Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyon dinamiklerine dair dikkat çeken bir analiz yayımladı. “Büyük Kur Şokları ve Kur Geçişkenliğinde Doğrusal Olmayan Etkiler” başlıklı çalışma, Fethi Öğünç ve Orhun Özel imzasıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Çalışma, son beş yılda yaşanan kur şokları üzerinden kur geçişkenliğinin doğrusal modellerle açıklanamayacak kadar karmaşık olduğunu vurguluyor.
KUR ŞOKLARINDA GEÇİŞKENLİK DAHA YÜKSEKÇalışmanın özetinde yer alan bulgulara göre, döviz kurundaki büyük artışların tüketici fiyatlarına etkisi, ılımlı dönemlere kıyasla daha güçlü bir geçişkenlik gösteriyor. Bu durum, firmaların fiyatlama kararlarında belirsizlik dönemlerinde daha hızlı hareket ettiğini ortaya koyuyor.
“Büyük kur şoklarının yaşandığı dönemlerde, şokların enflasyona geçişi daha yüksek orandadır. Bu dönemlerde enflasyonda normalin üzerinde bir artış görülürken, sonraki aylarda ise daha hızlı bir yavaşlama dikkat çekmektedir.”
MODELLER ASİMETRİK YAPIYI DİKKATE ALMALIMerkez Bankası çalışmasında, kur-enflasyon ilişkisinin yalnızca doğrusal modellerle açıklanmasının yetersiz kalacağına dikkat çekildi. Büyük şoklar sonrası oluşan fiyat hareketlerinin, asimetrik yapıda olduğu ifade edilirken, cari dönemdeki kur değişiminin büyüklüğü üzerinden modelleme yapılmasının daha doğru sonuçlar vereceği vurgulandı.
ILIMLI ŞOK DÖNEMİNDE GEÇİŞKENLİK %38-40 ARALIĞINDAAraştırmaya göre, büyük şokların olmadığı, daha istikrarlı kur hareketlerinin yaşandığı dönemlerde döviz kurunun enflasyona geçiş oranı uzun vadede %38 ile %40 arasında tahmin ediliyor. Ancak modeller bu dönemsel etkileri dikkate almadığında, geçişkenlik olduğundan daha yüksek ölçülme riski taşıyor.
MODELLEME SÜRECİNE UYARI: ŞOKLAR AYRI ELE ALINMALITCMB'nin yayımladığı bu çalışma, makroekonomik modelleme yapan kurumlar ve ekonomi yöneticileri için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Doğrusal yapıda kurgulanan tahmin modellerinin, yüksek şok dönemlerindeki sapmaları açıklamakta yetersiz kalabildiği ifade ediliyor.
“Doğrusal olmayan ilişkileri dikkate almayan modeller, büyük şok dönemine özgü etkileri açıklarken normal dönemlerde geçerli olan ilişkilere uzaklaşmakta, bu da modellerin güvenilirliğini azaltmaktadır.”