8 yaşındaki Narin Güran, 21 Ağustos 2023 tarihinde evlerinin bulunduğu Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi'nde kayboldu. Küçük Narin'den, belirtilen tarihte evinden gittiği Kuran Kursu'ndan çıktıktan sonra bir daha haber alınamadı. Ailesi ise bir süre sonra kayıp başvurusunda bulundu.
Kaybolma bildiriminin ardından geniş çaplı arama çalışmaları başlatıldı. Hem karadan hem de havadan yapılan aramalara rağmen Narin'e dair uzun süre herhangi bir ipucu bulunamadı. Narin aile bireylerinin de ortaya çıkan şüpheler ve çelişkili açıklamalar üzerine Jandarma tarafından ifadelerine başvuruldu. Bu süreçte Narin'in amcasının otomobilinde ise DNA izlerine rastlandı. Amca S.G, yeğeninin zaman zaman aracına bindiğini belirterek, izlerin o dönemlerden kaldığını iddia etti.
Minik Narin'in cansız bedeni ise yoğun arama çalışmalarının 19. gününde, 9 Eylül 2023'te mahalleye yakın mesafeden geçen Eğertutmaz Deresi'nde bulundu. Küçük kızın cesedi, çuval içerisinde, üzeri taş ve çalılarla örtülü olarak gizlenmiş haldeydi.
Narin Güran'ın ölümüne ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan aralarında Narin Güran'ın annesi, babası, iki ağabeyi, dört amcası ve tutuklanan amcası S.G'nin de bulunduğu 23 şüpheliden 1'i jandarmadaki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. Serbest bırakılan şüphelinin mahallede görevli imam olduğu bilgisi geldi.
Tutuklanan zanlı, Narin’in cansız bedeni dereye bıraktığını itiraf ettiGözaltına alınan şüphelilerden N.B. de jandarmadaki ifadesinde amca Salim Güran'ın kendisinden, küçük çocuğun cansız bedenini 200 bin lira karşılığında dereye bırakmasını istediğini öne sürdü
Çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinde, amca Salim Güran'ın "Arif'in kızını öldürdüm, sen de bu cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm." şeklinde kendisini tehdit ettiğini iddia eden Nevzat B, "Çocuğu kasten öldürmeye iştirak" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Diğer 22 şüpheli de bugün jandarmadaki ifadelerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.
Narin'in öldürülmesine kamuoyunda büyük tepkiOkula başlamasına sayılı günler kala vahşice katledilen Narin'in öldürülmesi olayı, Türkiye genelinde büyük yankı buldu ve kamuoyunda büyük tepki yarattı. Engelli ablasının da ölümünde şüpheler ortaya çıkan Narin'in katledilmesi, "çocuk hakları ve kadın cinayetleri” konuları yeniden gündeme getirdi.
Katil zanlısı ve olaya karışanları bekleyen cezalarAdana Barosu avukatlarından Emir Ügü, ölüm nedeni İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılacak incelemelerin ardından ortaya çıkacak olan minik Narin'in ölümünün, Türkiye'yi derinden sarsan bir olay olduğunu söyledi.
Olayla ilgili itiraflarda bulunan biri tutuklu zanlı ile bugün adliyeye sevk edilen diğer şüphelilerle ilgili hukuki sürecin ülke genelinde takip edildiğini belirten Avukat Emir Ügü, hukuki açıdan şu değerlendirmelerde bulundu:
"Çocuk hakları ve kadın cinayetleri konularında toplumsal duyarlılığın artmasına neden olan bu trajik olayla ilgili tutuklamalardan sonra olayı inceleyen Cumhuriyet Savcıları tarafından ifadeler, deliller ve Adli Tıp incelemesi sonuçları değerlendirmeleri ile iddianame hazırlanacaktır.
Katil zanlısı veya zanlıları ile olaya dahli olanlar hakkında, hazırlanacak olan iddianamede, Türk Ceza Kanunu'na göre 'çocuğun yaşının küçük olması, hürriyetinden yoksun bırakılması, alt ve üst soya karşı işlenen suçlar gibi durumlar, ağırlaştırıcı nedenler olarak değerlendirilebilir. Bu durumdaki suçlulara verilecek cezalar, işlenen suçun niteliğine, failin kişisel özelliklerine ve olayın diğer unsurlarına göre belirlenecektir.
Yine iddianamede, sanıklarla ilgili Türk Ceza Kanunu'na göre 'Kasten Öldürme, Çocuğa Karşı İşlenen Suçlar, Şiddet ve İhmal, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma' gibi TCK’nın ilgili maddelerinin uygulanmasına talep edilecektir. Bu tür cinayetlerde verilebilecek cezalar, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olmak üzere sanıkların olaya karışmasını kapsayan diğer suçların karşılığındaki cezalar olabilir.
Türk Ceza Kanunu, bu tür olaylarda faillere ağır cezalar vererek çocukların korunmasını amaçlamaktadır. Ancak, hiçbir ceza, masum bir çocuğun hayatını geri getiremez. Bu nedenle, çocukların korunması için toplumsal bilincin artırılması büyük önem taşımaktadır."