Kamberli Mahallesi’nde yaşayan Mustafa Eniç, yıllardır doğayla iç içe yaşıyor. Bitkilere olan ilgisi, onu sadece bir üretici değil, aynı zamanda şifayı arayanların yol arkadaşı haline getirmiş. Atalarından öğrendiği bilgiler ve tıbbi ve aromatik bitkiler eğitimi alan oğlunun desteğiyle, zahteri yalnızca toplamakla kalmıyor; onu kırmızı kantaron ve zeytinyağıyla birleştirerek doğal bir krem haline dönüştürüyor.
Musta Eniç’in ticari bir beklentisi olmadan, dostlarıyla ücretsiz paylaştığı bu zahter kremi, kısa sürede çevresinde yankı bulmuş. Mustafa Eniç’in kendi kullandığı ve faydasını deneyimlediği bu doğal karışım, antiseptik özelliği sayesinde sivilce, yara ve cilt mantarı gibi birçok rahatsızlığa iyi geliyor. Seyreltilerek cilde uygulandığında, doğanın sunduğu en sade ve etkili çözümlerden biri haline geliyor.
Eniç için bu üretim bir iş değil, bir gönül meselesi. Her zahter sezonunu heyecanla bekleyen Mustafa Eniç, insanların memnuniyetini en büyük motivasyon kaynağı olarak görüyor. Onun doğaya duyduğu saygı, zahtere gösterdiği özenle birleşiyor ve ortaya saf, katkısız, yürekten gelen bir ürün çıkıyor.
Mustafa Eniç, hikâyesini, “Doğayla uyumlu yaşamanın ve atalardan gelen bilgeliği unutmadan modern hayata entegre etmenin en güzel örneklerinden birini sergiliyorum. Zahterin şifası, ellerimde sadece bir krem değil, bir yaşam felsefesine dönüşüyor” dedi.