TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Prof. Dr. Çekin; Şikayetlerin artması şiddetin bir başka boyutudur

Adana Tabip Odası tarafından hekimlere hukuki sorumlulukları anlatıldı.

Haber Giriş Tarihi: 21.12.2018 17:43
Haber Güncellenme Tarihi: 21.12.2018 17:43
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Prof. Dr. Çekin; Şikayetlerin artması şiddetin bir başka boyutudur

 Serhat ŞANLI

ADANA (İLKHABER) – Adana Tabip Odası tarafından hekimlere hukuki sorumlulukları anlatıldı. Prof. Dr. Necmi Çekin, “Müdahaleye kanunen izin verilmiş olması, müdahalenin yetkili kişiler tarafından yapılması, müdahalenin belli amaçlara yönelik bulunması, hekimin yasadan doğan bir hakkını kullanıyor ve bunu da tıp bilimince kabul görmüş ilke ve kurallara uygun olarak gerçekleştiriyor olması ve en önemlisi hastanın rızasının varlığı tıbbi müdahalelerin hukuka uygunluğunu sağlayan nedenlerdir. Yapılan işlem yasalarda yer almalıdır. Yasaların izin verdiği olmalıdır. Hekimin kendini korumak adına yapması gerekenler, zaten hastanın da korumasını getiriyor” dedi.

Adana Tabip Odası, ‘Tıbbi Uygulamalarda Güncel hukuki Sorumluluklarımız’ konulu panel düzenledi. Panele, konuşmacı olarak katılan Çukurova Üniversitesi, Tıp Fakültesi Anabilim Dalından Prof. Dr. Necmi Çekin; ‘Sağlık çalışanları Hangi sorunlar ile Karşılaşıyor? Çözüm Önerileri’ ve Adana Barosu’ndan Av. Bülent Maraklı, ‘Hekim Sorumluluğu, Aydınlatma ve Onam, Yargı Kararları’ konularında sunum gerçekleştirdi.

Adana Eczacı Odası Konferans Salonunda düzenlenen ve Moderatörlüğünü Doç. Dr. Ali İhsan Ökten’in yaptığı panelin açılış konuşmasını yapan Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal, “Her geçen gün hekim ve sağlık çalışanlarına şikayet ve şiddet devam etmektedir. Şiddet, sadece sözel ve fiziksel olmuyor. Şikayetlerin bu kadar artmasını, şiddetin başka bir boyutu olarak tanımlayabiliriz. 2018 yılı için Tabip Odamıza uygulama hataları iddiası ile 22 hekim şikayet edildi. Bu şikayete maruz kalan hekimlerin çoğu uygulama gereği Onur Kuruluna gönderildi. Sabim ve Cimer’e edilen şikayetlerin haddi hesabı yok. İlgilerin buna acil çözüm bulması gerekmektedir” dedi.

‘Sağlık çalışanları Hangi sorunlar ile Karşılaşıyor? Çözüm Önerileri’ hakkında katılımcılara bilgi veren Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalından Prof. Dr. Necmi Çekin, “Hekimin kendini korumak adına yapması gerekenler, zaten hastanın da korumasını getiriyor. Sağlık çalışanlarının, mesleklerini uygularken karşılaşacakları hukuki sorunları ve bu tür olgularda yasaların/uygulayıcıların yaklaşımlarını bilmelerini sağlayarak, hastaları ve kendileri zarar görmeden süreci doğru yönetmelerini sağlayabilmeleri amaçlanmaktadır. Kişinin kendine ve başkalarına karşı yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerini, gerektiği şekilde ve zamanında yerine getirmesi zorunluluğudur” dedi.

