TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası ve Adana Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde düzenlenen “İnşaat / Deprem Mühendisliği Açısından Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu” bugün Seyhan Oteli’nde başladı. Sempozyuma; İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, Sempozyum Danışma Kurulu Başkanı Mehmet Nuray Aydınoğlu, İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan ve çok sayıda kişi katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, konuşmasına “Bir yıl önce yaşadığımız şubat depremlerinde yaşamını kaybedenlere rahmet, yakınlarına da sabırlar dilerim” diyerek başladı.
Cumhuriyetten bu yana kısa bir Türkiye panoramasından bahsetmek istediğini söyleyen Aksungur, “Uzun yıllar yaşanan savaşlar ve ardından emperyalist işgallere maruz kalan Anadolu coğrafyasında; 1919’dan sonra topyekûn verilen Ulusal Kurtuluş Savaşı sonucu genç Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Bu cumhuriyet; yıkık – dökük yerleşimler, yoksul bir halk, gelişmemiş bir iktisadi yaşam, çoğunlukla tarıma dayalı ve ithal ikameci bir gelişme modeli devralmıştır” dedi.
Aksungur, konuşmasının devamında şunları aktardı:
“Genç Cumhuriyet’in tek parti yönetimi; 1938’den 1945’e kadar, Avrupa’yı ve dünyayı kasıp kavuran Mussolini- Hitler Faşizmine karşı ülkeyi bu savaşa sokmamak ve yeni bir yıkıma neden olmamak için tüm enerjisini ve kaynaklarını tüketmiştir. Gerek Tek Parti, gerekse 1950’lerden sonraki çok partili yönetim döneminde; ülkede özellikle o zamanda da metropol sayılacak kentlerde, yavaşta olsa bir gelişme sağlanmıştır. Kentlerdeki göreceli gelişme, kırsalda yaşayan ve tarımla geçinmeye çalışan kitleleri özellikle de genç nüfusu; kentlerde iş, aş aramaya itmiş, 1950’lerin ortasından sonra yoğun iç göç yaşanmaya başlamıştır. Bugün de devam etmektedir.”
Bu göç karşısında hazırlıksız olan merkezi ve ekonomik olarak yetersiz durumdaki yerel yönetimlerin, bu yeni kentlilerin barınma sorununu görmezden geldiklerini vurgulayan Başkan Aksungur, “Ancak devlet aygıtı kendi ihtiyaç duyduğu memurlarının, lojman anlayışı ile barınma sorununu sınırlı da olsa çözmeye çalışmıştır. Öte yandan kente göç eden bu insanlar; kendi imkanları ile başlarını sokacak yer arayışına girmişlerdir. Emlakçı, arsa spekülatörü, çeşitli ad altında “dernekler” vb. tefeci- bezirgan grupların yönlendirmesi ile biraz da kolonyal bir biçimde, gecekondu yapımına yöneldiler” diye kaydetti.
Her kentin kendi göçünü alması ve kentlerde yoğunlaşan nüfus hareketliliğinin hemen tüm kentlerde imar dışı çarpık kentleşmeyi oluşturduğuna vurgu yapan Aksungur, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kentlerin imar yapılanmalarının bu duruma cevap verememesi, imar dışı ve mühendislik – mimarlık hizmeti almamış yapılaşmanın oldukça yoğunlaşmasına yol açtı. Üstelik bu yıllarda ülkede yeterli mühendis - mimar da yoktu. Bu tarihsel göç süreci; ülkenin deprem bölgesi olması gerçekliğini göz ardı ederek devam etti. Aralıklarla ve hemen her bölgede meydana gelen yıkıcı ve can kaybı yaratan depremlere “yara sarma” mantığıyla yaklaşılıp, bilimsel ve teknik önlemlerle üzerine gidilmedi. Ya da yeterince gidilemedi. Genel olarak, 1999 Marmara Depremi; gerek merkezi gerekse yerel yönetimler tarafından, milat kabul edilmesine rağmen, mevcut niteliksiz yapılaşmanın yenilenmesi ağır aksak devam etti. İnsanların depreme dirençli konutlarda barınma sorunu yeterince karşılanmayınca, 6 Şubat 2023 saat 4.17 ve sonrası depremlerde; ülkenin yakın tarihinde görülmemiş bir yıkım ve can kaybı ile karşılaştık. Bu yaşanan sonuca gelinceye kadar aralıklarla çıkarılan imar affı, imar barışı da yıkımların üzerine tuz biber ekti.”
