ALİ GÜRELİ
ADANA (İLKHABER) - Tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yapan bereketli topraklara sahip Adana, bu bereketli topraklarında sinemadan edebiyata, müzikten tiyatroya kadar birçok ünlüyü Türkiye'ye kazandırdı. Türkiye'nin en sıcak kentlerinden olan Adana'dan ülkenin kültür ve sanat dünyasına dahil olan isimlerin birçoğunun ünü ülke sınırlarını aştı.
Bu ünlülerden dünyaca ünlü Adanalı Keman Virteözü merhum Suna Kan, sıla hasretiyle 9 Eylül 1984 tarihinde Paris'te yaşamını kaybeden Yılmaz Güney, Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ünlü yazar Yaşar Kemal, akıllarda kalan bazı isimler oldu.
"Bereketli Topraklar Üzerinde ve Hanımın Çiftliği" romanlarının yazarı Orhan Kemal, 1982 yılında Cannes Film Festivali’nin En İyi Film kategorisinde ödül aldığı ‘Yol’ filminin senaryo yazarı Yılmaz Güney, Şener Şen, "Selvi Boylum Al Yazmalım" senaryosunun yazarı Ali Özgentürk, Muzaffer İzgü, "Akdeniz Akşamları" şarkısının yazarı ve bestecisi Serhan Kelleözü, sanatçı kimliğinin yanı sıra kurduğu Ahbap Derneği ile özellikle Kahramanmaraş merkezli depremlerde ihtiyaç sahiplerine koşan Haluk Levent, Ferdi Tayfur, Atilla İlhan, Çolpan İlhan, Türkiye'nin Elvis Presley’i Erol Büyükburç hep bu bereketli topraklarda yetişti.
Müslüm Gürses, Kıvanç Tatlıtuğ, Demir Demirkan, Menderes Samancılar, Ayşe Arman, Cenk Koray, Salih Güney, Faruk Tınaz ve Ümit Besen'in yanı sıra daha nice sporcu, yazar, politikacı ve bilim insanını Güney'in incisi Adana, Torosların ötesine yolculadı.
Altın Koza
Türkiye'ye sanatın hemen her alanında ünlü isim kazandıran Adana, sanata ve sanatçıya sahip çıkma adına "Adana Altın Koza Film Festivali"ne de ev sahipliği yapmaya başladı. İlk olarak 1969 yılında düzenlenen festival arada kesintiler olsa da günümüze kadar ulaştı ve uluslararası statüye kavuşturularak bu yıl 30. kez düzenlendi.
Sıcak kentin yardımsever sıcakkanlı insanları
30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin "Onur Ödülleri" ise bu yıl Perran Kutman ve Cihan Ünal’a takdim edildi. Türk sinemasına, tiyatrosuna ömrünü veren sanatçı Perran Kutman’a ödülünü, Halil Ergün takdim etti.
Perran Kutman "Sinemamızın bir emekçisi olmak benim için onurların en büyüğü. Cumhuriyetimizin 100. yılında sinema adına yapılan bu organizasyonun bir parçası olmak o kadar mutluluk verici ki. Güzel insan demek Adanalı demek benim için. Sinemaya tutkulu insanların şehri demek. Pamuk demek, sanat demek, bereket, barış ve sevgi demek. Tüm Adanalılara, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Festivalde Onur Ödülü’nü alan usta oyuncu Cihan Ünal'a da ödülünü, Zeydan Karalar ve Biket İlhan verdi.
Perran Kutman'ın Adana anısı
Perran Kutman, ödül aldığı gecede bir de hiç unutamadığı Adana anısını konuklarla paylaştı.
Yıllar önce Müjdat Gezen ile bir oyun için Adana'ya gelen Perran Kutman, bu anıyı şu cümlelerle ifade etti:
"Oyundan sonra kaldığımız otelle girerken kapıda muz satan satıcıdan muz almak istedik. Ancak satıcı parayı bozmakta zorlanınca bir tereddüt yaşadık. Tam almaktan vazgeçecektik o sırada elinde çanta olan 8 yaşlarında bir çocuk yaklaşarak koca bir insan edasıyla 'Hayırdır! Bir durum mu var?' diye sordu.
Muz alacağız paramızı bozamıyor derken o çocuk 'Sorun değil' diyerek çantasından para çıkarıp, muzun parasını ödedi. İtiraz edecek olsam da çocuk 'Olur mu abla, burası Adana, bir kilo muzun lafı mı olur' diye cevap verdi. Bu cümlenin arkasından 'Ben bu yaşıma geldim, daha Adana'da misafire para ödetmedim’ diye ekledi.”
Perran Kutman'ın anlatımına göre, anısında bahsettiği çocukla ilgili detaylar burada da bitmedi. Kutman, şöyle devam etti: "Olaydan yıllar sonra, Beyoğlu'nda bir araba yolda kebap tepsisi taşıyan bir çocuğa çarptı ve tepsinin içindekiler yerlere saçıldı. Çarpanlar oralı olmadı ama arkadan elinde çantayla koşarak gelen biri çocuğu kaldırıp teselli etmeye çalıştı. Benim yüz hafızam çok iyidir. 30'lu yaşlardaki bu adam, Adana'da bize muz ısmarlayan çocuktu."
“Adana öyle bir şehir ki”
Perran Kutman’ın anlattığı bu anı, geceye katılan Adanalı sanatseverler tarafından sosyal medya hesaplarından da paylaşıldı. Anıyı paylaşanlar arasında Altın Oran Düşünce ve Sanat Derneği Başkanı Dr. Haluk Uygur da yer aldı. Haluk Uygur, “Adana öyle bir şehir ki; Adana özgün kişiliği olan bir kenttir. Böyle şehirler azdır. Bu özgünlük Adana'da yüzyıllar içinde oluşan kültürel mozaikten kaynaklanır. Misafirperverlik de Adanalı davranış biçimlerinin vazgeçilmezidir." dedi.