TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Varank; “Ceyhan Türkiye’ye çağ atlatacak”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Ekonomideki yapısal dönüşümü, Adana sayesinde başaracağız. Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi tam olarak faaliyete geçtiğinde, polipropilen ithalatına ödediğimiz 2,2 milyar dolar ülkemizde kalmış olacak. Proje, hem Adana'ya hem de ülkemize çağ atlatacak” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 20.02.2019 14:39
Haber Güncellenme Tarihi: 20.02.2019 14:39
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Varank;  “Ceyhan Türkiye’ye çağ atlatacak”

Serhat ŞANLI

ADANA (İLKHABER) – Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, beraberinde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu ile birlikte Adana Sanayi Odası'nda düzenlenen, toplantıda iş adamlarıyla bir araya geldi.

Adana’nın sanayisiyle, tarımıyla ve ihracatıyla göz kamaştıran, bölgeye dinamizm katan bir kent olduğunu belirten Bakan Varank, “2002 yılında ihracatı 460 milyon dolar olan Adana'nın dört katından fazla bir artışla bu yıl 2 milyar doların üzerine çıktı. Yani 16 yılda 4 katın üzerinde bir ihracat artışı görüyoruz. Adana'ya kurulacak Ceyhan Enerji İhtisas ve Endüstri Bölgesi büyüme oranımızda yıllık binde 2 ila binde 4 oranında bir artışın olmasını sağlayacaktır” dedi.

Hiçbir başarının şans eseri gerçekleşmediğini ifade eden Varank, “Bunu ancak güçlü sanayiyle ve çalışkan girişimcilik ruhuyla açıklamak mümkün. Hedefe ulaşmak için özveriyle çok çalışmak, risk ve fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek gerekir. Hükümetimiz 16 yıldır aynı şevk ve heyecanla, dur durak bilmeksizin çalıştı ve çalışmaya da devam ediyor. Önceliğimiz her bir ilin potansiyelini keşfetmesi, hatta bu potansiyeli daha da ileriye taşıması temel önceliğimizdir” şeklinde konuştu.

Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’nni hem Adana, hem de Türkiye için önemine dikkat çeken Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, konuşmasına şöyle devam etti;

“İşte Adana'da geldiğimiz durum ortada. İlimizin sanayisi, devletçe sunduğumuz desteklerin etkin bir biçimde kullanılmasıyla gelişti. Bakın tarihler 2002'yi gösterdiğinde sadece 51 firma, toplamda 2 milyon liralık bir yatırım teşvik belgesine sahipti. 16 yılda bin 300'e yakın firmaya teşvik belgesi vererek, 32 milyarlık sabit sermaye yatırımını destekledik. Sağlıktan enerjiye, tarımdan imalata, üretime katkı yapmak isteyen herkesin yanında olduk, önündeki engelleri kaldırdık. Adana’nın üretim kapasitesi bu sayede artırdık.

Üretmek demek, istihdam demek ve sadece bu teşviklerle 57 bin vatandaşımıza yeni iş imkanları bulduk. Desteklerimiz sadece yatırım teşvikleriyle sınırlı kalmadı. Reel sektörün çarklarını döndüren KOBİ'leri de asla ihmal etmedik. 1990-2002 arasında Adana'da sadece 73 KOBİ KOSGEB desteklerinden faydalanabildi. İktidarımızdaysa ildeki 11 bin 280 işletme, toplamda 120 milyon liralık KOSGEB desteğinden faydalandı. 21 bin 500 kişiye girişimcilik eğitimi verildi. Şuan KOSGEB’in 10 farklı programı açık durumda, yani sizlerin başvurularını bekliyor. Dolayısıyla yatırımı ve istihdamı artırmak isteyenlerin önünde hiçbir engel yok. KOSGEB desteklerine hemen başvuru yapabilirsiniz.

