Suriye’de Esad rejiminin çökmesinin ardından, ülkenin karanlık yüzü gün yüzüne çıkmaya başladı. Sednaya Cezaevi’nden çıkan çürümüş cesetler ve yıllarca süren işkence, Esad yönetiminin zulmünü ortaya çıkardı. Ancak, bir yıl önce Suriye’de herşeyin normal gösteren bazı isimlerin paylaşımları, bugünün acı gerçekleriyle büyük bir çelişki oluşturuyor. Youtuber Fatih Koparan, basketbolcu Kemal Canbolat ve diğer bazı isimlerin, rejimin zulmünü görmezden gelerek yaptığı açıklamalar, şimdi sorgulanmaya başlandı.
Sednaya Cezaevi'nde çürümüş cesetler ortaya çıktı7 Aralık 2024 tarihinde, Beşar Esad'ın ülkeden kaçmasıyla Esad rejiminin yıkılması ve Suriye'deki acı gerçeklerin gün yüzüne çıkmasıyla birlikte, Sednaya Cezaevi'ndeki korkunç manzaralar da deşifre oldu. 2011 ile 2016 yılları arasında en az 13 bin mahkumun ölümüne yol açan cezaevinde, son günlerde bulunan binlerce çürümüş ceset, rejimin zulmünü ve işkencelerini gözler önüne serdi. İnsan hakları örgütlerinin raporlarına göre, cezaevindeki mahkumların birçoğu işkenceye uğramış ve zorla öldürülmüştü.
Geçtiğimiz yıl, Suriye'ye giderek Esad rejiminin sağladığı güvenliği öven Youtuber Fatih Koparan, "Suriye'de hayat ne kadar güzel" diyerek Esad yönetiminin sağladığı "güvenli ortamı" anlatmıştı. Koparan, Suriye'yi turistler için güvenli bir yer olarak tanıtmıştı. Ancak, Sednaya Cezaevi'ndeki cesetlerin ve diğer kanıtların ortaya çıkması, Koparan’ın Suriye hakkındaki anlatımlarını sorgulanır hale getirdi.
Suriye'de Esad rejiminin sağladığı güvenliği öven bir diğer isim ise basketbolcu Kemal Canbolat olmuştu. Canbolat, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda, "Ben bir Türk olarak yadırganmadan orada yaşayabiliyorsam, Suriyeliler de geri dönebilirler" diyerek Esad rejiminin sunduğu imkanları savunmuştu. Ancak, Sednaya Cezaevi'nde bulunan cesetler ve Esad’ın yıllarca süren baskı, işkence ve zulmü, bu tür söylemleri geçersiz kıldı.
Suriye’deki zulme dair yapılan yanlış bilgilendirmelere tepki gösteren araştırmacı gazeteci Can Acun, sosyal medya hesabında şu açıklamayı yaptı: "Geri dönen Suriyelilerin Sednaya hapishanesi gibi yerlerde işkencelerle öldürüldüğü ortaya çıktı. Esasında zaten bilinen bir durumdu ama şimdi bulunan naaşlarla bu zalimlik kanıtlanmış oldu. Peki, örnekte olduğu gibi Esad rejiminin propagandasını yapanlar, bu etki ajanlığının hesabını ödeyecekler mi? Türk yargısı harekete geçecek mi?" diyerek, Esad rejiminin propagandasını yapanların hesap vermesi gerektiğine dikkat çekti.