Barut: CHP’li belediyeler olarak bu teklif yasalaşsa dahi, ötanazi işine asla yapmayacak

CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, Meclis'te tartışılan hayvan hakları yasa teklifine karşı çıkarak, "Bu yasa, hayvanlara esaret ve ölüm getiriyor. Gelin, ölüme değil yaşama odaklanalım ve hayvan haklarını koruyan bir düzenleme yapalım" çağrısında bulundu. Barut, hayvanların korunması için kapsamlı ve insancıl çözümler önerdi.

Haber Giriş Tarihi: 29.07.2024 10:29
Haber Güncellenme Tarihi: 29.07.2024 10:29

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, hayvanlara esaret ve ölüm getiren yasa teklifinin ele alındığı Meclis'te itirazlarını dile getirip iktidara çağrı yaptı. Yanlışa imza atılmamasını, hayvanların esaret ve ölüme mahkum edilmemesini talep eden Barut, “Kendi dönemlerinde çıkan yasayı uygulayamayanların şimdi hayvanlarımız için esaret ve ölüm getirmesini asla kabul etmiyoruz. CHP’li belediyeler olarak bu teklif yasalaşsa dahi, CHP’li belediyeler bu ölüm işini, ötanazi işine asla yapmayacak” dedi.  

 “Bir hastanın tedavisi için doğru tanı ne kadar önemliyse hayvanlar konusundaki yasal düzenleme de o denli mühim ve hayati önemdedir”

Yaşamın bütünlüğü fikrinden hareketle derinleşen sorunlara çare bulunacağını anlatan Barut, "Böyle olursa sokakta bazen saldırgan hayvan nedeniyle sorun yaşayan insanlarımız da açlık, susuzluk, hastalık, kötü muameleyle mücadele eden can dostlarımız da huzur bulur. Bakışımız da çözüm önerilerimiz de çok açık ve nettir. Defalarca dile getirdiğimiz gibi en başta Hayvan Koruma Kanunu’nun adının evrensel kriterleri de göz önüne alacak biçimde Hayvan Hakları Yasası olarak değiştirilmesini istiyoruz. Sadece isim değişikliği yetmez, yasanın da özünü ve hükümlerini bir daha bu konuda sorun yaşanmayacak biçimde tesis etmek olmalıdır. Çünkü gömleğin düğmesi baştan yanlış iliklenirse sonrası da zaten doğru olmaz. Bir hastanın tedavisi için doğru tanı ne kadar önemliyse hayvanlar konusundaki yasal düzenleme de o denli mühim ve hayati önemdedir. Gelin bu teklife sırt çevirmeyin, önerilerimizi dikkate alın” diye ifade etti.

" Canlı ve cansız bütün varlıkların korunması adına hepimize bugün tarihi bir görev düşmektedir”  

Meclis'teki tüm milletvekillerine önemli bir görev düştüğünü aktaran Barut, şunları söyledi: "Yaşamın bütünlüğü ve sürdürülebilirliği için doğayı koruma ve yüreğinde yaşam sevgisiyle canlı ve cansız bütün varlıkların korunması adına hepimize bugün tarihi bir görev düşmektedir. Tarih bu anı ve yapılanları, üstelik de sonuçları itibarıyla yapılmayanları da not edecektir ve bu arada, olumlu veya olumsuz sorumluluğu bulunanları da asla kimse unutmayacaktır. Bu hâliyle görüşmeleri üç gün yani kırk üç saati aşkın bir süre süren bu teklif asla kabul edilemez. Esaret ve ölüm getiren hangi yaklaşıma izin verilebilir ki. Biz kesin bir dille bu teklifin komisyondaki görüşmelerinde de ifade ettiğimiz üzere geri çekilmesini istiyoruz. Hayvan hakları savunucularından sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine, muhalefetten ilgili meslek odası ve kuruluşlarının tüm uyarılarına kulak verilmesini istiyoruz."

