Hatay Altınözü’nde yüzyıllardır geleneksel yöntemlerle üretilen zeytinyağı, hem sağlık hem de lezzet açısından büyük bir değer taşıyor. "Su zeyti" olarak bilinen bu özel zeytinyağı, taş değirmenlerde ezilen zeytinlerle ve tamamen insan gücüyle üretiliyor. Yemeklere eşsiz bir tat katarken aynı zamanda sağlık faydalarıyla da bilinen Altınözü'nün geleneksel zeytinyağı yapımının tarihsel yolculuğu, bahçelerden toplanan meyvenin çekirdeklerinin kırılmadan elde edilmesiyle başlıyor.
Zeytinyağı, tarih boyunca Akdeniz bölgesinin vazgeçilmez bir parçası oldu. İlk olarak MÖ 2000’li yıllarda Antik Yunan ve Roma'da hem gıda hem de tıbbi amaçlarla kullanılan zeytinyağı, beslenmenin yanı sıra sağlık ve güzellik alanlarında da değer gördü.
Günümüzde ise özellikle Akdeniz diyetinin temel taşlarından biri olarak öne çıkan zeytinyağının, sağlık üzerinde pek çok olumlu etkisi olduğu belirtildi. Kalp sağlığını destekleyen, kolesterol seviyelerini dengeleyip damar tıkanıklığını önleyen, antioksidanlar açısından zengin olan zeytinyağının, cildi nemlendirip yaşlanma belirtilerini geciktirdiği ifade edildi.
Akdeniz kültüründe olduğu gibi, modern yaşamda da sıkça tercih edilen zeytinyağı, Hatay’ın Altınözü ilçesine bağlı Altınkaya Mahallesi’nde ise geleneksel yöntemlerle üretiliyor.
Sarı rengiyle "altın sıvı" olarak anılan zeytinyağı, Altınözü için hem ekonomik hem de kültürel bir değer taşıyor. Yöresel adıyla "su zeyti" olarak bilinen bu özel zeytinyağı, asırlık yöntemlerle üretiliyor ve eşsiz lezzetiyle de yoğun talep görüyor.
Altınkaya’da, mahallenin farklı noktalarında bulunan taş değirmenlerde hayvan gücüyle ezilen olgun zeytinler, imece usulü bir araya gelen kadınların özenli çalışmalarıyla işleniyor. Modern sistemlerin aksine, su zeytininin her aşaması insan gücüyle, sabır ve ustalıkla gerçekleştiriliyor.
Uzun yıllardır geleneksel yöntemler ile “su zeyti” yaptıklarını ifade eden Cuma Deliduman, yöreye özgü üretimleriyle ilgili şunları söyledi:
"Yapım aşamasında zeytin çekirdeklerinin kırılmamasına dikkat ettiğimiz bu yöntemle elde ettiğimiz yağlar, çekirdeğin acısının karışmaması sayesinde oldukça lezzetli ve düşük asitli oluyor. Bizim yörede geçmişten günümüze kullanılan bu yöntem, tamamen ev ihtiyacına yönelik zeytinyağı ihtiyacı için yapılıyor.
Teknolojinin hayatımızın her aşamasına girdiği günümüzde modern sistemlerin aksine her aşamasında insan gücü ile elde ettiğimiz zeytinyağlarımız her derde deva olarak bilinmesinin yanında, yemeklerimize müthiş lezzet katması yönüyle ayrı bir değer kazanıyor.
Yapım aşamasında herkesin canla başla çalışarak ortaya çıkan su zeyti ile yaptığımız biberli aşımız, hem çalışanlar hem de ziyaretçilerimize ikram edilerek bir bakıma yeni mahsul yağın lezzet testine olanak sağlıyor.
Yemeklere lezzet vermesinin yanında alternatif tıp alanında her derde deva olarak bilinen zeytinyağı konusunda geleneksel yöntemleri kullanan nadir köyler arasında yer alıyoruz. Su zeytinin lezzetini ve faydasını bilen insanların yoğun ısrarları üzerine ihtiyaç fazlası yağlarımızı da satarak aile bütçesine katkıda bulunuyoruz."