Üretimde kapasite artışı kadar, ürettiğiniz malların katma değeri ve rekabetçilik seviyesi de mühim. İşte Ar-Ge'nin önemi bu noktada ortaya çıkıyor. 2002 öncesi dönemde Adana'da Ar-Ge ekosistemi adına hiçbir alt yapı yoktu. Bu kapsamda hemen harekete geçtik. 'Yenilikçilik' dediğimiz şey, sadece tek bir kişinin eseri olamaz. Bunun için güçlü ve iyi çalışan bir ekosisteme ihtiyacımız var.

Üniversiteleri, reel sektörü ve kamuyu en verimli şekilde bir araya getirip, inovasyon ruhunu harekete geçirdik. Geldiğimiz noktada Adana'ya 12 Ar-Ge ve 9 tasarım merkezi ile Çukurova Teknoparkı’nı kazandırdık. Teknoparka Bakanlığımız bütçesinden 25 milyon lira aktardık. Yüzde 84 doluluk oranıyla çalışan bu yerleşke, 7 milyon dolarlık teknolojik ürünü ihraç etti. Buradaki işletmeler, kurumlar, gelir ve gümrük vergisi alanlarında muafiyete sahip. Satın aldıkları ekipmanları KDV'den muaf tutuyoruz. Yine işletmelerin SGK primlerini yüzde 50’sini devlet olarak biz ödüyoruz.

Üretimde kaliteyi ve rekabetçiliği artırmak için AR-GE faaliyetlerinizi hızlandırmalısınız. Elinizin altında bunun için gerçekleştirebileceğiniz bir ekosistem mevcut. Teknoparkta faaliyet gösteren firmalarla iş birliğine gidebilir, ya da Teknoparktaki boş alanları bunun için değerlendirebilirsiniz. AR-GE’ye yapacağınız 1 liralık yatırım, hem size hem de ülke ekonomisine misliyle geri dönecektir.

Adana için beni çok heyecanlandıran bir proje var. Bu öyle bir proje ki; tam anlamıyla hayata geçtiğinde hem Adana'ya hem de ülkemize çağ atlatacak. 'Ekonomideki yapısal dönüşümü, Adana sayesinde başaracağız' dersek sanırım fazla söylemiş olmam. Biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyonla Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’ni hayata geçirdik. Burası jeopolitik konumu sayesinde enerji ve petrokimya sektörümüz için önemli bir üretim üssü olacak. Bakanlıkça bölgeyi yatırımcılarla buluşturmak adına şimdiye kadar 69 milyon lira harcadık. Masterplan çalışmalarını tamamladık, imar planlarının yapım aşamasındayız. Bölgenin kamulaştırması amacıyla açılan bedel tespit ve tescil davaları hızlı bir şekilde ilerliyor.

Geçen kasım ayında Rönesans Holding ve Sonatrach ortaklığında yılda 450 bin ton kapasiteli polipropilen üretim tesisinin yatırım ortaklık sözleşmesi imzalandı. Yatırımla polipropilen ithalatına ödediğimiz 2,2 milyar dolar ülkemizde kalmış olacak.

Ceyhan'da yaklaşık 10 bin vatandaşımıza yeni istihdam oluşturmayı hedefliyoruz. Bölge tam olarak faaliyete geçtiğinde, ithal edilen kimyasal ürün çeşitlerinin yüzde 80'inin Türkiye'de üretilebileceğiz. Tüm parsellerin yatırımcılara tahsis edilmesiyle, yıllık 1 milyar dolarlık katma değer oluşturulacağız. Bu yatırım, mühendislik, tedarik ve yapım aşamalarındaki sermaye harcamalarının büyüklüğü sayesinde önemli bir çarpan etkisi de oluşturacak.

Kaba bir hesap yaptık. Buna göre, Ceyhan sayesinde büyüme oranımızda yıllık binde 2 ile binde 4 oranında bir artışın olması mümkün. İlk yatırımcımız kepçeyi vurmaya hazır. Bizden sadece yer tahsisi ve parsel planlarını bekliyor. İnşallah Adamıza ve ülkemize hayırlı olacak ve benimde torunlarıma anlatacağım büyüklükte bir proje bu.

