Çocuklarda kalça çıkığı, özellikle yenidoğan bebeklerde sıkça rastlanan ortopedik sorunlardan biridir. Bu durum, kalça ekleminin dengesizliğine ve zamanla ciddi problemlere yol açabilir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile büyük ölçüde önlenebilen bu soruna dikkat çeken Doç. Dr. Aybars Kıvrak, kundaklama gibi bazı geleneksel uygulamaların kalça çıkığı riskini artırdığını vurguluyor. Kıvrak, ebeveynlerin bilinçlenmesi ve bebeklerinin düzenli kontrollerini aksatmamaları gerektiğinin altını çiziyor.
“Bazı toplumlarda sık olarak yapılan kundaklama kalça çıkığı için risk oluşturur”Doç. Dr. Aybars Kıvrak, “Çocuklarda kalça çıkığının birçok nedeni olabilir. Genetik faktörler, kalça çıkığının en yaygın nedenlerinden biridir. Ailede kalça çıkığı öyküsü olan bireylerde bu durumun görülme olasılığı daha yüksektir. Ayrıca, doğum sırasında bebeğin kalça eklemine yapılan baskılar da bu durumu tetikleyebilir. Özellikle makat (ters) doğum pozisyonunda doğan bebeklerde kalça çıkığı riski daha fazladır. Bunun yanı sıra bazı toplumlarda sık olarak yapılan kundaklama kalça çıkığı için risk oluşturur” dedi.
Kıvrak insan vücudundaki kalça çıkığının belirtilerine değinerek şunları söyledi: “Çocuklarda kalça çıkığı belirtileri şunlardır: 1. Bacaklar Arasındaki Farklılıklar: Bir bacak diğerine göre daha kısa olabilir. 2. Bacak Hareketlerinde Kısıtlılık: Bebeğin bacaklarını yana açmakta zorluk yaşanabilir. 3. Kalça veya Uyluk Bölgesinde Kısıtlı Hareket: Bacakların hareket ettirilmesi sırasında ağrı veya rahatsızlık hissedilebilir. 4. Kalça Kıvrımları Arasında Asimetri: Bebeğin kalçasındaki deri kıvrımları arasında belirgin bir asimetri olabilir. 5. Yürürken veya Emeklerken Dengesizlik: Daha büyük çocuklarda yürürken veya emeklerken topallama veya dengesizlik görülebilir.”
“Kalça çıkığının erken teşhisi, tedavi sürecinin başarı oranını önemli ölçüde artırır”Doç. Dr. Aybars Kıvrak, “Kalça çıkığının erken teşhisi, tedavi sürecinin başarı oranını önemli ölçüde artırır. Yenidoğan bebeklerde kalça çıkığının taranması, rutin bir uygulama haline gelmiştir. Ultrasonografi gibi görüntüleme teknikleri ile bebeklerin kalça eklemleri incelenir ve herhangi bir anormallik tespit edilirse erken müdahale edilir. Erken teşhis edilen kalça çıkığı vakalarında, konservatif tedavi yöntemleri genellikle yeterli olur ve cerrahi müdahaleye gerek kalmadan sorun çözülebilir” diye ifade etti.
“Daha ileri yaşlardaki çocuklarda veya daha ciddi vakalarda ise cerrahi müdahale gerekebilir”Doç. Dr. Kıvrak tedavi yöntemlerine değinerek şu ifadeleri kullandı: “Kalça çıkığı tedavisinde, bebeğin yaşı ve kalça çıkığının derecesi göz önünde bulundurularak çeşitli yöntemler uygulanır. Yenidoğan döneminde teşhis edilen hafif vakalarda, Pavlik bandajı gibi cihazlarla bebeğin kalça eklemi stabilize edilir ve doğru pozisyonda tutulur. Bu yöntem, genellikle birkaç ay içinde başarılı sonuçlar verir. Daha ileri yaşlardaki çocuklarda veya daha ciddi vakalarda ise cerrahi müdahale gerekebilir. Kalça ekleminin yeniden yapılandırılması ve femur başının kalça yuvasına doğru şekilde oturması için çeşitli cerrahi teknikler uygulanır. Cerrahi sonrası rehabilitasyon süreci, çocuğun normal yaşamına dönmesi için kritik öneme sahiptir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon programları, çocuğun kalça ekleminin güçlenmesini ve hareket kabiliyetinin artmasını sağlar.”
“Bu nedenle, aileler bilinçlenmeli ve sağlık profesyonelleri yardımıyla gereken önlemleri almalı''Doç. Dr. Aybars Kıvrak,'' Çocuklarda kalça çıkığı, erken teşhis ve uygun tedavi ile büyük ölçüde yönetilebilir bir durumdur. Ailelerin, bebeklerinin doğumdan itibaren düzenli ortopedik kontrollerini yaptırmaları ve olası belirtiler karşısında vakit kaybetmeden uzman bir hekime başvurmaları önemlidir. Unutulmamalıdır ki, kalça çıkığının erken teşhisi ve tedavisi, çocuğun gelecekte sağlıklı bir yaşam sürmesi için atılacak en önemli adımlardan biridir. Bu nedenle, aileler bilinçlenmeli ve sağlık profesyonelleri yardımıyla gereken önlemleri almalı'' dedi.