Birinin sağlığının bozulmasında; dikkatsizlik, tedbirsizlik, ihmalkar ya da kasıtlı davranışı varsa ve adli olgu etiketi aldıysa TCK 280 ihbar hükümü kapsamında bunu bildirmek gerektiğine değinen Prof. Dr. Çekin, “Birinin sağlığının bozulmasında; dikkatsizlik, tedbirsizlik, ihmalkar ya da kasıtlı davranışı varsa ve adli olgu etiketi aldıysa TCK 280 ihbar hükümü kapsamında bunu bildirmemiz gerekiyor. Tıbbi uygulamalarda sorumlu tutulabilmek için; Eylem hukuka aykırı olmalı, Kusur bulunmalı, Zarar oluşmalı, Oluşan zararla kusur arasında sebep-sonuç ilişkisi bulunmalıdır” şeklinde konuştu.

Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir tercih yaparken, hastasının ve hastalığının özelliklerini göz ününde tutmalı, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmalı ve emin yol seçmelidir diyen Prof. Dr. Çekin şöyle konuştu;

“Adli ölüm ise; Ölümün doğal olmadığını düşündüğünüz anda, adli makamlara bildirmelisiniz. CMK Madde 159 – (1) Bir ölümün doğal nedenlerden meydana gelmediği kuşkusunu doğuracak bir durumun varlığı veya ölünün kimliğinin belirlenememesi halinde; kolluk görevlisi, köy muhtarı ya da sağlık veya cenaze işleriyle görevli kişiler, durumu derhâl Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmekle yükümlüdürler. (2) Birinci fıkra kapsamına giren hallerde ölünün gömülmesi ancak Cumhuriyet savcısı tarafından verilecek yazılı izne bağlıdır.

ABD’de 1999 yılında klinik servislerde yatan hastaların yaklaşık yüzde 3-3,5’inde yan etki ya da tıbbi bakım sırasında bir hata tespit edildiği, yılda 44 bin ile 98 bin kişinin hatalı tıbbi uygulamaya bağlı olarak öldüğü tahmin edilmekte iken; 2016 yılında hatalı tıbbi uygulama nedeniyle ölen kişi sayısının yılda 250 bin civarında olduğu, ölüm nedenleri arasında kardiyovasküler hastalıklar ve malignitelerden sonra 3. sırada tespit edildiği belirtilmiştir.

Her yıl Almanya’da hekimler hakkında yaklaşık 40 bin tıbbi uygulama hatası iddiası ile dava açıldığı ve bunlardan 12 bininde mahkemeler tarafından hatalı uygulama olduğuna dair karar verildiği görülmüştür.

Japonya’da 1970’de 100 hekime düşen dava oranı 0,1’in altında iken, 1998’de 100 hekime düşen dava oranı 0,25’lere çıktığı saptanmıştır.

Bizde ise; Adli Tıp Kurumu’na 1991-2000 yılları arasında başvuran malpraktis ile ilgili toplam 696 dosya, 2001-2005 yılları arasında 525 dosya var iken; 2009 yılında 3. İhtisas Kurulu 1280 olgu, kusurlu bulunan dosya sayısı 707, yani kusurlu bulunma oranı yüzde 55.

Adli Tıp Kurumu 2. Adli İhtisas Kurulu’nda; (canlı kişilerle ilgili dosyalarda) 2013’de 1200, 2014’de 1700, 2015’de 2000 kadar malpraktis ile ilgili karar verilen dosya var. Bu kararlarda tıbbi uygulama hatası bulunduğu kabul edilen olgu sayısı alanlara göre değişmekte olup; ortalama yüzde 7-20 arasındadır.

Adli Tıp Kurumu 1. Adli İhtisas Kurulu’nda; (ölümle sonuçlanmış dosyalarda) 2013’de 1060, 2014’de 1320, 2015’de 1148 malpraktis ile ilgili karar verilen dosya olduğu, tıbbi uygulama hatası bulunduğu kabul edilen olgu sayısının alanlara göre değişmekle birlikte yüzde 7-30 arasında olduğu, belirtilmiştir. Bunlarda Kadın Doğum, Acil ve Travmalar ön planda yer alıyor.

Tıbbi uygulamalarda sorumlu tutulabilmek için; Eylem hukuka aykırı olmalı, Kusur bulunmalı, Zarar oluşmalı, Oluşan zararla kusur arasında sebep-sonuç ilişkisi bulunmalıdır.