Adana ve Mersin'e hizmet veren Çukurova Kalkınma Ajansı'nın (ÇKA), ilimizde 484 projeye 251 milyon lira hibe desteği sağlayarak 500 milyon liralık yatırımın gerçekleşmesini sağladı. ÇKA'nın yeni dönem için de çok güzel müjdeleri var.

Türkiye'nin ilk model fabrikasını Ankara'da kurduk ve oldukça yapıcı geri dönüşler alıyoruz. Adana için de bu yönde bir projemiz var. İlk aşamada gıda, tekstil, kimya, plastik, makine, metal ve mobilya sanayilerinde faaliyet gösteren firmalara odaklanılacak. Teorik ve uygulamalı eğitim hizmetleri verilerek, Adana ve çevre illerimizdeki üretim yetkinliği geliştirilecek. Dolayısıyla Adana dijital çağın gerektirdiği beceri ve niteliklerden mahrum kalmayacak.

Bir diğer projemiz de Bio-Tek Tarımsal Araştırma ve Uygulama Merkezinin kurulması. Bu merkez Akdeniz meyve sineği başta olmak üzere tarım zararlılarıyla mücadeleyi hedefliyor. Bunun için Adana ve Mersin için gerekli olan yıllık 40 milyon liralık ekipmanların yerli üretimine odaklanacağız. Sonraki aşamada ise üretilen prototiplerin ticarileştirilmesini sağlayacağız. Ajansımız toplam maliyeti 6.6 milyon lira olan bu projenin 5 milyon lirasını finanse ediyor. Bu yatırım sayesinde sadece İspanya’dan ithal edebildiğimiz ekipmanlar konusunda dış bağımlılığımızı da sona erdireceğiz.

Sanayi, tarım, enerji, KOBİ’ler, AR-GE ve daha sayamadığımı pek çok alanda her zaman Adanamızın yanında olduk. Desteklerimizin sizin iş yapma azminiz ile birleşmesi ve Adana’da 16 yılda çok büyük bir dönüşüm gerçekleşti. Adana'yı yatırımların odağı haline getirmek için yoğun bir gayret içindeyiz. Ancak yatırımın temel önceliği güven ve istikrardır. Güven ve istikrar olmazsa yatırım olmaz.

İşte önümüzdeki 31 Mart yerel seçimleri bu güven ve istikrarın devamı için bir eşik olacak. Adana'da biliyorsunuz Cumhur İttifakı olarak bir yola girdik. Cumhur İttifakı siyaseten kurulmuş bir ittifak değil. Adana'nın yatırımlarına, huzuruna, güvenine, istikrarına göz dikenlere karşı kurulmuş bir ittifak. İnşallah 31 Mart'ta Adana'nın hem belediyecilik anlamında hem de yatırımlar anlamında yeni bir atılım dönemine girmesi için Cumhur İttifakı adaylarını yönetime taşıyacağız”

Adana Valisi Mahmut Demirtaş ise, kentte yapılan yatırımlarını önemine değinerek şöyle konuştu;

“Adana; gelişmiş endüstri kültürü ile sanayi ve teknolojide; verimli toprakları ve geniş sulama imkânları ile tarımda; Türkiye ortalamasının üzerindeki değerleriyle de hizmet sektöründe ön plana çıkan, ülkemizin en önemli çekim merkezlerinden biridir. Bizler de ilimizin mevcut tarım, sanayi, teknoloji ve ticaret potansiyelini katlayacak, kaynaklarımızın daha etkin kullanımına imkân sağlayacak, sürdürülebilir ve rekabet gücü yüksek çalışmalarımıza, ilimiz genelinde planlı bir biçimde devam ediyoruz.

