Geniş ailelerde büyüyen çocuklar için ebeveynlerin mahremiyet eğitimi vermesi şart

Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi, geniş aile yapıları ve topluluk içinde yaşamanın çocukların ruhsal gelişimine katkı sağladığını, ancak bu ortamlarda çocukların yalnız bırakılmasının ciddi riskler taşıdığını ifade etti.

Haber Giriş Tarihi: 24.09.2024 14:29
Haber Güncellenme Tarihi: 24.09.2024 14:29

Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi, geniş aile yapılarının ve topluluk içinde yaşamanın çocukların ruhsal gelişimine katkı sağladığını, ancak bu durumun bazı tehlikeleri de beraberinde getirdiğini belirtti. Kanizi, çocukların büyük çocuklar, komşu çocukları veya akrabalarla ebeveynleri olmadan yalnız bırakılmasının ciddi riskler taşıdığına dikkat çekti. "Çocukların güvenli ortamlarda bulunması büyük önem taşır. Ebeveynlerin, çocuklarının sınırlarını koruması ve onlara mahremiyet eğitimi vermesi, olası tehlikeleri önlemenin en etkili yoludur” dedi.

Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi, “Türkiye’de geniş aile yapıları ve aynı mahallede iç içe yaşayan topluluklar, çocukların ve insanların ruhsal gelişimine katkı sağlarken, maalesef bazı tehlikeleri de beraberinde getirmektedir. Özellikle çocukların daha büyük çocuklarla, komşu çocuklarıyla ya da akrabalarla ebeveynleri olmadan yalnız bırakılması ciddi riskler taşır. Bakım sorumluluğu, tanınmayan kişilere ya da güvenilir olmayan ortamlara devredilmemeli; çocukların okul ve kreş gibi güvenli yerlerde bulunmaları sağlanmalıdır. Tanımadığımız kişilere ya da yeni tanışılan insanlara güvenmek yerine, çocukların kendi evlerinde, mümkünse kameralarla denetlenen alanlarda bakımı yapılmalıdır. Çocukları dinlemek, onların sınırlarını aşan her türlü sevgi ya da yakınlık biçimlerine karşı dikkatli olmak ve çocuklara mahremiyet eğitimi vermek büyük önem taşır” diye ifade etti.

“Çocuklarımızın tepkilerini dikkate almalı, onların alarm niteliğindeki davranışlarını görmeliyiz”

Aslı Kanizi, “Çocuklarımızın rahatsızlıklarını fark etmek ve onların istemedikleri davranışlara maruz kalmalarına izin vermemek, ebeveyn olarak en temel sorumluluğumuzdur. Son zamanlarda terapi odasında sıklıkla karşılaştığımız bu durumlar, kırsal ve şehir içi topluluklarda bile yaygın bir sorun haline gelmiştir. Çocuklarımızın tepkilerini dikkate almalı, onların alarm niteliğindeki davranışlarını görmezden gelmemeliyiz. Böyle olayları normalleştirmek, gelecekteki ruhsal sağlığa büyük zararlar verebilir. Çocuklar ebeveynleri tarafından dinlenmediğinde rahatsızlık hisleri görülmeyerek dinlenmediğinde istismar olma ihtimalleri daha açık hale gelir. Burada maalesef anne baba tarafından yapılanları ise farkedemeyebilirz çünkü çocuğun birinci koruma kanadı maalesef kırıktır. İkinci üçüncü kişiler bunu farkederse annesi babası bile olsa ihbar edilmelidir” şeklinde ifade etti.