Eylemde hukuka uygunluk; Uygulamayı hukuken yetkili birinin yapması, Tıbbi müdahale icraya yetkili kişi tarafından doğrudan ya da dolaylı tedavi amacına yönelik olarak gerçekleştirilen her türlü faaliyeti ifade eder.

Kural olarak ve bazı ayrıcalıklar dışında doktorluk mesleğinin uzmanlık nedeniyle sınırlandırılması söz konusu değildir. Bu nedenle genel cerrah olan davalının varis ameliyatı yapması hukuka aykırı değildir. Ancak, kendi özel uzmanlık dallarına ayrılmış alanda tıbbi müdahalede bulunurken, bu özel uzmanlık dalının gereği olan bilgiler ile araç ve gereçlere sahip olması gerekir. Bunlar olmadan yapılacak müdahaleden doğan zararlar hukuka aykırı hale gelebilir.

Hasta hekim ilişkisi kurulduğu anda, bir vekalet sözleşmesi kurulduğu kabul edilir. Bu sözleşme içinde; sadakat borcu, sır saklama(136-137), özen borcu, aydınlatma, tedavinin bizzat yürütülmesi borcu, bilgi ve belgeleri kayda geçirme ve saklama borcu, bilimsel geçerliliği kabul edilmiş ve en uygun tanı-tedavi yöntemlerini seçme-uygulama, tıbbi standartlara uyma bulunmaktadır.

Aydınlatılmış rızanın varlığı, Hastayı muayene etme ve tıbbi girişim hekimlere tanınmış bir hak olmakla birlikte rıza ile mümkündür. Rızanın geçerli olması, hastanın hekim tarafından uygulama açısından aydınlatılmış olmasına bağlıdır. Kişiye özel olması gerektiğinden matbu formlara hasta ile ilgili özel bilgiler yazılmalıdır.

Kişinin kendi yaşamı ve sağlığı için en doğru kararı vermesi, tıbbi uygulamalar konusunda bilgi sahibi olmasına bağlıdır. Tedavisini planlayan hekim tarafından tanısı, tedavi seçenekleri (önerilen ve alternatif yöntemler), prognozu açıkça anlatıldıktan sonra onay alınması gereklidir.

Acil uygulamalar (genel durumu kötü, bilinci kapalı hastalar), toplum sağlığının söz konusu olduğu olgular (bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ve tedavisi) veya akıl sağlığının yerinde olmadığı olgularda (kendi ve çevresine zarar vermesi durumunda) aydınlatmanın ve onamın kapsamı daralmaktadır.

Hastanın aydınlatılması; Hastanın aydınlandığından emin olunması, hastanın soru sormasına izin verilmesi. Tıp biliminin yerleşik kural ve standartlarına uygun davranma, Zorunlu ve acil olgularda tıbbi yardım zorunluluğu, Acile başvuran/getirilen hastalar yer olmadığı için geri çevrilemez. Ancak, uygun yeri olan bir başka sağlık kuruluşu var ise; o kurumla irtibat kurarak ve nakil koşulları oluşturularak hastanın transferi mümkündür.

Rıza olsa da yasaya aykırı eylem yapılamaması; Yasa dışı kürtaj (çocuk düşürtme (99), çocuk düşürme (100) ve kısırlaştırma (101)), Organ-doku ticareti(91-93), Ötenazi, Bilim ve yasalara uygun olmayan İnsan üzerinde deney(90), Radyasyon yayma (172), Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma veya satma(187), Genital muayene (287). Hasta ve/veya yakınlarının izni de olsa yukarıda belirtilen başlıklarda, yasalara ve yasaların istediği koşullara aykırı davranılamaz.

Yapılan işlem yasalarda yer almalıdır. Yasaların izin verdiği olmalıdır. Yetkili kişi yapmalı. Endikasyonu olacak ve rıza şartı olmalıdır.