Bu çalışmaların başında rafineri, petro-kimya tesisi, termik santral gibi entegre ve büyük ölçekli tesislere ev sahipliği yapacak Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi gelmektedir. Yine Ceyhan Karma OSB de ilimizin önemli yatırımlarından bir diğeridir. Ceyhan Karma OSB'de Hatay ile aramızdaki il sınırı sorununun çözülmesiyle kamulaştırmalar, imar planı ve parselasyon çalışmaları tamamlanmış durumdadır. İlimizin mevcut tarım potansiyelini artıracağına inandığımız Gıda ihtisas OSB, Tarım ihtisas OSB ve Su Ürünleri ihtisas OSB ile ilgili çalışmalarımızı da yoğun bir biçimde sürdürüyoruz.

Ayrıca; Sarıçam ve Yüreğir Küçük Sanayi Sitesi, Tekstil Kent Küçük Sanayi Sitesi, Ayakkabıcılar Küçük Sanayi Sitesi, Mobilyacılar Sitesi, Matbaacılar Sitesi, Gıda Toptancıları Sitesi ve Mahrukatçılar Sitesi gibi ilimizin üretim altyapısını geliştirmeye matuf girişimlerimiz de tüm hızıyla devam etmektedir”

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü de, “Adana Büyükşehir Belediyesi olarak katılımcılık bakımından reel sektörün bizzat katılımcı olduğu, taleplerinin yerine getirildiği, ülkemizi kalkındırmak için üretenlerin önünü açmak ve onların cesaretini artırmak bakımından hep yanında olduk ve yanında olmaya da devam edeceğiz” dedi.

Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç da geçtiğimiz yıl döviz kurlarında yaşanan dalgalanmaların etkisiyle ekonomik anlamda başlayan zorlu süreçte, zamanında alınan kararlar ve atılan adımlar sayesinde kontrol altına alınmış ve piyasaların kısmen de olsa rahatlatıldığını söyledi.

Sanayicilerin sorunlarına da dikkat çeken Kıvanç konuşmasına şöyle devam etti;

“Küresel anlamda büyük belirsizliklerin görüldüğü bu hassas dönemde, krizin etkilerini tam olarak atlatmış değiliz. Karşı karşıya bulunduğumuz jeopolitik riskler de göz önüne alındığında, Ülkemizi daha ileri noktalara taşıyacak makro anlamda ihtiyaç duyulan yapısal önlemleri süratle uygulamaya koymalıyız. Bugün burada yer alan herkesin kabul ettiği üzere yerli üretim ve istihdam artışı olmadan kalkınmak mümkün değildir.

Biz üretime gönül veren sanayiciler olarak, Ülkemizi hak ettiği noktalara taşımak adına, önemli bir gayret ve çaba içerisindeyiz. Bu anlamda haksız ithalatın engellenmesi ve yerli üretimin gözetilmesi anlamında iplik ve petrokimya ürünlerinde bölgemiz sanayisine vermiş olduğunuz destekler nedeniyle Şahsınıza bir kez daha teşekkür etmek isteriz.

İpliğe konan vergi ithalatı tam olarak azaltıcı oranlarda olmasa da, sektörümüze katkı sağlaması noktasında önümüzdeki dönemde ek vergi oranlarının yeniden gözden geçirilmesini bekliyoruz. Dünya ekonomisi ve sanayii önemli bir dönüşüm içerisinde. Ekonomik eksen Batıdan Doğuya kaymış, Çin’in öncülüğünde Uzakdoğu ön plana çıkmıştı.

Şimdi yeni bir dönem başladı ve sanayi 4.0’la, Batı üretime yeniden talip oldu. Dengeler değişti. Liberal serbest Pazar söylemlerinin yerini, yerli üretim ve korumacılık aldı. Korumacalığın giderek arttığı bu dönemde Uzakdoğu kökenli ülkelerle yapılan Serbest Ticaret Anlaşmaları müzakereleri özellikle emek yoğun sektörlerimiz açısından önemli bir tehdittir.

