Bilinen aktif fay hatlarıyla deprem riski olan Türkiye'de, örtülü fay hatlarının da önemli bir tehdit oluşturduğu belirtildi. Adanalı Deprem Uzmanı Jeofizik Mühendisleri Odası Genel Merkezi Onur Kurulu Üyesi Melih Baki, geçmişte, herhangi bir kaymaya neden olmadıkları için tespit edilmesi ve haritalanması zor olan örtülü fay hatlarının da diğer fay hatları gibi biriken basınç ve enerji sonucu deprem üretebileceğini ifade etti.
Jeofizik Mühendisleri Odası Genel Merkezi Onur Kurulu Üyesi Melih Baki, Türkiye'nin, aktif fay hatları ve deprem riski ile bilinen bir ülke olduğunu söyledi.
Bilinen fay hatlarının yanı sıra, örtülü fay hatlarının da önemli bir tehdit oluşturduğunu belirten Melih Baki, "Bu fay hatlarının, geçmişte, herhangi bir kaymaya neden olmadıkları için tespit edilmesi ve haritalanması zordu. Ancak, son yıllarda meydana gelen depremler, Türkiye'de örtülü fay hatlarının yaygın olduğunu ve önemli bir risk oluşturduğunu gösterdi." dedi.
Türkiye'de meydana gelen depremlerin yüzde 98'inin tespit edilmiş diri fay hatlarında değil, daha önce bilinmeyen 'örtülü faylar' üzerinde gerçekleştiği bilgisi veren Melih Baki, "Bu durum, Türkiye'deki deprem riskinin bilinenin ötesinde olduğunu göstermektedir." diye konuştu.
Akdeniz Bölgesi'nde örtülü fay hattı tehlikesiBaki, Akdeniz Bölgesi'nin, Türkiye'nin en aktif fay hatlarından bazılarını barındıran ve deprem riski açısından yüksek bölgelerden biri olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bu bölgede de çok sayıda örtülü fay hattı olduğu bilinmektedir. Son zamanlarda Doğu Akdeniz'de yer alan Hatay, Adana ve Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremler, bu bölgedeki örtülü fay hatlarının potansiyel tehlikesini gözler önüne sermiştir. Her ne kadar deprem riski taşıyan bölgeler sürekli izlense de, örtülü fay hatlarının tehlikelerini azaltmak için acil önlemler alınması gerekmektedir. Örtülü fay hatlarının yerini ve potansiyel tehlikelerini belirlemek için detaylı jeolojik ve jeofizik araştırmalar yapılmalıdır. Yeni bulgular ışığında Türkiye'deki deprem haritaları güncellenmeli ve örtülü fay hatları bu haritalarda gösterilmelidir.
Daha da önemlisi, mevcut binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi, yeni inşa edilecek binalarında deprem yönetmeliğine göre yapılması kaçınılmazdır. Bunun yanı sıra toplumda deprem bilinci ve eğitimi yaygınlaştırılmalı, acil durum planları hazırlanmalıdır. Deprem konusunu deprem olmadan önce konuşmak ve gerekli adımları atmak, gerekli önlemleri almak, bir deprem ülkesi olarak önceliğimiz olmalıdır. Kahramanmaraş merkezli depremlerde olduğu gibi binlerce canımızı bir daha kaybetmemek için bilim insanlarının açıklamalarına kulak verilmelidir.
Sonuç olarak örtülü fay hatları, Türkiye'de ve Akdeniz Bölgesi'nde önemli bir deprem riski oluşturmaktadır. Bu riski azaltmak için acil önlemler alınması ve gerekli çalışmalar yapılması hayati önem taşımaktadır.
'Fay deprem üretmez'Aynı zamanda tüm kıtasal hareketler ve magma yükselmesi izlenirken, çıkıp da 'şu fay deprem üretir, bu fay deprem üretir' demek de bilimsel bir yaklaşım değildir. Her zaman dile getirdiğim gibi fay deprem üretmez, basınç ve enerji birikimi deprem üretir. Nerede hareket varsa ekiplerimiz oraya gidiyor ve dünyanın en gelişmiş cihazları ile izleme yapıyor.
Levhaların birbirlerine sürtünmesi sırasında, büyük kaya kütlelerinin arasında kalan ‘fay’ adını verdiğimiz zayıf yerler zorlanırlar ve buralarda gerilme enerjisi birikir. Zorlanma ve sürtünmenin etkisiyle de kısa bir zaman içerisinde çok şiddetli bir kırılma ve deprem hareketi ortaya çıkar.
Adana, Hatay ve Osmaniye'de şu anda sıkıntı yaratacak deprem beklentimiz de bulunmuyor. 5'ten aşağı depremler normal. Kahramanmaraş, Malatya, Bingöl ve Tunceli arasında Kahramanmaraş merkezli depremde hareket eden blok henüz yerine oturmadı. 5.7 ve 6.2 arasında artçı deprem olursa, bu bölge de uzun yıllar rahatlayacak.
Asıl sorun Kıbrıs, Ege, Marmara, Midilli arasında, enerji ve basınç birikimi bu bölgeler yöneldi. Fay değil, biriken basınç ve enerji deprem üretir."