TIBBİ MÜDAHALELERİN HUKUKA UYGUNLUĞU

Müdahaleye kanunen izin verilmiş olması, müdahalenin yetkili kişiler tarafından yapılması, müdahalenin belli amaçlara yönelik bulunması, hekimin yasadan doğan bir hakkını kullanıyor ve bunu da tıp bilimince kabul görmüş ilke ve kurallara uygun olarak gerçekleştiriyor olması ve en önemlisi hastanın rızasının varlığı tıbbi müdahalelerin hukuka uygunluğunu sağlayan nedenlerdir.

Kusur

Başka şekilde davranma olanağı var iken ve bu zorunlu iken o şekilde davranılmaması durumunda sorumluluğun ortaya çıkmasıdır.

Kast (amaçlama) ve ihmal şeklindedir. Özen-dikkat eksikliği, Tanıda kusur, Tedavi seçiminde kusur, Beceri kusurları. Öngörülmesine ve gerekli tedbirlerin alınmasına rağmen önlenmesi mümkün olmayan durumlarda (komplikasyon “izin verilen risk”), kusur olmayıp sağlık çalışanına sorumluluk yüklenmemektedir.

İstenmeyen sonuçlar

Önleme-Koruma, Tedavi, İzlem, Taburcu (ilaç yan etkileri-öneriler); Tıp kural ve standartlarına uygun olmayan yöntem/uygulama, Tanı Koyamama ya da hatalı, olması durumunda KUSUR vardır.

Öngörülemeyen, önlemi olmayan ya da öngörülse de zorunluluklar nedeniyle göze alınmış durumlarda KOMPLİKASYON söz konusu olacaktır. Komplikasyon süreçte kusura dönüşebilir. Zorlu endotrakeal entübasyon sonucu özefagus rüptürü ya da trakeostomi sonrası trakeaözefagal fistül komplikasyon kapsamında değerlendirilebilmekte iken; bu olguların tanısının konmaması ya da gecikmesi kusur kapsamında değerlendirilmektedir.

Komplikasyonun niteliği, olumsuz sonucun erken fark edilmesi, uygun-zamanında kontrol-takip, yakalanması durumunda müdahale, zararlı sonucun engellene bilirliği ya da durdurula bilirliği gibi kavramlar göz önüne alınarak, başlangıçta komplikasyon kapsamında ele alınan ancak uygun takip olmaması nedeniyle kusura dönüşebilen durumlar söz konusu olacaktır.

Hekimin uygulamalarında kusur:

Tanı-tedavi-takipte; Özen – dikkat eksikliği, Bilgi, beceri eksikliği, Endikasyon-kontrendikasyon, Tıp standartlarından sapma.

Hekimin, üzerine düşen ve somut olaydaki özel durum ve koşullara göre, aynı ve eşdeğer bulunan ortalama bir hekimin göstereceği objektif dikkat Ve özeni göstermiş olduğunu ispat etmesi gerekir.

Davacı hasta, hekimin gereken dikkat ve özeni göstermemiş olduğunu ve zararın bundan doğmuş olduğunu kanıtlamak zorundadır.

Kurumsal kusur

Tıbbi organizasyon bozukluğu, Gerekli uzman hekim/sağlık personeli çalıştırmada ve teknik donanımda eksiklik/bozukluk, Hasta güvenliğini sağlama, Hasta kayıt ve kabul. Anjiografik incelemelerde ilk müdahale koşullarının sağlanmaması. İlaç tedavilerinde kusur ilaç kullanımları, etkileşimleri, yan etkileri, klinik bulgu ortaya çıktığında yapılacaklar konusunda hasta ve yakınlarının bilgilendirilmesi gerekmektedir.

Uzun süreli ilaç kullanımı ve kronik hastalarda ilaç kullanımı ile ilgili bildirimin yazılı yapılması uygun olacaktır. Dosyasına not. Benzer şekilde, düzenlenen epikrizlerin alt kısımlarında ilaç kullanımı ve önerilerin yer aldığı bir bilgi notu olmalıdır.