Özellikle Pakistan’la yürütülmekte olan ve dolaylı olarak Çin ürünlerinin de Ülkemize serbestçe girmesine imkan sağlayacak müzakareler, başta tekstil hazırgiyim, saraciye ve deri olmak üzere tüm emek yoğun sektörlerde önemli kayıplara sebep olacaktır.

Ülkemizin imalat ürünleri ihracatı içinde, sadece yüzde 3,5’luk pay alan ileri teknoloji ihracat payını süratle Dünya ortalaması olan yüzde 17’lere çıkarmalıyız. Seçim ertesinde en önemli beklentimiz Orta ve uzun vadede yatırım iştahını arttıracak yapısal önlemlerin devreye sokulmasıdır.

Sanayici olarak en önemli konumuz maliyetlerimizdir. İstihdam maliyetleri, bu listenin ilk sırasında yer almaktadır. İstihdam üzerindeki vergi yükleri Ülkemizin de yer aldığı OECD Ülke ortalamalarının çok üzerindedir. İşverenler, çalışanlarına ödedikleri her 100 TL için 55 ile 100 TL arasında değişen, ekstra maliyetlerle karşı karşıyadır.

İşsizliğin yüzde 13’lere yaklaştığı bu ortamda, İstihdamını koruyan firmalara sigorta prim desteği verilmesi, SGK ödemelerinin 1 yıl süreyle ertelenmesi, Asgari ücret desteğinin imalat sanayi firmaları için çalışan sayısı kriterine bakılmaksızın 150 TL olarak güncellenmesi, Sanayi işletmelerinde işbaşı eğitimin 6 aydan 1 yıla çıkartılması, piyasalara ve istihdama olumlu yansıyacaktır.

Enerji diğer önemli bir maliyet kalemimizdir. Sanayicilerimiz, son 14 aylık dönemde elektrik ve doğalgaz fiyatlarında dolar bazında %40, TL bazında ise %92’yi bulan fiyat artışlarıyla karşı karşıya kalmıştır.

Bu kadar radikal şekilde artan enerji maliyetleriyle; Küresel pazarlarda rekabet edebilmek, Emek ve enerji yoğun sektörlerde yeni yatırım yapabilmek, Ayrıca yeni yabancı yatırım çekilebilmek kolay olmayacaktır.

Bu anlamda ilk aşamada; Üretici ihracatçı firmaların, 2019 yılı içinde doğalgaz ve elektrik için ödeyecekleri KDV’lerin kaldırılması, Dövizdeki düşüşlerin hızlı şekilde doğalgaz ve elektrik fiyatlarına yansıtılması, Belediyelerin OSB’lerden mevcut düzenlemelere aykırı şekilde almakta olduğu elektrik tüketim vergisi tahsilatına son verilmesi, işletmelerin rekabet güçlerini arttıracaktır.

Sanayiciler olarak ürettiğimiz hiçbir üründe fiyatı ne devlet ne de biz belirliyoruz. Ancak aldığımız gümrük müşavirliği, avukatlık, yeminli mali müşavirlik gibi birçok hizmeti zorunlu olarak ve belirlenen minimum fiyatlarla satın almak zorunda bırakılıyoruz. Bu hizmetlerin bedellerinin serbest piyasa şartlarında belirlenmesini talep ediyoruz.

Bankalar şirketlere orta ve uzun vadeli TL ve Döviz kredisi vermekte imtina etmekte veya çok yüksek faiz oranları ve ek masraflar talep etmektedir. Bankacılık sisteminin, üretim, ihracat ve istihdamı daha etkin şekilde desteklemesi sağlanmalıdır.