“Çocukların sosyal ve duygusal gelişiminde önemli rol oynar”

Kanizi Geniş ailelerde veya mahalle gibi topluluklarda büyüyen çocukların aidat duygusunun daha erken geliştiğini belirterek şunları söyledi: Geniş ailelerde veya mahalle gibi topluluklarda büyüyen çocuklar, aidiyet duygusunu erken yaşlarda edinirler. Bu topluluklar, çocukların sosyal ve duygusal gelişiminde önemli rol oynar. Ancak, bu tür ortamlarda yaşanan yakın ilişkiler bazen tehlikeleri de beraberinde getirir. Özellikle çocuklar, henüz kendi sınırlarını belirleyemeyecek yaşlarda olduklarından, başlarına gelen olumsuz olayları ifade etmekte güçlük çekerler. Dolayısıyla, çocukların her zaman bir yetişkin gözetiminde olması kritik önemdedir.”

“Çocuğun rahatsız olduğu durumlarda sınırlarının aşılmaması gerektiğini anlatmak ebeveynlerin sorumluluğudur”

Aslı Kanizi çocuklara mahremiyet eğitiminin önemine dikkat çekerek şunları söyledi:Çocuklara erken yaşlarda mahremiyet eğitimi vermek, onlara beden sınırlarının ne olduğunu öğretmek gerekir. Bu eğitim, sadece yabancılara karşı değil, aynı zamanda yakın çevredeki insanlara karşı da uygulanmalıdır. Akrabalar, komşular ya da tanıdıklar her ne kadar güvenilir gibi görünse de, çocuğun rahatsız olduğu durumlarda sınırlarının aşılmaması gerektiğini anlatmak ebeveynlerin sorumluluğundadır. İstemediği bir davranış ya da fiziksel yakınlıkla karşılaşan çocukların bunu ifade edebilmesi ve destek bulması sağlanmalıdır.”

“Çocukluk dönemi, bireyin gelecekteki psikolojik sağlığını şekillendiren kritik bir süreçtir”

Aslı Kanizi, tedavi ettiği hastaların bir çoğunda tespit durumu şu şekilde açıkladı: “Terapi odasında gördüğümüz vakalar, çoğunlukla ebeveynlerin çocuklarını yeterince dinlemediğini ve yaşadıkları rahatsızlıkları fark edemediklerini gösteriyor. Çocuklar, kendilerini rahat hissetmediklerinde ya da istismara uğradıklarında çeşitli davranışlarla bunu dışa vururlar. Ebeveynlerin bu tepkilere dikkat etmeleri, çocuklarını anlamaya çalışmaları ve onları zorlamadan güvenli bir ortamda hissetmelerini sağlamaları çok önemlidir. Çocuklara duyulan güven, onların duygusal dayanıklılıklarını güçlendirir ve istismara karşı kendilerini koruyabilmelerini sağlar. Çocukluk dönemi, bireyin gelecekteki psikolojik sağlığını şekillendiren kritik bir süreçtir. İstismar veya sınır ihlalleri yaşayan çocuklar, ilerleyen dönemlerde özgüven eksikliği, depresyon, kaygı bozukluğu ve güvensizlik gibi ciddi sorunlar geliştirebilirler. Bu tür travmaların önüne geçmek için ebeveynler, çocuklarının duygusal ihtiyaçlarını dinlemeli, onları koruma altına almalı ve güven ortamı yaratmalıdır. Çocukların kendilerini güvende hissettikleri aile ortamlarında büyümeleri, gelecekte sağlıklı bireyler olmalarına zemin hazırlar.”

“Bizler, çocuklarımızın dünyasındaki en büyük güven kaynağıyız”

Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi, ''Son olarak, yazının vurucu bir kapanışı için şu vurguyu yapabiliriz: ' Lütfen çocuklarımızı dinleyelim, tepkilerini görelim ve sınırlarını ihlal eden her duruma karşı onları koruyalım. Ebeveyn olarak bizler, çocuklarımızın dünyasındaki en büyük güven kaynağıyız. Bu güveni onlardan esirgemeyelim.'  Bu tarz bir genişletme ile hem psikolojik hem de sosyolojik boyutlarıyla çocuk istismarı konusuna derinlemesine değinebiliriz'' dedi.