Tutar Yapı Sitesi davasında duruşma 7 şubat 2025’e ertelendi

Adana’da 6 Şubat 2023 depreminde yıkılan Tutar Yapı Sitesi C Blok’un davasında sanıklar, 21 ay sonra ilk kez yargılandı. Tutukluluk halleri devam eden sanıkların duruşması, 7 Şubat 2025’e ertelendi.

Haber Giriş Tarihi: 22.11.2024 20:45
Haber Güncellenme Tarihi: 22.11.2024 20:45

Adana’da 6 Şubat 2023 depreminin yıkıcı etkilerinden biri Tutar Yapı Sitesi C Blok’un olan duruşması Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanık Bekir Baloğlu ve Osman Baloğlu’nun “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan yargılandığı davada ailelerin ve avukatların çabaları sayesinde iki sanık 21 ay sonra ilk kez sanık sandalyesine oturdu. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sabah saatlerinde başlayan duruşmada, mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi ve duruşmayı 7 Şubat 2025 tarihine erteledi. Konu hakkında açıklama yapan Avukat Mehtap Özcan Akyüz, “Kaybettiğimiz canların acısı, gelecekteki ihmalleri önleyecek birer ders olmalıdır. Adaletin yerini bulması, vicdanların huzura kavuşması için bu davanın bir an önce sonuçlanmasını bekliyoruz” dedi.

Avukat Mehtap Özcan Akyüz, “Değerli basın mensupları, bizi bu önemli günümüzde yalnız bırakmayan dostlarımız, Tutar Sitesi C Blok Aileleri olarak hepinize teşekkür ederiz. Bugün yanımızda çok değerli konuklarımız var: Ayni acıları paylaştığımız, ayni adalet mücadelesinin pesinden koştuğumuz, Kahramanmaraş Ezgi Apartmanında sevgili oğlu, gelini ve torununu kaybeden Nurgül Göksu Abla’mız yanımızda. Diğer yandan yine Kahramanmaraş Palmiye Sitesi'nde anne-baba ve kardeşini kaybeden tahmin etmekte zorlanmayacağınız üzere yoğun bir şekilde adalet mücadelesini sürdüren sevgili İrem Türkmener Karslı da destek için yanımızda. Her ikisine de çok teşekkür ederiz. Bize çok büyük güç verdiler. Ki bu tip davalarda dayanışmanın, vaz geçmemenin, bir arada olmanın ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından buradaki varlıkları deprem davalarının seyri için çok anlamlıdır” diye ifade etti.

“Yavaş ilerleyen yargı süreci, biz mağdurları daha da derinden yaralıyor”

Avukat Mehtap Özcan Akyüz, “Bu depremi rakamlarla anmayı hiç istemiyoruz ama akılda kalıcı olması için simdi de sözü rakamlara bırakalım. Gözlerinizi kapatın ve vereceğimiz rakamların ne anlama geldiğini hayal edin lütfen! Bizler o sabah büyük bir gürültüyle uyanıp, her şeyimizi kaybettik. Kendi binamızda bile, sorumsuzluklar ve ihmaller yüzünden enkaz altında kalan komsularımızın çaresiz çığlıklarına şahit olduk. Binalarımızın kirişlerinin, kolonlarının kesildiği, zemin etütlerinin yapılmadığı, kolonlarının içine beton yerine taslar, köpükler doldurulduğu ortaya çıktı. Sadece ve sadece para uğruna hayatlar feda edilmişti. Şimdi, aylar sonra, bazı davalarda sorumlular tutuklu yargılanmaya başlandı; ancak yavaş ilerleyen yargı süreci, biz mağdurları daha da derinden yaralıyor” şeklinde konuştu.

“Biz sadece adalet istemiyoruz, ayni acıların tekrarlanmamasını da istiyoruz”

Av. Akyüz, “Adalet, zamanında sağlanmadığında ne yazık ki eksik kalıyor. Bu ülkede adaletin adam öldürenlere bir yaptırım uygulamadığını gören gözünü para hırsı bürümüş zihniyet, kolon kesmeye, eksik malzeme kullanmaya; madenlerde, inşaatlarda yeterli önlem almayarak işçi öldürmeye devam etmez mi? Trafik kazası adi altında işlenen cinayetlere devam etmez mi? Ya da daha acısı depremzedelerimiz için yapılan konutların çatısı daha ilk yağmurda akmaya devam etmez mi? Bir ülkenin hafızası, yaşadığı felaketlerden çıkarılan derslerle güçlenir. Bu hafızayı oluşturmak için daha kaç deprem yaşamamız gerekiyor? Biz sadece adalet istemiyoruz, ayni acıların tekrarlanmamasını da istiyoruz” dedi.

“Adalet, yalnızca mahkeme salonlarında değil, toplumun her kösesinde hissedilmelidir”

Av. Akyüz basın açıklamasına son verirken adaletin yerini bulmasını gerektiğini belirterek şunları söyledi: “6 Şubat’ta kaybettiğimiz canlar, yalnızca anılarda kalmamalı; onların acısı, gelecekteki ihmallerin önüne geçmelidir. Adalet, yalnızca mahkeme salonlarında değil, toplumun her kösesinde hissedilmelidir. Çığlıklarımızın sadece kendimiz için değil, ülkemizin temel ihtiyacı olan adaletin bir an önce gelmesi, vicdanların artık huzur bulmasıdır. O yüzden son sözümüz her zaman olduğu gibi; Adalet mülkün temelidir!”