Hastalığın yaraların geç kapanması, diş kaybı, diş eti kanaması, cilt problemleri, anemi ve eklemlerde şişlik gibi bulgularla seyrettiğini ve C vitamini eksikliğinin temel olarak kötü beslenmeden kaynaklandığını, narenciye, kivi ve mango gibi meyveler ile biber ve brokoli gibi sebzelerin C vitamini açısından oldukça zengin olduğunu ifade etti.
C vitamini diyetle alınması gereken bir vitamin
“Askorbik asit” olarak da bilinen C vitamininin, vücutta depo edilmeyen, suda çözünen ve ısyıya dayanıksız bir vitamin olduğunu belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Gülcan Güntaş, “İnsan vücudunda sentezlenemediği için muhakkak diyetle alınması gereken bir vitamindir. C vitamini, vücudumuzdaki kan damarları, kıkırdak ve kaslar ile kemiklerde bulunan, doku bakımı ve onarımında rol alan kolajen proteininin sentezi için gereklidir. Dolayısıyla C vitamini yaraları iyileştirmeye, dişleri, cildi ve kıkırdağı onarmaya ve korumaya yardımcı olur” dedi.
Bağışıklık sisteminde önemli bir rolü bulunuyor
Barsaklardan demir emilimini arttıran vitamin C’nin, bağışıklık sistemindeki rolü ile de vücut direncinin artmasına katkıda bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Gülcan Güntaş, “Güçlü antioksidan özelliği nedeniyle vücudumuzun temel yapıtaşları olan DNA, proteinler ve lipidler gibi hücresel moleküllerin oksidatif hasardan korunmasında çok önemli bir katkısı olduğu düşünülmektedir. Her ne kadar oksidatif hasarın kalp damar hastalıkları ve kanser gibi çeşitli kronik hastalıkların hem başlangıcı hem de ilerlemesiyle ilişkili olduğuna inanılsa da C vitamininin klinik uygulamasının uygunluğu konusunda nihai bir sonuca varılmamıştır” diye konuştu.
Biber ve brokoli C vitamininden zengin
Diğer birçok vitaminin aksine çeşitli gıdalardaki C vitamini içeriğinin genel olarak nispeten yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Gülcan Güntaş, “Narenciye, kivi ve mango gibi meyveler ile biber ve brokoli gibi sebzeler C vitamini açısından oldukça zengindirler. Dolayısıyla genel olarak belirgin C vitamini eksikliği nadir görülse de yetersiz beslenme, kötü beslenme alışkanlıkları, kronik hastalıklar, bağırsak bozuklukları veya kimyasal bağımlılıkları olan kişilerde yüksek sıklıkta görülebilir” uyarısında bulundu.
Aşırı yetersizliği skorbüt hastalığına yol açabilir
C vitamininin aşırı derecede yetersizliğine bağlı olarak skorbüt hastalığı geliştiğini kaydeden Prof. Dr. Gülcan Güntaş, “Bu hastalık yaraların geç kapanması, diş kaybı, diş eti kanaması, cilt problemleri, anemi ve eklemlerde şişlik gibi bulgularla seyreder. Skorbüt hastalığı belirtileri tipik olarak acil damar yoluyla tedaviyi gerektiren derin bir C vitamini eksikliğini yansıtır. Şiddetli ve uzun süreli C vitamini eksikliğinin diğer daha az spesifik semptomları arasında ise halsizlik ve yorgunluk veya uyuşukluk ve moral bozukluğu yer alır. Vitamin C eksikliği bağışıklık sisteminde zayıflamaya yol açabileceği için enfeksiyonlara yatkınlığı da arttırabilir” dedi.
Kötü beslenmeye dikkat
C vitamini eksikliğinin temel olarak kötü beslenmeden kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Gülcan Güntaş, “Eğer diyette yeterince vitamin C yoksa veya çeşitli kronik hastalıklara bağlı olarak vücut C vitaminini doğru şekilde emmiyorsa ya da hamilelik ve sigara içenlerde olduğu gibi artan ihtiyaç nedeniyle vitamin eksikliği yaşanmaması için dışardan C vitamini takviyesi almak gerekir” uyarısında bulundu.
Günlük 200 miligram C vitamini alınmalı
Günlük C vitamini ihtiyacının meyve ve sebzelerden karşılanabileceğini belirten Prof. Dr. Gülcan Güntaş, “Kadınlar ve erkekler için önerilen miktarı sırasıyla 75 ve 90 mg/gün, hamile ve emziren kadınlar (19 yaş ve üzeri) için tavsiye edilen miktar ise sırasıyla 85 ve 120 mg/gün olarak belirlenmiştir. Ancak yapılan çalışmalar ışığında, bu vitaminin potansiyel sağlık yararlarını en üst düzeye çıkarmak için yetişkin nüfusun çoğunluğu için optimum C vitamini alımının günde 200 mg olduğu sonucuna varılmıştır. Eğer tavsiye edilen beş porsiyon meyve ve sebze tüketiliyorsa, takviyeye ihtiyaç duymadan günlük 200 mg C vitamini alımı sağlanabilir” dedi.
Böbrek taşı oluşumuna yatkın olanlar takviyeden kaçınmalı
C vitamininin genellikle toksik olmadığını ve yüksek dozlarda bile iyi tolere edildiğini ifade eden Prof. Dr. Gülcan Güntaş, böbrek taşı oluşumuna yatkın olanların C vitamini takviyesinde kaçınmalarını tavsiye ederek sözlerini şöyle tamamladı:
“Mevcut tolere edilebilir üst alım seviyesi 2000 yılında 2 g/gün olarak belirlenmesine rağmen, yakın zamanda Avrupa Gıda ve Güvenlik İdaresi toksisite kanıtı olmaması nedeniyle C vitamini için üst alım seviyesini tamamen kaldırmıştır. Bazı bireylerde daha yüksek dozlarda geçici mide barsak rahatsızlıkların ortaya çıktığı bilinmektedir. Günde birkaç gramlık bir alımın böbrek taşı riskini artırdığından şüphelenilmiştir ancak bu şüphe doğrulanmamıştır. Bununla birlikte böbrek taşı oluşumuna yatkın olanların C vitamini takviyelerinden kaçınmaları önerilmektedir.