Olgunun tanısının zamanında konulması, özellikle klinik tabloya yol açan ilacın kesilmesi ve tedavinin gecikmeksizin yapılması gerekmektedir. Yan etkiler ile gelen olgularda; klinik tablonun oturması ya da tedaviye yanıtın alınması beklenmeli, hasta yetersiz gözlem ile taburcu edilmemelidir.

Enjeksiyona bağlı nöropati geçmişte kusurlu davranışa bağlı zarar olarak değerlendirilip enjeksiyonu yapanlar cezalandırıyordu. Artık, doğru endikasyon-doğru yere-doğru ilaç olup olmadığı sorgulandıktan sonra ve uygun olduğu kararı sonrasında enjeksiyona bağlı nöropati komplikasyon olarak kabul edilmekte, yetkili kişi tarafından yazılı aydınlatılmış rıza sonrası yapılmış olması durumunda sorumluluk verilmemektedir. Her şeyi doğru da yapmış olsanız sorun olduğunda imzalı rıza belgesi isteniyor. Hasta dosyasına imzalı rıza belgesini mutlaka eklemelisiniz.

Benzer şekilde, 3.doz penisilin enjeksiyonu sonrası gelişen anaflakside sorgulanan; yukarıda belirtilenlere ek olarak, ilk müdahale koşullarında yapılıp yapılmadığı sorgulanmaktadır.

Konsültasyon?

Hekimler tanı koyarken zorunlu ve ulaşılabilir tüm tanı yöntemlerini kullanmak zorundadır. Bunun eksikliği sonucu yanlış tanı konulması kusur kabul edilmektedir.

Tanı araçlarının değerlendirilmesinde yetkin ya da yeterli olunmadığında ilgili uzmanlık alanının görüşü alınmalıdır. Uzmanlık görüşü almak sorumluluğu bir anlamda devretmektir. Ancak, değişen durumları izleyerek tekrar değerlendirme istenmesi gerekebileceği unutulmamalıdır.

Seçilen tedavi tıbbın o günkü kabul edilebilir kurallarına uygun olmalıdır.

Taksir

Tedbirsizlik:

İlaç komplikasyonu ve yan etkilerinin göz ardı edilmesi, Tedavi öncesi gerekli tetkiklerin yapılmamış olması, Ameliyat öncesi ameliyathanenin denetlenmemesi, Malzemenin sterilize edilmemesi, Hastaya yeterli bilgi verilmemiş olması, Operasyon sırasında hastanın vücudunda bazı cihazların unutulması, Kurşun yarasına sahip hastanın vücudunda kurşun kalıp kalmadığı araştırılmaksızın, yarası temizlenerek eve gönderilmesi ve ertesi gün ağırlaşan hastanın vücudunda kalan kurşuna bağlı iç kanamadan ölmesi olarak sıralanabilir.

Dikkatsizlik:

Tıbbi müdahale sırasında gerekli temizlik şartlarına uyulmaması, Operasyon sırasında önemli bir siniri ya da arteri kesmek, Hareketsiz kalması gereken hastayı hareket ettirmek, Anestezide tüplerin karıştırılması, Uygun olmayan ilaç ya da yanlış dozda ilaç verilmesi.

Meslek ve sanatta acemilik:

Tıptaki yenilik ve gelişmelerden, ilaç ve tedavi yöntemlerinden habersiz olmak, mesleği “gereği gibi” yapmamak. Düşük yapan hastanın muhtemel riskleri düşünülmeden ve gerekli süre gözlem altında tutulmadan taburcu edilmesi veya sağlık kurumları dışında acemice ve dikkatsizce kürtaj yapılması, Cerrahın becerisini göstermek üzere, yeni ve denenmemiş bir yöntemi uygularken hastanın ölmesi (Bilinçli Taksir).

Emir ve talimatlara, düzenleyici işlemlere ve meslek kuralları ve yükümlülüklere uymamak:

Depresyonda-intihar eğiliminde olan hastanın hastahane personelinden olmayan kimselerin denetimine bırakarak gerekli tedbirinin alınmaması sonucu, tedavi edildiği odanın penceresinden atlayarak ölmesi.

