Marmara Denizi 25 milyon insanın atık yükünü taşıyor

Marmara Denizi’nde yeniden boy gösteren müsilaj, ekosistemi tehdit ediyor. 25 milyon insanın atığı, deniz yaşamını ve insan sağlığını riske atıyor. Müsilaj sorununa karşı 2021’de hazırlanan Marmara Denizi Eylem Planı'na uyulması ve sorunun bilim önderliğinde bütüncül bir yaklaşımla çözülmesi gerektiği ifade ediliyor.

Haber Giriş Tarihi: 08.01.2025 11:39
Haber Güncellenme Tarihi: 08.01.2025 11:39

Marmara Denizi, çevresinde yaşayan 25 milyon insanın atık yükünü taşıyor. Bu durum, sanayi tesislerinden, tarımsal faaliyetlerden ve evsel atıklardan gelen büyük bir kirlilik anlamına geliyor. 2021'de ortaya çıkan müsilaj sorununun giderilmesi amacıyla 22 maddeden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı'na tam anlamıyla uyulmamasının sonuçlarının faturasının, deniz yaşamını ve insan sağlığını riske atacak kadar ağır olacağı belirtiliyor.

Marmara Denizi Eylem Planı ile müsilajın tarihe karışacağını beklerken, bugün yeniden boy gösterdiğine dikkati çeken WWF Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Ömür Kula, "Müsilaj sorununun en önemli sebeplerinden olan atık deşarjı ve kirlilik yüküne karşı Marmara'da sınıfta kaldık" dedi.

Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın konuyla ilgili açıklamalarının ardından soruna yeniden dikkat çektiklerini ve 3 yıldır da müsilajın sebeplerinden olan sorunların çözülmediğini vurguladıklarını ifade eden Kula, "Türkiye’nin denizlerini ele geçiren müsilaj problemi, bilim önderliğinde bütüncül bir yaklaşımla çözülmesi gerekir. Bu nedenle daha fazla geç olmadan 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planı’na uyulması için bu konuda sorumluluğu bulunanlar harekete geçmeli" diye konuştu.

Tek çözüm, bir litre suyun bile arıtılmadan denize bırakılmaması

Kula, müsilaj sorununa karşı tek çözümün, bir litre suyun bile arıtılmadan denize bırakılmaması olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Müsilaj, tek hücreli bitkisel mikroorganizmaların (fitoplankton) uygun ortam bulduklarında aşırı derecede artarak, denize salgılarını bırakmalarıyla oluşuyor. Deniz ortamındaki hayvansal besinleri içine hapseden müsilaj, hareket edemeyen midye, istridye, mercanlar gibi canlılar ile larvaların üzerine çökerek, deniz canlılarının beslenmesini ve solunumunu etkiliyor. Bu durum, biyolojik çeşitliliğin azalmasına sebep olmakla kalmıyor, çevre ve insan sağlığını da tehdit ediyor. Marmara Denizi’nin maruz kaldığı çoklu baskıların bertaraf edilmesinin ardından, bir sonraki adım olan doğal müttefiklerin iş birliği yapması büyük önem taşıyor."