Şanlıurfa'nın şansı ve şanssızlıkları

Şanlıurfa'nın şansı ve şanssızlıkları Sedat ATİLLA Şanlıurfa birçok bakımdan şanslı bir kenttir. Tarihi yapısı, kültürü, coğrafyası, toprağı ve insanı ile Türkiye'nin özel öneme sahip şanslı illerinden biridir memleketimiz. Birçok kişinin, memleketin, hatta ülkenin kıskandığı zenginliklerimiz var. Genel kazanımlar adına bakarsak yine şanslı olduğumuzu söyleyebiliriz. Çünkü siyasi iktidarlar sahip olduğu özellikleri ve önemi bildikleri için Şanlıurfa'yı hep önemsemiş ve önemli yatırımlar yapmışlardır şehrimize. Hiçbir iktidarın memleketimizi ihmal ettiğini söyleyemeyiz. Yollarımız, havaalanımız, eğitim ve sağlık alanında yapılanlar, Atatürk Barajı, Sulama Tünelleri ve daha birçok önemli yatırımla GAP'ın merkezi olan Şanlıurfa elbette ki şanslıdır. Şanlıurfa kendi içinden de önemli insanlar çıkarmıştır. Sanat, edebiyat ve kültür sahasında bu sayı dikkate değer olmasına rağmen özellikle spor, bürokrasi ve siyaset alanında memleketimizin potansiyeline göre çok azdır. Bazı iller kısıtlı imkân ve durumlarına göre siyaset ve bürokraside çok öne çıkmışlardır. Bunu insan kaynaklarını yükseğe taşıyarak başarabilmiş ve memleketlerini ülkenin şanslı illeri arasına çıkarmışlardır. Mesela Erzincan böyle bir şehirdir. Mesela Rize böyle bir kenttir. Mesela Bingöl, Van, Uşak, Afyon, Bilecik böyle kentlerdir. Bu küçük, nüfusu ve çeşitli kaynakları bizimle mukayese edilemeyecek olan şehirler, içlerinden çıkan çok önemli bürokratlar ve siyasetçilerle oldukça önemli mesafeler kat etmiş ve hızla öne çıkmışlardır. Nüfusu 100 binin altında olan, 2-3 milletvekili çıkarabilen bu illerden bakanlar, müsteşarlar, genel müdürler çıkmakta ve bu yetkililer memleketlerini önceleyerek şanslı iller sınıfına yükseltmektedirler. Bizim de bu anlamda kısmen de olsa şanslı olduğumuz alanlar var. Mesela tarım ve sağlık alanında yüksek bürokratımız oldu bu dönemde. Onların gayretlerini ve başarılarını her vesile ile yazıyoruz. Bunun dışında Şanlıurfa'ya atanan bürokratlar itibariyle de şanslı olduğumuz kişiler var. Mesela Valimiz Nuri Okutan bizim için bir şans. Ne yaptığını bilen, eğitime ve sağlığa özel önem veren, kalkınmamız ve gelişmemiz için önemli adımlar atılmasına vesile olan çalışmaları ile Vali Okutan bizim için bir şans. Yine DSİ 15 Bölge Müdürümüz Sait Umucu çok önemli bir bürokrat. Çevre Bakanımızın kendisine atom karınca dediği Umucu Şanlıurfa'nın kalkınması ve yatırımlarının bir an önce hayata geçmesi için dikkat çekici bir gayret içerisinde. DSİ Şanlıurfa ve GAP için çok önemli bir kurum. Bu kurumu Şanlıurfa adına böyle güzel, gayretli, idealist bir kişiye teslim ettiği için Çevre Bakanımız Veysel Eroğlu'na teşekkür ediyoruz. Sait Umucu gibi bürokratlara çok ihtiyacımız var. DSİ 15 Bölge Müdürümüz ile hem DSİ camiası, hem DSİ ile iş yapan firmalar, hem de Şanlıurfa şanslı ve kazançlı bence. Kendisine de teşekkürlerimizi sunuyoruz. Şanlıurfa yetersiz bürokrat ve siyasetçi sayısı ile kendi potansiyelini ortaya koyamayan şanssız bir il aynı zamanda. Keşke daha fazla etkili siyasetçimiz ve bürokratımız olsa ve biz keşke kendi zenginliklerimizi daha iyi değerlendirsek. Bir de Şanlıurfa'dan iş alan ve bu memleketin topraklarında para kazanan firmalar var. Bu firmaların Şanlıurfa'yı nasıl sahiplendiklerini irdelemek gerek. Her memlekette buna benzer işler alan firmalar var. Genellikle bu firmalar iş yaptıkları ilin sosyal hayatına, kültürüne, istihdamına, medyasına destek olurlar. Yani bunların tek varlık sebepleri iş almak, iş yapmak, para kazanmak, işleri bitince de çekip gitmek değildir. Mesela Doğuş Grubu, ATA İnşaat ve daha birçok firma Şanlıurfa'da hep güzel hatırlanır. Çünkü yıllarca Şanlıurfa'da iş yapmışlar, aynı zamanda bu memleketin insanına her anlamda faydalı olmuşlardır. Günümüz de bu memleketine her insanına faydalı olan ve işlerini başarı ile sürdüren Eren İnşaat ve Aydeniz İnşaat'ta Şanlıurfa'da güzel hatırlanacaktır. Günümüzde memleketimizde iş yapar bazı firmalar kendilerinden bir bayram tebriği için reklam istendiğinde "Bana ne sizin Kurtuluş bayramınızdan, bana ne sizin Cumhuriyet Bayramınızdan!" diyebilmektedir. Oysa bu topraklarda kazandıklarını, yine bu memleketin insanı ve kurumları için harcamak durumunda olmaları gerekmektedir. Şanlıurfa aldığı yatırımlar itibariyle ne kadar şanslı ile bu yatırımları sürdüren bazı firmalar açısından da o kadar şanssız durumda. Bu konuda bu firmaların iş yaptıkları kurum yöneticilerine de önemli görevler düşmektedir. Elbette kimse kimseden zorla bir şey talep edemez. Zaten bunu kimse yapmaz, yapamaz. Benim anlatmak istediğim tamamen gönüllü destekle ilgili. Önemli miktarlarda ihale alan ve Şanlıurfa'da önemli yatırımların müteahhitliklerini yapan firmaları biraz daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Herkesin sosyal sorumluluk sahibi olması gerekir. Özellikle kurumlar ve firmaların bu sorumluluğu daha fazladır. Keşke kendimizi bu sorumluluklarını yerine getiren kurum ve firmalar adına da şanslı sayabilsek.