Yapay zekânın insanları gereksiz hale getirdiğine dair korkulara rağmen, yeni bir rapor, istihdam için yapay zekâdan çok daha büyük tehditler olduğunu öne sürüyor.
EMRE EKİCİ
(İLKHABER) - Yapay zekânın insanları gereksiz hale getirdiğine dair korkulara rağmen, yeni bir rapor, istihdam için yapay zekâdan çok daha büyük tehditler olduğunu öne sürüyor.
HSBC'nin 18 Temmuz'da yayınlanan ve Insider tarafından görülen İşin Geleceği raporuna göre, daha yavaş ekonomik büyüme, artan hayat pahalılığı, tedarik zinciri krizi ve COVID-19 salgını iş kayıplarına yol açan ana nedenler. Rapor, Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Mayıs ayında yayınladığı verilere atıfta bulunuyor.
WEF tarafından ankete katılan 803 şirketin %50'sinden fazlası -toplu olarak küresel çapta 11,3 milyon çalışanı temsil ediyor- daha yavaş ekonomik büyümenin istihdamı yerinden edeceğine inanıyor.
İlginç bir şekilde, ankete katılan firmaların %50'sinden fazlası, yapay zeka da dahil olmak üzere yeni teknolojilerin aslında istihdam yok edici değil, yaratıcı olacağına inanıyor. Ankete katılan şirketlerin yarısından biraz azı yapay zeka teknolojilerinin yeni iş alanları yaratacağına inanıyor.
Microsoft tarafından Mayıs ayında yayınlanan ayrı bir anket, çalışanların çoğunluğunun yapay zekanın işlerinin bir kısmını - özellikle de devredilebilen sinir bozucu, tekrarlayan görevleri - devralması konusunda oldukça rahat olduğunu, ancak tamamen değiştirilmesi konusunda sorun yaşamadıklarını gösterdi.
Ancak HSBC'nin anketine katılanların yaklaşık %25'i yapay zekanın insanların işlerine mal olacağına inanıyor - ve bazı çalışanlar şimdiden teknoloji tarafından değiştirilen azınlık grubuna giriyor.
Rapora göre Temmuz ayında bir e-ticaret CEO'su, bir yapay zeka chatbotunun kendilerinden daha iyi performans göstermesinin ardından müşteri destek personelinin %90'ını işten çıkardı.
Yapay zeka tartışmaları devam ederken, belki de çok önemli bir noktayı gözden kaçırıyoruz: YZ'nin işlere mal olması konusunda takıntılı olmak yerine, YZ'nin yaratacağı işlerin kalitesi ve doğası hakkında daha fazla endişe duymalıyız.