“Enfeksiyon hastalıklarındaki artış kalp krizlerini tetikleyebilir”

Resmi istatistiklere göre kışın daha fazla ölümcül kalp krizi görüldüğüne dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Okşen, “Kışın sıcaklığın 12 derecenin altına düşmesi ile birlikte kalp krizi riskinde artış görülmektedir. Ancak kış mevsiminde daha fazla kalp krizine bağlı ölüm izlenmesinin tek nedeni soğuklar değildir. Kış aylarında artan hava kirliliği, trafik yoğunluğu, iş stresi ve enfeksiyon hastalıkları da kalp krizini artırmıştır” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 08.01.2024 09:31
Haber Güncellenme Tarihi: 08.01.2024 09:31

Medical Park Bahçelievler Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Okşen, soğuk havalarda görülen kalp krizi konusunda açıklamalarda bulundu. Kalp krizinin tanımını yapan Dr. Öğr. Üyesi Okşen, “Kalbi besleyen damarlar olan koroner arterlerin, spazm veya pıhtı ile tıkanması sonucunda, kalp kaslarına giden oksijen miktarının azalması ve kalp kasına metabolizması için gerekli oksijenin sağlanamaması neticesinde kalp kaslarının hasar görmesi durumudur. Kardiyovasküler hastalıklar içerisinde en ölümcül grup olup hızlıca müdahale edilmez ise kalp kaslarında geri dönüşümsüz hasar oluşur” diye konuştu.

“En sık görülen belirti göğüs ağrısı”

Kalp krizi belirtilerinin kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Okşen, şu bilgileri paylaştı:

“En sık belirti göğüs ağrısıdır. Göğüste baskı tarzında, sıkıştırıcı veya yakıcı bir ağrı tipik bulgudur. Göğüste oluşan ağrı sırta, omuza, sol kola, çeneye ve hatta dişlere yayılabilir. Genellikle erkeklerde daha tipik ağrı oluşur. Kadınlarda ise farklı semptomlar ile hastalık ortaya çıkabilir. Kalp krizi sadece mide bulantısı, kusma, karın ağrısı soğuk terleme gibi diğer birçok hastalık ile karışabilecek şekilde de izlenebilir.”

Cilt solukluğu ve soğuk terlemeye dikkat

Kalp krizi geçiren kişide cildin soğuk, soluk ve nemli olabileceğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Okşen, “Cilt soğukluğu ve soğuk terleme, kalbin yeterince kanı uç organlara pompalayamamasından kaynaklanır. Kişide sinirlilik, huzursuzluk, anksiyete, ölüm korkusu izlenebilir. Özellikle kalbin sağ tarafını besleyen damarların tıkanması sonucunda bulantı, kusma, ani tansiyon düşüklüğü, bayılma, şuur kaybı görülebilir. Nadiren diyafragmanın uyarılmasına bağlı hıçkırık, nabız düşüklüğüne bağlı öksürük hali izlenebilir. Eğer kalp kasında veya kapaklarda ciddi hasar gelişmişse, akciğerlerde sıvı birikimine bağlı nefes darlığı görülür. Bu semptom daha çok hastaneye geç başvuran hastalarda görülür ve hastalığın daha ciddi seyredeceği konusunda bilgi verir” dedi.

“Yaşlandıkça risk artar”

Erkeklerde 45 yaş üzerinde, kadınlarda 50 yaşından sonra kalp krizi görülme riskinin artmakta olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Okşen, “Dünya genelinde ilk kalp krizi için ortalama yaş erkeklerde 65.5 olup, kadınlarda ise 72’dir. Kişi yaşlandıkça risk artar. Genç yaşlarda kalp krizi teorik olarak daha nadir olsa da, Amerikan Kardiyoloji Derneği’nin yapmış olduğu araştırmalarda 40 yaş altı kalp krizi vakaları son 5 yıl içerisinde yüzde 7’lik bir artış kaydetmiştir” ifadelerini kullandı.

“Soğuk havalara kalp krizi riski iki kat fazla”

Soğuk havalarda kalp krizinin daha fazla görülebileceğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Okşen, “Resmi istatistiklerde, kışın daha fazla ölümcül kalp krizi izlenmiştir. Sıcaklığın 12 derecenin altına düşmesi ile birlikte kalp krizi riskinde artış görülmüştür. Ancak kış mevsiminde daha fazla ölüm izlenmesinin tek nedeni soğuklar değildir. Kış aylarında artan hava kirliliği, trafik yoğunluğu, iş stresi ve enfeksiyon hastalıkları da kalp krizini artırmıştır. Son yıllarda araştırmacılar, soğuk bir günün sağlık üzerindeki etkilerinin sonraki iki hafta boyunca devam edebileceğini göstermiştir.

Araştırmacılar, uzun süren soğuk havalarda kalp krizi ve felç olasılığının 2 kattan fazla arttığını bildirmektedir. Bunun nedeni, kan damarlarının düşük sıcaklıklara büzüşerek tepki vermesidir; bu da kan basıncını artırır ve dolaşımı azaltarak kalp üzerine daha fazla iş yükü getirir. Soğuk havalarda, cilt, el ve ayak parmaklarının kan damarları ısı kaybını azaltmak için daralır, bu daralma ‘vazokonstriksüyon’ olarak adlandırılır” şeklinde konuştu.

“Riski azaltmak mümkün”

Kalp krizi riskini yaşam tarzı değişiklikleri azaltabileceğimize değinen Dr. Öğr. Üyesi Okşen, “Daha önce kalp krizi geçirmiş olabilir veya ailenizde kalp hastalıkları yaygın gözüküyor olabilir. Kalp krizi için risk faktörlerinin bir kısmı değiştirilemez olup sizin genetik yapınız, cinsiyet ve yaşınız ile değişkenlik göstermektedir. Fakat risk faktörlerinin büyük bir kısmı kişinin gayretleri, uygun tedaviler ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri yapmak, kalp krizi geçirmeyi (veya ikinci bir kalp krizi geçirmeyi) önlemenin en etkili yoludur” dedi.