Kredi Garanti Fonu’na geçmiş dönemde sağlanmış ve kullanılmış olan 250 Milyar TL’lik kredi limitine benzer şekilde ilave 150 Milyar TL’lik ek limit tanınması,

Eximbank sermayesinin 5 yıllık dönemde 50 Milyar TL’ye çıkarılması, 2019 yılı için KOBİ dışı firmalara da TL bazlı kredi kullanım imkanı getirilmesi, Eximbank kredilerinde teminat mektubu şartının kaldırılması, KGF limitlerinden ihracatçıya tanınan 200 Milyon TL’ye kadar teminatsız kredi kullanma imkanının işler hale getirilmesi, Sorunlu olmayan firmalara da zorlaştırılan kredi imkanlarının esnetilmesi, piyasaları kısmen rahatlatacaktır.

Birikmiş KDV alacakları malumlarınız. Finansmana ulaşım anlamında belirli zorlukların yaşandığı bu dönemde; KDV alacaklarının Hazine Bonosu olarak ödenmesi; Yüksek enflasyon dönemlerinden kalma, Peşin vergi ödemesinin kaldırılması, İmalatçı ihracatçı firmaların, Dış Ticaret Sermaye Şirketlerine mahkum edilmemesi ve KDV iadelerini doğrudan alabilmelerine imkan sağlanması, işletmeleri rahatlatacaktır.

Yeni yapılanma ertesinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız yatırım teşvikleri kapsamında en yetkili Kurumuz olarak görev almaya başlamıştır.

Adana, bulunduğu coğrafyada, 2. Bölge kategorisinde yer alan, tek şehir olarak, maalesef mevcut ve geçmiş dönemlerde uygulanmakta olan teşvik sisteminden en olumsuz etkilenen şehirlerden biri olmuştur.

Üretim, istihdam ve ihracatı teşvik etme anlamında teşvik sisteminde yeni bir bakış açısına ihtiyaç duyulmaktadır. Teşvikler yatırımcıları özendirecek şekilde yeniden güncellenmelidir.

Bu anlamda Yatırım teşvikleri; İl yerine, ilçelerin gelişmişlik düzeyleri ve özellikle işsizlik oranları göz önüne alınarak, Sektörel bazlı ve vergi indirimlerinden ziyade, işletmeler yatırıma başlar başlamaz,  enerji ve istihdam destekleri gibi doğrudan destekler şeklinde verilmelidir.

Yatırımları teşvik anlamında; OSB’lerde sanayi parsellerinde çekme mesafelerine uyularak, yüksekliğin serbest, emsal de minimum 1,5 olarak yeniden düzenlenmeli, İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri 6. Bölge teşviklerinden yararlanabilmeli,

6. Bölgeye sağlanan tüm destekler, 1. Bölge haricindeki tüm bölgeleri kapsayacak şekilde genişletilmeli ve Bölgesel Yatırım Teşvikleri Uygulaması kapsamında her bölge için belirlenen oran ve sürelerde desteklenmeli,

OSB ve Sanayi sitelerindeki işletmeler için uygulamaya konan emlak vergisi muafiyeti ile birleşme ve ayrışma uygulaması, bölgeler dışında kalan ve sanayi sicil belgesine sahip tüm işletmeleri kapsayacak şekilde genişletilmeli,

İmalat sanayi yatırımlarında yerli makineyi tercih eden yatırımcılara orta ve uzun vadeli kredi ve asgari yüzde 50 faiz desteği verilmeli 2. Bölgelerde kullanılmış makinalarını 6. Bölgeye taşımak isteyen firmalar teşvik edilmeli, taşınan firmalar kullanılmış makine hariç diğer tüm desteklerden istifade etmeli,

Zeytin Koruma Kanununda değişikliğe gidilerek, mevcut OSB ve Serbest Bölgelerin genişlemesine imkan sağlanmalı, Maden ruhsatlarındaki onay süreci kısaltılarak, atıl halde bulunan madenlerin işletmeye bir an önce açılması sağlanmalı, Organize Sanayi Bölgeleri’ndeki bakım onarım hizmetleri KDV’den muaf tutulmalı,

Türkiye genelinde özellikle ilimizde OSB’lerle şehir merkezi arasında toplu taşıma ve raylı sistem altyapısı kurulmalı, Serbest Bölgelerin imalat sanayi yatırımları için OSB’ler gibi cazibe merkezi haline getirilmesi sağlanmalı, isteyen Serbest Bölgelerin OSB’lere dönüştürülmesine imkan sağlanmalıdır.

