Kirlilik, kuraklık, habitat tahribatı, aşırı balıkçılık ve avcılık gibi tehditlere maruz kalan sulak alanlardaki yavru kuşların, aşırı insan aktivitesi nedeniyle strese girdiği bildirildi.
Dünyanın en önemli ekosistemlerinden biri olan sulak alanlar, yeryüzünün yaklaşık 10'unu kaplamalarına rağmen, biyolojik çeşitliliğin ise yüzde 40'ını barındırıyor.
Kuşlar, balıklar, amfibiler, sürüngenler, memeliler ve bitkiler dahil olmak üzere çok çeşitli türlere ev sahipliği yapan sulak alanlar, kirleticileri süzerek ve suyun doğal olarak arınmasını sağlayarak su kalitesini korumaya yardımcı oluyor.
Taşkın kontrolü ve kuraklık dönemlerinde su kaynaklarının korunmasını sağlayan sulak alanlar, kirlilik, kuraklık, habitat tahribatı, aşırı balıkçılık ve avcılık gibi tehditlere maruz kalıyor.
Gediz Deltası gibi Türkiye'de sulak alanlarda yıl boyu özellikle bahar ve yaz aylarında deniz börülcesi toplanması ise özellikle kuşları rahatsız ediyor.
Doğa Derneği tarafından yapılan paylaşıma göre, kuşların üreme döneminde gerçekleşen toplayıcılık faaliyetlerinin, kuşların yuvalarının dağılmasına neden olduğu ve yumurtadan çıkmayı başaran yavru kuşların aşırı insan aktivitesi nedeniyle stres altına girdiği belirtildi.
Paylaşımda, "Deniz börülcesi pek çok sulak alan için önemli bir tür. Örneğin, Gediz Deltası’ndaki karasal ve denizel yaşamın kesişimini oluşturuyor. Deltanın adalarını ve kıyılarını fırtınalara ve denizin dalgalarına karşı koruyor. Deniz börülcelerinin bulunduğu alan cılıbıtlara, sumrulara, ince gagalı martılara, Akdeniz martılarına, uzunbacaklara ve birçok kuş türüne yaşam kaynağı oluyor. Gediz Deltası gibi uluslararası öneme sahip sulak alanlardaki toplayıcılık faaliyetleri kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmeli ve ekosistemi koruyacak şekilde planlanmalı." ifadelerine yer verildi.