Tedavinin Reddi

Yaşam söz konusu ise, tıbbın yapabileceği varsa tedavi reddini kabul etmiyoruz. Çünkü yaşamı korumak zorundayız.

Aydınlatılmış onamın geçerliliği için hastanın anlatılanları anlaması ve bunu ifade edebilecek durumda olması gerekmektedir. Tıbbi girişimin reddedilmesi, hekimlerde; hastanın özerkliğine saygı kararı karşısında hasta için iyi-doğru olanı yapma, zarar vermeme ilkeleri arasında ikileme yol açmaktadır.

İrade özerkliğinin sınırları; Yaşamın korunması, İntiharın önlenmesi, Çocuklar ve bakıma gereksinim duyulan kişiler, Tıp mesleğinin ahlaksal bütünlüğünün korunmasıdır. İlaç içerek öz kıyım girişiminde bulunan olgunun gastrik lavaja izin vermemesi nedeni ile imzası alınarak taburcu edilmesi kusurdur.

Tıbbi evrak ve raporlarda sorumluluk

Yapılan işin mesleki bilgiler ışığında tanıklık olduğu, düzenlenen evrağın hukuki ve cezai sorumluluk doğurduğu bilinciyle, mutlaka muayene sonrası ve kurallarına uygun düzenlemek zorundadırlar.

Yapılacak yargılama esnasında suçun işleniş şekli ve suça katılma durumuna göre; gerçekleşmiş suçu gizlemek için bir başka suç işlemek, görevi kötüye kullanma, görevi ihmal, memurun öğrendiği suçu ilgili makama bildirmemesi, faili saklamak, suçun delillerini yok etmek, soruşturmayı yanlış yöne sevk etmek, evrakta sahtecilik, gibi yasa maddeleri işletilebilecektir.

Hasta ya da yakınları, sağlık çalışanlarını neden şikayet ediyorlar? Neden şikayet ediyorlar?

Önemsenmeme-kötü davranış-iletişimsizlik;

Yeteri zaman ayrılmaması, Dinlenilmemesi, Açıklama yapılmaması, Anlayış gösterilmemesi, Anlaşılmama. Beklentilerin yüksek olması ya da yükseltilmesi, Yapılabileceklerin ya da mevcut güçlüklerin iyi tanımlanmaması, Sağlık politikaları, Yönlendirilme, Tazminat elde etme, Medyatik-ilgi çeken konular, Hak arama, Doğruyu öğrenme isteği…

Anket çalışmasında, hekimlerin tıbbi uygulama hatası meydana gelmesinde etkili faktörler; Hasta sayısının fazlalığı %89.4, Hastane fiziki koşulları ve alt yapı yetersizliği %82.4, Yeterli donanım olmaması %75.4, Yardımcı sağlık personeli %74.6, Tıp eğitiminin yetersizliği %69.7, Konunun eğitimi %63.4, İlaç-malzeme eksikliği ya da zamanında ulaşılamaması %58.5. Kusurlu Tıbbi uygulama nedenleri Yetersiz gözlem, evine erken gönderme % 20.7, Tıbbi girişimde gecikme % 20.7, Yetersiz önlem ve tedavi % 15.5, Gecikmeli ve hatalı sevk %10.4, Hatalı ve dikkatsiz tedavi % 10.4, Yetersiz teşhis % 8.6, Yasalara aykırı tıbbi uygulama % 5.1

Doktor hastasının zarar görmemesi için:

Mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz biçimde almak, uygun tedavi yöntemini de gecikmeksizin belirleyip uygulamak, Asgari düzeyde de olsa tereddüt doğuran durumda, bu tereddüdü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve koruyucu tedbirler almak zorundadır.

Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir tercih yaparken, hastasının ve hastalığının özelliklerini göz ününde tutmalı, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmalı, en emin yol seçmelidir.

Hasta tedavisini üstlenen meslek mensubu doktorundan tedavisinin bütün aşamalarında mesleğinin gerektirdiği titiz bir ihtimam ve dikkati göstermesini, beden ve ruh sağlığıyla ilgili tehlikelerden kendisini bilgilendirmesini güven içinde beklemek hakkına sahiptir.

