Çin, ABD'nin Tayvan'a silah satışını protesto etmek amacıyla ABD ile silah kontrolü ve nükleer silahların yayılmasına ilişkin görüşmeleri askıya aldı. Çin Dışişleri Bakanlığı'nın Çarşamba günü açıkladığı bu karar, ABD'nin iki başkan adayı tarafından da ticaret kısıtlamalarının artırılması ve Çin'in Doğu Asya'daki etkisinin kontrol altına alınması çağrısında bulunulan bir dönemde, nükleer silahlarla ilgili erken dönem görüşmelerini durdurdu.
ABD, Tayvan'ın başlıca uluslararası ortağı ve en büyük silah tedarikçisi konumunda. Haziran ayında Temsilciler Meclisi, Çin'e karşı askeri caydırıcılığı güçlendirmek için Tayvan'a 500 milyon dolarlık dış askeri finansman ile 2 milyar dolarlık kredi ve kredi garantisi onayladı. ABD ayrıca Tayvan'ın F-16 savaş uçakları için 300 milyon dolarlık yedek ve onarım parçasını da onayladı.
Bu durum, ABD ve Çin arasındaki gerilimi daha da tırmandırıyor. Tayvan'ın statüsü, iki ülke arasındaki en hassas konulardan biri olmaya devam ediyor. Çin, Tayvan'ı kendi topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve gerekirse adayı ele geçirmek için güç kullanma tehdidinde bulunuyor. ABD ise Tayvan'ın bağımsızlığını destekliyor ve adanın kendini savunmasına yardımcı olmak için silah satıyor.
Nükleer silahlar ve silah kontrolü görüşmelerinin askıya alınması, küresel güvenlik için endişe verici bir gelişme. Her iki ülke de dünyanın en büyük nükleer silah arsenallerine sahip ve görüşmelerin yeniden başlaması her iki taraf için de kritik önem taşıyor.
Bu durumun bölgedeki diğer ülkeler üzerinde de etkisi olacak. Tayvan Boğazı'ndaki gerilimin artması, bölgedeki ticareti ve deniz trafiğini etkileyebilir ve diğer ülkeleri de ihtilafın içine çekebilir.
Uluslararası toplum, ABD ve Çin'i gerilimi azaltmaları ve nükleer silahlar ve silah kontrolü görüşmelerini yeniden başlatmaları için teşvik etmelidir. Her iki ülkenin de sorumlu bir şekilde davranması ve bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunması önemlidir.