Müsilaj, deniz suyundaki kirlilik, fosfor, azot gibi besin maddelerinin artışı ve sıcaklık değişimlerinden kaynaklanıyor. Mikroskobik canlıların salgıladığı şeffaf, yapışkan bir madde olan müsilaj, denizin yüzeyini kaplıyor ve deniz tabanındaki çoğu canlının ölümüne neden oluyor. Özellikle ekosistemin ciğerleri olan deniz çayırlarının üstlerini örten müsilaj, bitkilerin fotosentez yapmasını engelliyor. Ekosistemin tekrar eski haline dönmesi ise uzun yıllar alıyor.
Doğa Derneği tarafından yapılan uyarıda, 2021 yılında hazırlanan Marmara Denizi Eylem Planı’nın tüm maddelerinin eksiksiz uygulanması, plan doğrultusunda evsel ve sanayi atıklarının arıtılmadan denize bırakılmasının engellenmesi gerektiği ifade ediliyor.
Denizin atık yükü azalmadı
Prof. Dr. Mustafa Sarı da, hem ekolojik hem de ekonomik zarardan korunmak için müsilaj konusunda acil önlem alınması gerektiğini belirtti.
Erdek Körfezi’nde başlayan müsilajın İzmit Körfezi’ne kadar ilerlediğini ve yüzeye gittikçe yaklaştığını, yaptığı dalışla gözlemlediğini bildiren Sarı, deniz yüzeyine çıkmadan müsilajın önüne geçilmesi gerektiğine dikkat çekti çekti.
Prof. Dr. Sarı, “2021 yılında görülmeye başlanan müsilaj ile ilgili eylem planı hazırlandı. Bu plan ile hedef Marmara Denizi’nde yeni bir müsilaj oluşumunu engellemekti. Bu eylem planı çerçevesinde bilim ve koordinasyon kurulu oluşturuldu, Marmara Denizi özel çevre koruma bölgesi ilan edildi ve denize yapılan deşarj limitleri yeniden düzenlendi. Planı oluşturan 22 eylemin 14’ü doğrudan doğruya Marmara Denizi’nin atık yükünün azaltılmasıyla ilgiliydi. Fakat denizin atık yükü azaltılamadı" dedi.
Bahar aylarında çok yüksek ihtimalle 2021 yılındaki gibi denizin yüzeyinde müsilaj görülebileceğine dikkati çeken Sarı, "Sedef Adası ile Kartal arasında yüzeyin hemen altından 25 metre derine kadar inen müsilaj var. Son durumda İzmit Körfezi’nin girişine kadar ulaştı. Müsilaj yavaş yavaş tüm Marmara Denizi’ni kaplayabilir" diye konuştu.