Afet Evleri sakinlerini haciz korkusu sardı

Karaisalı ilçesine bağlı Durak köyünde 1950'li yıllarda meydana gelen heyelandan sonra 2001 yılında vatandaşlara teslim edilen afet evleri yıkılmaya başlayınca bankaya borcunu ödemeyen köylüler, hacizle karşı karşıya kaldı. Muhtar Ali Şen, "Evler bir yıl içinde afet olmadan yıkılmaya yüz tuttuğu için kimse borcu ödemedi" dedi 72 yaşındaki Eyüp Şen, "Haciz gelsin, evlerini alsınlar, çadırda yaşarım daha iyi" diye konuştu Afet Evleri sakinlerini haciz korkusu sardı ADANA- Karaisalı'nın Durak köyünde 1950'li yıllarda meydana gelen toprak kaymasında evler zarar gördü. Zarar tespitinden sonra 50 hanelik köyün başka bir yere iskan edilmesi kararlaştırıldı. Köylünün bir kısmına arazi ve para verilerek ev yapılması sağlanırken, ne arazi ne de para verilen 29 köylü toprak kayması olan evlerinde oturmaya mahkum edildi. Muhtar vasıtasıyla devlete ulaşıp haklarını almak için mücadele eden köylüler bir sonuç alamazken, tam 36 başbakan değiştikten sonra 2001 yılında Başbakan Bülent Ecevit döneminde köye gelen devlet yetkilileri bugünkü Kelebek Mahallesi'nde köylüye arazi gösterip 11 bin lira karşılığında ev yaptıracaklarını söyledi. Halk Bankası, toplam 1 milyon 250 bin lira kredi vererek heyelandan zarar gören 29 köylüye ev yapılmasını sağladı. Müteahhit tarafından araziye 1 yıl içinde 29 ev yapıldı. Köylülerin 2002 yılında taşındığı tek katlı binaların daha 1 yıl olmadan duvarları çatlamaya, merdivenleri çökmeye başladı. Vatandaş kendi imkanlarıyla tadilat yaptı ancak duvarlar aynı yerden çatlamaya devam etti. Bu nedenle köylü bankaya olan borcunu hiç yatırmadı. Aylık 50 lira gibi çok cüzi bir miktar ödeme olsa da vatandaş doğru düzgün ev yapılmağı için 1-2 taksit dışında geriye kalan taksitleri hiç yatırmadı. Bu nedenle banka 2002 yılından bu yana hem Durak Köyü Muhtarı Ali Şen hem de kredi çeken hak sahiplerine tek tek ihtar gönderdi. Muhtarlığa gelen yazıda, köylülere verilen 11 bin lira kredinin bir an önce ödenmesi, aksi takdirde istenmeyen durumların ortaya çıkacağı vurgusu yapıldı. Muhtardan da köylülere bu konuları anlatması istendi. Durumu köylüye anlatıp gelen evrakları köy ilan tahtasına asan muhtarın uyarısına rağmen köylülerin hiçbiri bankaya olan borcunu ödemedi. Bu nedenle bankadan en son gelen ihtarda, taksitleri ödemeyenler hakkında yasal işlem yapılacağı bildirildi. Ancak evleri oturulamaz durumda olduğu için taksitleri ödememekte ısrar eden köylüler, şimdi haciz gelmesinden korkuyor. Muhtar Ali Şen, bu zamana kadar 1-2 kişinin çok az bir taksit ödediğini belirterek, "Toplam köylünün ödeyeceği para en son 10-11 bin lira civarında. Vatandaşın ödeme durumu yok. Zaten birçok vatandaş oturmadan evi terk etti gitti. Halk Bankası'ndan hem ev sahiplerine hem de muhtarlığımıza sürekli uyarı geliyor. Banka, ileride istenmeyecek durumların olmaması için bizden yardım istiyor. Ödenmediği durumda çeşitli hak mağduriyetlerinin söz konusu olabileceği uyarısı yapılıyor. Bunların olmaması için paranın ödenmesi isteniyor. Ben vatandaşa söylüyorum, köy ilan tahtasına bankanın gönderdiği uyarıyı asıyorum. Fakat vatandaşın ödeme şansı da yok, evlerin durumu da ortada. Duvarların bu tarafından baktığın zaman diğer tarafı görünüyor. Evler gelişigüzel yapılmış. Biz sonradan yol, su, elektrik ve telefon hattı döşedik. Ne zaman bir iş yapmaya kalksak problem oluyor" dedi. Muzaffer Yıldırım (70) ise eve hiç oturmadığını anlatarak, "Bu evi bize 10 ile 11 bin arasında sattılar. Birkaç kişi birkaç taksit ödemiş. Ancak bizler ödemedik, ödemeyeceğiz de. Ödeme gücümüz yok, hem de bu evlere para ödenir mi? Uyarı devamlı geliyor. Zaten bu evlerin 5-6 tanesinin sahipleri de vefat etti, onların borcunu kim ödeyecek, onlar ne olacak? Bu evlere para ödenmez ama devlet hala, 'Para ödeyeceksiniz' diyor. Haciz gelirse gelsin, alsın evini kendisinin olsun. Böyle ev olacağına hiç olmasın. Ben çadırda otururum daha iyi" diye konuştu. 72 yaşındaki Ali Şen ise devletin ev yapma vaadiyle kendilerini 11 bin lira borçlandırdığını ifade ederek şunları kaydetti: "Ben bu parayı ödemem. Bir tahsildar gelsin. Devlet bu parayı kime vermiş, nasıl vermiş araştırsın. Ben devlete bu evi bedava vereyim otursun. Ben çadırda yatarım, burada yatmam. Evler çok kötü, merdiveni zorla inip çıkıyorum. Düştüm, bacağımı kırdım. Haciz gelirse, 'İşte ev, al' derim. Ben oturamıyorum ki evde. Çadırda otururum bundan iyi."