Yargıtay’ın dikkat ettiği hususlara bakacak olursak;

Davanın temelini vekalet sözleşmesi oluşturmaktadır. Vekil işi görürken yöneldiği sonucun gerçekleşmemesinden sorumlu değilse de bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur.

Vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup hafif kusurundan dahi sorumludur. Vekil konumunda olan doktorun meslek alanı içindeki bütün kusurları, hafif dahi olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.

Doktor hastasının zarar görmemesi için: Mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz biçimde almak.

Uygun tedavi yöntemini de gecikmeksizin belirleyip uygulamak. Asgari düzeyde de olsa tereddüt doğuran durumda, bu tereddüdü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve koruyucu tedbirler almak zorundadır.

Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir tercih yaparken, hastasının ve hastalığının özelliklerini göz ününde tutmalı, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmalı, en emin yol seçmelidir.

Hasta tedavisini üstlenen meslek mensubu doktorundan tedavisinin bütün aşamalarında mesleğinin gerektirdiği titiz bir ihtimam ve dikkati göstermesini, beden ve ruh sağlığıyla ilgili tehlikelerden kendisini bilgilendirmesini güven içinde beklemek hakkına sahiptir.

Öneriler;
Mesleki Sorumluluk Sigortası; Mesleki uygulamaları sırasında oluşacak hatalar nedeniyle, tazminat ödemeleri gerektiğinde kullanılmak üzere sigorta şirketleri tarafından sigortalanmalarıdır. 30.07.2010 tarihinden itibaren zorunlu hale gelmiştir.

Aşağıdaki hâller teminat kapsamı dışındadır:

Sigortalının, poliçede belirlenmiş ve sınırları hukuk kuralları veya etik kurallar ile tespit edilen mesleki faaliyeti dışındaki faaliyetlerinden kaynaklanan tazminat talepleri,

Mesleki faaliyetin ifası sırasında sigortalı tarafından kasten sebep olunan her tür olay ile davranışları, Sigortalı veya çalıştırdığı kişilerin, poliçede belirtilen mesleki faaliyeti ifa ederken alkol, uyuşturucu ya da narkotik maddelerin tesiri altında bulunması sonucunda meydana gelen olaylar.

Sigortalı ve sigorta ettiren, aşağıdaki hususları yerine getirmekle yükümlüdür: Sigortalı sorumluluğunu gerektirecek olayları, on gün içinde, sigortacıya bildirmek, b) Haberdar olduğu andan itibaren rizikonun gerçekleştiğini, derhal sigortacıya ihbar etmek, İyi hekimlik,

Çerçevesi iyi belirlenmiş malpraktis yasası, Aydınlatma-yapılabilirliğin sınırlarının-olası komplikasyonların iyi tanımlanması-rıza. Standart tanı-tedavi protokollerinın oluşturulması-uygulanması, Hukuki yardım, Meslek örgütlerinin bilirkişiliği, TTB, Uzmanlık Dernekleri. Çalışma ortamı ve koşullarının standartları, Hekimin yasal sorumluluk ve yetkilerini bilmesi, Mezuniyet öncesi ve sonrası eğitim programında bu konuya yer verilmesi”

Hastaların şuuru yerinde ise aydınlatılmış onam formlarını mutlaka doldurmaları gerektiğini, hasta yakınının imzasının geçersiz olduğunu açıklayan Adana Barosu’ndan Av. Bülent Maraklı, ‘Hekim Sorumluluğu, Aydınlatma ve Onam, Yargı Kararları’ konu başlıklı sunumunda “Hastanın kendi rızası olmadan, bizzat kendisi aydınlatılmadan, rızası alınmadan yapılan operasyonlar hukuka aykırıdır. Bunu yapan hekim şikayet edildiğinde tazminat ödemeye mahküm edilebilir.” Diyerek Tıbbi Sorumluluk Sigortası hakkında da aydınlatıcı genel bir çerçeve çizdi.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.