Adana Ekoloji Platformu tarafından, ‘Yaşanan iklim krizine karşı mücadele için Küresel Eylem Günü’nde Adana’dan sezimizi yükseltiyoruz’ şiarıyla basın açıklaması yaptı. Abidin Dino Parkı içerisinde bir araya gelen Adana Ekoloji Platformu adına konuşan Hazım Özdemir, Adana’da 3 adet kömür santralinin zehir saçmaya devam ettiğini söyledi. Bilim insanlarının yıllardır fosil yakıt bağımlılığının korkunç sonuçları konusunda insanları uyardıklarını ve bunun felakete etkilerinin yıllardır yaşandığını dile getiren Özdemir, “En ayrıcalıklı yüzde 1, ultra yaşamlarına devam ederken, en savunmasız olanlar, kendi yaratmadıkları bir krizin ön saflarında kalmaya devam ediyor. Fosil yakıt endüstrisi açgözlülük ve sömürüyle çalışıyor, kendi ceplerini doldurmak için başkalarının hayatını feda ediyor. Kömür, petrol ve gaza olan bağımlılığımız, gezegenimize ve halklara büyük zarar veriyor. Fosil yakıt endüstrisi, katlanarak daha fazlasını nakite çevirirken, sübvansiyonlar, yatırımlar ve ödemeler için milyarlarca dolar talep ediyor. Fosil yakıt endüstrisine karşı savaşmalıyız. Yeni boru hatlarının genişlemesine ve pek çok cana mal olan maden çıkarma uygulamalarının yaygınlaşmasına direnmeliyiz. Fosil yakıtlar çağını bitirmek için mücadele etmeliyiz. Onlar; kömür, petrol, gaz şirketlerinin sahipleri ve etraflarında bulunanlar sadece yüzde bir, bizler yüzde doksan dokuzuz. Onlar kar etmek istiyor, bizler yaşamak istiyoruz” dedi. İklim krizinin kapıda olduğunu vurgulayan Özdemir, “İklim krizi kapımızda değil, ön kapımızı çalmıyor, zaten evimizin içinde. 2030 yılı için belirlenen hedefler şimdiden aşıldı. Ancak daha yapılacak çok şey var, çünkü onarılabilecek her ekosistem, savunulabilecek her yaşam ve bu nedenle kolektif olarak özgürleşme yolunda atılabilecek her adım önemlidir. Örgütlenmeli, sınırların, ayrımların ötesinde hep birlikte sesimizi yükseltmeliyiz. Olağanüstü iklim olaylarının damgasını vurduğu 2022 yılı gezegen genelinde farkındalığın artmasına yardımcı oldu. Şimdi, yani 2023 yılında dünyanın her yerinde aşırı sıcaklıklar yaşandı. İklim bilimcilere göre Temmuz 2023, kaydedilen en sıcak ay oldu. Libya’da aşırı yağış ve sellerden binlerce insan hayatını kaybetti. Orman yangınlarının önü alınamıyor. 2022 yazında sıcaklar nedeniyle Avrupa'da yaklaşık 62 bin kişi ölmüştü. Bu yıl kaç kişinin öldüğü şimdilik açıklanmadı. İklim mülteciliği çoktan başladığı halde, daha yasalarda tanımı bile yok” diye konuştu. Adana’da ki kömür santrallerine dikkat çeken Özdemir, “Şehrimizde 3 adet kömür santrali zehir saçmaya devam ediyor. Bunlardan en eskisi olan İSKEN Yumurtalık Sugözü Köyü’nde 23 yıldır faaliyette ve EMBA HUNUTLU ise aynı yerde, sadece 1 km. uzaklıkta ve 1 yıl önce deneme üretimine başladı. Her iki kömür santrali toplam olarak 1 saatte 1.000 ton kömür yakıyor, atmosfere tonlarca CO2 ve diğer zehirli gazları salıyor ve milyonlarca ton deniz suyunu soğutma suyu olarak kullanarak deniz ekosistemini bozuyor. Tufanbeyli İlçesi’ndeki kömür santrali ise senelerdir faaliyette ve 1 saatte 1.000 ton kömür yakıyor. Adana, Avrupa’nın plastik çöplüğü olmaya devam ediyor. Mersin Akkuyu’da yapımı devam eden nükleer santral inşaatı ise, sadece şehrimize, bölgemize, ülkemize değil, tüm Akdeniz havzasına karşı yaşamsal bir tehdit oluşturmaktadır. Yaşanan bunca nükleer felaketten, çözüm bulunamayan onca nükleer sorundan sonra bu santralin yapımında ısrar etmek; siyasi iktidarın sorumsuzluğunu, doğa düşmanlığını ortaya koymaktadır” diye konuştu. Adana’dan seslerini yükselttiklerini belirten Özdemir, “Şu anda Birleşik Arap Emirliklerinde Birleşmiş Milletler İklim Konferansı Taraflar Toplantılarının 28. için toplantı halinde bulunanlara, o toplantıda ülkemizi temsil edenlere buradan, Adana’dan sesleniyoruz. Yıllardır beklenen en temel, en önceliği olan kararları bile alamıyorsunuz. Kömür kullanımını sonlandıracak, petrol ve gaz kullanımını zaman içinde azaltacak adımları atamıyorsunuz. Çıkarınızdan, karınızdan, kurulu ve sonsuza kadar süreceğini sandığınız sisteminizden en küçük bir taviz vermiyor, iklim krizinden en az sorumlu olan masum insanların iklim felaketlerinde ölmelerini, acı çekmelerini sadece seyrediyorsunuz. Paris iklim anlaşmasında verilen sözleri bile tutmadınız, o zamandan bu yana atmosfere salınan CO2 miktarı giderek arttı, dünya giderek ısınmaya devam etti. Küresel ısınmayı sanayi öncesine göre 1,5 - 2 derecede tutabilme hedefi artık mümkün görünmüyor. Bilim insanları, 2030 yılına gelindiğinde ısınmanın en az 2,7 derece artacağını söylüyorlar. Ekolojik krizi derinleştiren, doğayı, doğal varlıkları sermaye birikim aracı olarak gören kapitalizme ve uygulayıcılarına karşı, gezegenin tüm canlıların evi olduğunu düşünen bizler yaşamı savunmak için kendi mücadelemize güveniyoruz. Ekolojik yıkımı durdurmak için şehrimizde, ülkemizde ve tüm dünyada birlikte mücadele etmeliyiz. Bizler doğanın sahibi değil, sadece bir parçasıyız. Bütün canlıların yaşam hakkı olduğu bilinciyle, doğadan, yaşamdan yana olan herkesi ekolojik sorunlara duyarlı olmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.