Hatay’daki taş ocaklarının çevresel etkilerini en aza indirmek için Abdullah Öğünç’ten öneriler

Hatay Tabiatı Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Öğünç, ekonomik açıdan önemli bir sektör haline gelen il genelindeki taş ocaklarının çevresel hassasiyet ve ciddi bir planlama yapılmadan işletmeye açılmasının, birçok çevre sorununu beraberinde getirdiğini söyledi. Öğünç, bu konuda önerilerde bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 29.08.2024 12:37
Haber Güncellenme Tarihi: 29.08.2024 12:37

Hatay Tabiatı Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Öğünç, ilkhaber-gazetesi.com'a yaptığı açıklamada, son yıllarda hızla artan taş ocaklarının, il ekonomisi açısından önemli bir sektör haline geldiğini ifade etti.

Ancak, bu taş ocakların gerekli çevresel hassasiyet ve ciddi bir planlama yapılmadan işletmeye açılmasının, birçok çevre sorununu da beraberinde getirdiğini bildiren Öğünç, sürdürülebilir taşocağı işletmeciliği için bazı önemli önerilerde bulundu.

Öğünç, öncelikle dağların ve tepeliklerin sağlıklı bir çevre için kritik işlevler yerine getirdiği bilinci oluşturulması gerektiğine dikkati çekerek, ayrıca yeni açılacak her taşocağı ve maden için gerçekçi ÇED raporlarının hazırlanması ve buna göre işletme izini verilmesi gerektiğini vurguladı.

Örneğin, Hatay Dağ Ceylanı yaşama alanları veya Gölbaşı Gölü'nün yakın çevresi gibi kritik türlerin ve habitatların bulunduğu alanlarda taş ocakları açılmasının sakıncaları olduğunu dile getiren Abdullah Öğünç, şunları kaydetti:

"Taş ocakları ve madenlerin bitki örtüsü tahribatının ve kritik tür kaybının en az olacağı alanlara yönlendirilmesi gerekir. Ayrıca, her işletmenin toz ve gürültü yayılmasını en aza indirecek tedbirler almasının zorunlu hale getirilmesi ve bu durumun denetlenmesi yapılmalı. Yerleşim yerlerinin çok yakınına taş ocakları ve madenler açılmamalı, bölgedeki insanların rahatı, huzuru ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına saygı gösterilmeli.

İşletme süresince yöredeki çiftçiler ve hayvancılık yapanların uğrayacağı zararların da işletme maliyetine dâhil edilmesi ve tazmin edilmesi gerekir. Bununla birlikte işletmeye kapatılan taş ocakları doğal peyzaja uygun düzenlemelerle rehabilite edilmeli. İşletmesini rehabilite etmeyen bir taş ocağı veya madenin başka bir yerde işletme ruhsatı alması engellenmeli.

Korunan alanlarda yeni taş ocakları ve madenlere izin verilmemeli ve mevcut olanlar da kapatılmalı."