı ve bu tesislerin hedef alınmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Ayrıca, insanların sığınmak için kullandığı okulların, hastanelerin, kiliselerin ve camilerin hedef alınmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Göktaş, Batı Şeria'da yaşayan Filistinlilerin hareket özgürlüklerinin sınırlanmasına ve eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimin engellenmesine dikkat çekti. Ayrıca, İsrail'in Gazze'ye su, elektrik, gıda ve ilaç gibi temel ihtiyaçların erişimini engellediğine vurgu yaptı.
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin açıklamalarına atıfta bulunan Göktaş, Gazze'deki nüfusun büyük bir kısmının yerinden edildiğini ve bu insanların yaşam koşullarının son derece zor olduğunu ifade etti.
Ayrıca, hamile kadınların ve bebeklerin güvenliği ve korunmasının öncelik taşıdığını belirtti ve bu konuda acil adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Göktaş, Türkiye Cumhuriyeti olarak Gazze'deki olayları yakından takip ettiklerini ve uluslararası toplumu Gazze'deki insani ateşkes için harekete geçmeye çağırdığını söyledi.
Son olarak, Filistin-İsrail çatışmasının adil bir çözüm bulunmadan Orta Doğu'da kalıcı bir barışın mümkün olamayacağına inandığını ve uluslararası toplumun bu sorunu ele alması gerektiğini belirtti.