İBRAHİM BAYSAL – ÖZEL HABER
ADANA(İLKHABER)- İslam dünyası için kutsal sayılan Ramazan ayı ve gelenekleri Osmanlı toplumu içinde yıllardır önem arz etmektedir. Bu gelenekleri zamanla kendilerine has birtakım gelenekler ve ritüellerle yıllardır sürdürmektedirler. Osmanlı toplumunda Ramazan ayı hem halk hem de yöneticiler için oldukça önemliydi. Şimdi sizlere ‘’nerede o eski Ramazanlar ‘’dedirtecek geleneklerden bahsedelim..
Ramazan ayından önce İstanbul için gıda maddeleri yeterli duruma gelecek şekilde hazırlıklar yapılır eksik olan maddeler termin edilirdi. İftar sofraları kişini ekonomik durumuna göre özenle hazırlanırdı. Varlıklı olanlar fakirlere de iftar verirdi. Günümüz de olduğu gibi özellikle İstanbul da daha çok gördüğümüz sahura kadar açık tutulan dükkanlar, mekanlar Osmanlı zamanında da yaşanırdı. Osmanlı Ramazanları ile bütünleşmiş bazı gelenekleri inceleyecek olursak ..
Hacivat-Karagöz Oyunu
Günümüzde hala yaşatılan İftar sonrası teravih kılınması ve camii çıkışı şerbet ikramı Ramazan ayının vazgeçilmezi diyebiliriz. Ayrıca Osmanlıda özellikle Ramazan ayı yaza denk geldiğinde Ramazanla özdeşleşmiş Karagöz-Hacivat oyunu oynatılırdı.
Mahya Geleneği
Osmanlıda en gösterişli Ramazan geleneğinin Mahya idi diyebiliriz. Asırlardır devam eden mayhacılık, Ramazan ayında camilere renk katan ışıklı süslemelerdir. Günümüzde hala Ramazanın gelmesiyle camiler süslenir.
Hırka-ı Şerif ziyareti
Ramazan’ın on beşinde yapılan “Hırka-i Saadet” ziyaretlerinde Hz. Peygamber ve ashabına ait eşyaların bulunduğu kutsal emanetler ziyaret edilirdi. Padişahında katıldığı bu ziyaretler merasimle gerçekleştirilirdi.
Diş Kirası
Osmanlı döneminde maddi geliri yüksek olan kişiler sofralarını halka açardı ve bu halk büyük bir heyecanla karşılanırdı. Misafirleri uğurlarken bir takım hediyeler takdim edilirdi.
Zimem defteri
Osmanlı’da durumu iyi kişiler bakkal ve manav vb. dükkanlarda tanımadıkları kişilerin veresiye defterlerinde borcu olan kişilerin borçlarını öderlerdi.