“Halkın derdine derman olmak için mücadelemizi sürdüreceğiz”

Barut, "Bugün ülkemizde derin bir ekonomik kriz var; yüksek enflasyon, fahiş zamlar, eriyen ücretler, tarımda derinleşen sorunlar, çiftçinin talepleri gibi bir sürü gündemimiz var. İşte, bu sorunlara eğilmesi, çare bulması gereken Komisyonda ne yazık ki hepimizin canını yakan ve vicdanları sızlatan, hayvanlarımızla ilgili hiç istenmeyecek bir teklifi ele aldık. Bunları kabul etmek mümkün değil. Halkın derdine derman olmak için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu ülkemizin çiftçisinden esnafımıza, toplumun tüm kesimlerinin sorunlarına çare yürütmesi gereken yüce Meclisin mensuplarıyız" dedi. Ayhan Barut, "Yaşamı savunduğumuz, yaşatmayı seçtiğimiz bu ortamda elbette konuyla alakalı olarak hiç sorun yoktur demiyoruz. Evet, bir sorun var ancak buna karşı bizler 'Çare ölüm' diyenlerin karşısında olmak zorundayız. Bu şiddetin önüne geçebiliriz; çözüm için her türlü araştırma, uygulama önerisi, başarılı dünya örnekleri önümüzde hazır bulunuyor. Somut ve hızlı adımlara ihtiyaç duyulan noktalarda insancıl, yaşam hakkından yana önlemleri hep birlikte sağlayabiliriz; hep birlikte yaşam kültürümüzü de güvence altına alabiliriz. İhtiyacımız olan kanun elimizde, yeter ki bu yönde bir niyet gösterilsin. Kendi dönemlerinde çıkan yasayı uygulayamayanların şimdi hayvanlarımız için esaret ve ölüm getirmesini asla kabul etmiyoruz. CHP’li belediyeler olarak bu teklif yasalaşsa dahi, CHP’li belediyeler bu ölüm işini, ötanazi işine asla yapmayacak. Madem soruna odaklanılıyor; 2004, 2021 yıllarında yapılan yasal düzenlemelere rağmen neden çözüm üretilmedi? Sorunu sadece belediyelere havale ederek çare bulunamaz” diye ifade etti.

" Sokakta özgürce yaşayan hayvanlar için gerekli beslenme ve barınma koşulları oluşturulmalıdır”

Sorunla ilgili çözüm önerilerini sıralayan Ayhan Barut, şunları söyledi: "Yapılacaklar gayet basit: Tüm ülkedeki sahipsiz hayvanlar, çok acil bir seferberlikle, tüm yetkin kişi, kurum kuruluş, sivil toplum kuruluşlarından yardım alınıp kısırlaştırılarak alındığı bölgelere geri bırakılmalıdır. Sokakta özgürce yaşayan hayvanlar için gerekli beslenme ve barınma koşulları oluşturulmalıdır. Saldırganlık gösteren sahipsiz hayvanlar toplanarak rehabilitesi için profesyonel destek sağlanmalıdır. Sahiplendirilecek niteliği haiz hayvanlar için her alanda gerekli duyuru araçları kullanılarak ilanlar açılmalı, vatandaşlar hayvan sahiplenmeye teşvik edilmelidir. Sosyal medya, televizyon ve radyolarda hayvan sevgisini aşılayan ve sahiplenmeyi özendiren kamu spotları yayınlanmalı, ilköğretimden itibaren okullarda ve bu hususta eğitimler verilmelidir. En önemlisi de tüm bu faaliyetler için gönüllülerden ve ilgili STK’lardan destek alınmalıdır. Özetle şunu söylemek istiyorum tekrardan: Öncelikle bu kanunun adı ‘hayvan hakları yasası' olarak değiştirilmelidir; yeni bir yasaya gerek yok. 'Aşıla, kısırlaştır, yerinde yaşat' diyen sese kulak verilsin yeter. Bu nedenle, tarihî yanlıştan vakit varken hemen dönülsün, bu hatalı tutumda ısrar edilirse geri dönüşü olmayan bir yola girilir. Bu vebali üzerinize almayın, sorumluluktan kaçmayın, bugün ve ileride kara bir leke olarak anılacak bu tuzağa düşmeyin, suça seyirci kalmayın. Türkiye’nin her yerinde her kesimden insanla yan yana mücadeleye devam edeceğiz. Gelin, vicdanınızın sesini dinleyin, yanlışa geçit vermeyin. Bu yasa geçerse ölümler başladığında bu dilsiz canlıların bütün vebali, günahı sizlerin boynunuzadır."