3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle ÇGC Yönetim Kurulu adına açıklamada bulunan Cafer Esendemir; “Basın, demokrasilerde 4. güçtür. Ülkemizde de gönlümüz bunun gerçekleşmesinden yanadır. Ancak Anayasal güvence altında bulunan Basın Özgürlüğü maalesef arzulanan düzeyde değil. Özellikle ekonomik sıkıntılardan kaynaklanan sorunların yanı sıra tasarruf tedbirleri adı altında ilan-reklam kaynaklarına getirilen kısıtlamalar, Anadolu Basınını kepenk kapatma noktasına getirmiştir.” dedi Sosyal statü peşinde koşan bazı patronların gazete çıkararak gerçek emekçileri ekmeğinden ettiğini vurgulayan Esendemir, “Mesleğimizin kangrenleşmiş sorunu olan sansür-otosansür uygulamaları güvenilirlik sorununu üst noktalara taşımış, siyasetçiyle birlikte basın da bu alanda alt sıralara gerilemiştir. Bir başka olumsuz gelişme de; korsan basın olayıdır. Sadece özel günlerde veya bayramdan bayrama yayınlanan, hiçbir denetimi olmayan, gazeteci olduğu bile şüpheli insanların veya parası olan ve sosyal statü peşinde koşan, parasının kaynağı belli olmayan insanların sektörümüze girerek gazete çıkarmaları bir türlü önlenememektedir. Basın emekçileri; her türlü sosyal güvenceden ve haktan mahrum olarak, mesai mefhumundan bağımsız çalışmakta, ekonomik sıkıntı çekmekte ve çoğu zaman evine ekmek götüremez haldedir.” diye konuştu Esendemir şöyle devam etti: “Halkın haber alma ve haber verme hakkını gözeten, vatandaş ile görevini layıkıyla yapmaya çalışan seçilmiş veya atanmış yöneticilere köprü olan, özgür–tarafsız ve objektif yayıncılık ilkesi gereğince mesleğini hakkıyla yerine getiren yerel ve yaygın basının; mesleki ve ekonomik kaygılardan uzak olarak görevini eksiksiz yapabilmesi için devletin birtakım istisnalar sağlaması şarttır. Anadolu Basınına, Stopaj ve KDV kolaylıklarının yanı sıra araç-gereç, kağıt-baskı ve düşük faizli kredi desteğinin sağlanması gerekir. Mevcut koşullarda basın özgürlüğünün kutlanması, sadece bir geçiştirme ve gün savmadan öte bir şey değildir. Gerçek emekçilerin işsiz dolaştığı bir ülkede 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutlamanın bir anlamı olmadığına inanıyoruz.”