“Asrın Felaketi”, “Doğal Afet” vb. yaklaşımlar öne sürülmekle birlikte, depremin doğal bir afet değil, önlenemez bir doğa olayı olduğunu bildiren Aksungur, bunu afete çeviren şeyin depreme dayanıklı olmayan yapılar olduğunu kaydetti.
Başkan Aksungur, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:
“Deprem değil; binalar, yapılar öldürür. İşte bugün burada; İnşaat Mühendisleri Odamız ve Adana Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile düzenlediğimiz sempozyumda, bu olumsuz bilançonun nedenlerini, bilim insanlarının, mühendislerin – mimarların – şehir plancılarının çözüm önerilerini ortaya çıkarmaya çalışacağız. Tüm katılımcılara, Adana halkına tekrar hoş geldiniz diyor, üç gün sürecek olan Şubat 2023 Depremleri Sempozyumunun, amacına yönelik çalışmalar ortaya koymasını diliyorum. İnsan hayatı değerlidir, siyasetçinin oy kaygısına, sermayenin kar hırsına, niteliksiz mühendislik hizmetine, denetimsizliğe terk edilemez.”
Konuşma yapan isimlerden biri olan İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, 6 Şubat depremlerinden sonra odanın her biriminin ana gündem maddesinin deprem olduğunu söyledi ve “Bugünkü Sempozyumumuz da bu amaçla tasarlanmış ve depremlerin 1. yıldönümün hemen öncesi 6 Şubat’ta ne olduğunu ve nasıl olduğunu değerlendirmek için toplanmıştır. 3 gün boyunca bilim insanları ve uzmanlar bu depremlere ilişkin çalışmalarını, gözlemlerini bizimle paylaşacak, depremlerin sonuçlarını değerlendirecektir” dedi.
Bu sempozyumun hayata geçmesini sağlayan Prof. Dr. Nuray Aydınoğlu nezdinde emeği geçen herkese teşekkürlerini ileten Yüzgeç, “6 Şubat depremleri gerçekten çok büyük depremlerdi. 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremeler sadece büyüklükleri açısından değil şiddeti, yıkıcılığı ve ivmeleri açısından da yer bilimcilerin, sismologların beklentisini aşan depremler niteliğindeydi” şeklinde konuştu.
Bu denli büyük ve yaygın depremler karşısında kayıpları sıfıra indirmenin belki mümkün olmayacağını fakat böylesi dehşet verici bir tabloyla karşılaşmamızın önlenebileceğini söyleyen Yüzgeç, konuşmasının devamında şunları aktardı:
“Bu sempozyumun bir yönüyle de tüm kesimler için bunun muhasebesinin yapıldığı bir platform olacağını düşünüyorum. Resmi rakamlara göre 50 binden fazla insanımız hayatını kaybetti, yaklaşık 40 bin bina yıkıldı, 200 binden fazla bina ağır hasar aldı. Cumhurbaşkanlığı verilerine göre maddi kaybın 100 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Depremin olduğu saatin hemen akabinde tüm Türkiye teyakkuz haline geçti. 6 Şubat Depremleri bir yönüyle de toplumun acılar, felaketler karşısında nasıl birleştiğini, acıyı ve kederi nasıl ortaklaştırabildiğini, yardımlaşma ve dayanışma kültürünün her şeye rağmen ne kadar gelişmiş olduğunu da göstermiş oldu. Her yurttaş, her kurum, örgütlü her kesim çağrı beklemeksizin yardımlaşma ve dayanışma çabasına girdi. Ancak, toplumun dayanışması ve yaşanan felaket karşısında örgütlenme kabiliyeti ne acıdır ki sorumlu kurum ve kuruluşların önündeydi. Özellikle ilk hafta içerisinde, acil durum ve acil müdahale açısından görünen sorunların tarif edilebilir veya anlaşılabilir bir yönü yoktu. Afet müdahale planlarının uygulanmadığını veya uygulanamadığına şahit olduk.”
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, konuşmasının devamında deprem sonrası süreçle ilgili bilgiler de verdi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’da kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Başkan Karalar, 6 Şubat depreminde en önemli olan şeyin hızlı müdahale olduğuna vurgu yaptı. Karalar, insanların depremden sonra müstakil yapılara gitmek için yollara düştüğünü ve trafiğin bu sebepten de dolayı kilitlendiğini belirtti. Bu nedenle kurtarma ekiplerinin gidecekleri yere varmakta sıkıntı yaşadığına değinen Başkan Karalar, "Bu durumun ciddi zaman kaybına neden oldu" dedi.