Önemli bir potansiyele sahip olan bölgemizde lisanslı depoculuk sisteminin geliştirilmesine yönelik gereken destek sağlanmalıdır. Pompayla sulama yapan çiftçilerin elektrik fatura bedelleri, aylık değil de ürün hasat dönemlerinde tahsil edilmelidir. Ticari uyuşmazlıklarda Oda-Borsa üyesi tacir ve sanayicilerin arabulucu olabilmesinin sağlanması gibi beklentilerimiz devam etmektedir.

İş dünyası olarak en önemli görevimiz, yatırım ve üretim yapmak, istihdam sağlamak ve ihracatı artırmaktır. İçinde bulunduğumuz zorlu şartlara rağmen Adana İş Dünyası olarak, hükümetimizin de desteğiyle ülkemizin birliği, milletimizin refahı için her zamankinden daha fazla çalışıp ekonomideki toparlanma ve gelişme sürecine katkı sağlamaya devam edeceğiz.

Bölge olarak makro anlamda en önemli beklentimiz, Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan 100 günlük eylem planı kapsamında Mega Endüstri Bölgeleri içinde yer alan; Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’nin en kısa sürede hayata geçirilmesidir.

Bölge, rafineri ve petrokimya yatırımlarıyla yeni bir cazibe merkezi haline getirilmeli, Bakanlıkça yürütülen master plan çalışmalarında ve yönetiminde Adana sanayi Odası’nın da yer alması sağlanmalıdır.

Böylece, bölgemizdeki mevcut güçlü ve köklü sektörlere ek olarak; enerji, petro-kimya ve kimya sanayileri de önemli bir ivme kazanacaktır. Bölgede yapılacak yeni yatırımlar, sadece Adana’ya değil, Bölgemize ve Ülkemize de önemli bir güç katacaktır.

İlimiz, üniversiteleri, teknoparkı, entelektüel kapasitesiyle orta gelir tuzağını aşma, orta ve düşük gelirli teknolojili ürünler yerine yüksek teknolojili ürün üretimini ve ihracatını gerçekleştirme anlamında önemli potansiyele sahiptir.

Ekonomide katma değer yaratma, rekabet gücünü artırma, ileri teknoloji ürünlerin üretilmesinde önemi giderek artan Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri konusunda ilimizde önemli adımlar attık.

Daha önce 2 olan Ar-Ge merkezimiz son 2 yılda 12’ye yükselmiş, 9 adet yeni Tasarım merkezi kurulmuştur. Firmalarımızın sayıca artmasındaki gayretlerini ümit verici olarak gördüğümüz merkezlerin, ilimiz ekonomisine büyük ivme ve önemli güç kazandıracağı inancındayız.

Cazibe Merkezleri projesi kapsamında, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından kabul edilen Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Projemiz kapsamında verimlilik odaklı çalışmalar gerçekleştirilecek. İlimizde Yalın Üretim tekniklerinin anlatıldığı, Model Fabrika kurulacaktır.

Geçen yıl ilk kez 2 milyar doları aşan ilimiz ihracatını 2019 yılında 2,5 milyar dolar olarak hedefledik. Söz konusu projelerin tamamlanmasına müteakip ihracatımızı süratle 5 Milyar $’lara taşımak en önemli önceliğimiz. Bunu başarabileceğimiz inancındayız”

Konuşmaların ardından Adana Valisi Mahmut Demirtaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe, Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç ile iş dünyası temsilcilerinin katıldığı toplantı, soru-cevap kısmıyla devam etti.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.