İMO, JFMO, JMO’dan Deprem Haftası açıklaması: Ülke yapı stokunun tamamının deprem dirençli olması sağlanmalı

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), Jeofizik Mühendisleri Odası (JFMO) Adana Şubesi ve İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi Deprem Haftası dolayısıyla ortak açıklama gerçekleştirdi.

Haber Giriş Tarihi: 05.03.2024 11:21
Haber Güncellenme Tarihi: 05.03.2024 11:21
ilkhaber-gazetesi.com

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), Jeofizik Mühendisleri Odası (JFMO) Adana Şubesi ve İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla ortak açıklama gerçekleştirdi.

Açıklamayı JMO adına Adana Şube Başkanı Mehmet Tatar, JFMO adına Adana Şube Başkanı Emin Pişkin ve İMO adına da Adana Şube Başkanı Hıdır Çak yaptı.

Ortak yapılan basın açıklamasında depremde alınması gereken önlemlerden de bahsedildi ve ülkemizin yapı stokunda önemli oranda riskli yapı bulunulduğu ve bu durumun on yıllardır bilinip söylenmediği vurgulandı.

Açıklamada ilave olarak birkaç yılda bir çıkarılan imar aflarıyla riskli yapı stokunun daha da şişirildiğinin altı çizildi.

Ayrıca her yıl 100 bin civarında yeni yapının inşa edildiğinin bilgisinin alındığı ortak açıklamada, “Yeni yapılan bu yapıların sağlıklı ve güvenli olduğu konusunda hala kuşkular var. Çünkü tarımsal alanlara ve zemini sorunlu bölgelere yüksek katlı ve yüksek yoğunluklu imar izinleri veriliyor. Bunlarla beraber emsal artışlarıyla kentler yoğunlaştırılıyor, mühendislik hizmetleri kağıt üzerinde kalıyor, yapı üretimi ve denetimi serbest piyasanın kuralsız hesaplarına teslim ediliyor” denildi.

17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin milat olarak kabul edilmesine rağmen aradan geçen 24 yıl sonra meydana gelen 6 Şubat depremlerinde, birçok ilde yüz binlere binanın hasar görmesinin, on binlerce vatandaşın hayatını kaybetmesinin, yaralanmasının deprem gerçeğine ne denli hazırlıksız olduğumuzun acı bir göstergesi olduğunun dile getirildiği açıklamanın devamında şunlar aktarıldı:

“İnsanların depreme dirençli konutlarda barınma sorunu yeterince karşılanmadı. Bu da 6 Şubat depremlerinde; ülkenin yakın tarihinde görülmemiş bir yıkım ve can kaybı ile karşı karşıya kalmasına sebep oldu. Şubat 2023 depremleri kuşkusuz tarihimizin en büyük depremlerinden biridir. Bunu söylemek kesinlikle yanlış olmaz. Bu kadar büyük ve yaygın depremler karşısında kayıpları sıfıra indirmek muhtemelen mümkün olmayabilirdi, ama ortaya çıkan sonucun, yıkımın ve kayıpların böylesi dehşet verici seviyelerde olmasının önüne geçmek kesinlikle mümkündü. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen yıkıcı deprem öncesinde AFAD tarafından hazırlanan İl Afet Risk Azaltma Planı raporunda depremin büyüklüğü ve oluşturacağı hasar yaklaşık olarak zaten yer almıştı. Bu gerçeklik, maalesef depremi bildiğimiz ama dikkate almadığımızın göstergesi oldu ve bu dikkatsizlikten ağır sonuçlar doğdu. Kentimiz de Doğu Anadolu Fay zonu üzerinde ve ilimiz sınırlarına oldukça yakın bir mesafede meydana gelen, 6 Şubat depremlerinden ağır şekilde etkilendi. Adana çoğu kişinin de bildiği gibi yakın çevresi deprem üretme potansiyeli oldukça yüksek olan aktif faylarla kuşatılan bir ildir. Karsantı-Karaisalı Fay zonu, Kozan Fay zonu, Göksu Fay zonu, Misis-Ceyhan Fay zonu, Karataş-Osmaniye Fay zonu, Yumurtalık Fay zonu, Savrun Fay zonu bunlara başlıca örneklerdir. Bu saydığımız fay hatları sadece yakın zamanda değil tarih boyunca yıkıcı depremler üretmişler ve gelecek zamanlarda da deprem üreteceklerdir.”

Açıklamada “Depremlere karşı yapılması gerekenler oldukça basit ve ortadadır” denildi. Buna karşı mevcut yapı stokumuzdaki riskleri tespit edip yenilemek veya güçlendirmek ve ayrıca yeni bir yapılaşma düzeni getirmek olduğu kaydedildi ve binaların envanterinin çıkarılması, her binaya “kimlik numarası” verilerek durumlarının dijital ortamda kayıt altına alınması, bu önlemlerin hayata geçirilmesinin sağlanması gerektiği belirtildi.

Tüm bu tespitlerin ardından yapılacak olanın çok net ortada olduğu söylendi ve “Ülke yapı stokunun tamamımın deprem dirençli olmasını sağlamak” gerektiği bir kez daha açıklandı.